Tomruk Beyden Yeni Mektup
TOMRUK BEYDEN YENİ MEKTUP VAR
Lafı dolandırmayacağım bu sefer. Hemen meseleye gireceğim. Belki bu tarzın şok edici etkisi ile sen de benim gibi azıcık kendine gelirsin! Titrer ve organik kadınlık özüne geri dönersin!
Sana ilk sözüm şu: Önce kendini eleştir. Önce kendini öz hatalarından arındır, sonra eşinden de bekle bunu! Sende olmayan hatayı eşinde de bekleme huyunu terk et. İlla sende olmayan eşinde de olmayacak diye bir zorunluluk yok! Sende bu hata var; onda da o hata! Kimde hangi hatanın olup olamayacağını kendi başına tayin etme, kendini dünyanın merkezi sanma huyunu bırak artık!
"Ama bu hatası beni etkiliyor" deme! Kendini kandırma! Seni etkileyen o hata değil; o hataya bakış, o hata dediğin şeyi anlamlandırış şeklin! Nerden mi biliyorum? Çünkü kişi için gerçek algıladığıdır. Dünyada senin eşindeki hataların benzeri çok erkekte var ama onların birçoğu bundan hiç etkilenmiyor.
Demek ki senin hata dediğin şeyler sırf varlığı dolayısı ile herkesi etkileyebilme potansiyeli taşıyan bir şey değil! Yani sen yağmurdan dolayı değil; şemsiye kullanmama ihmalinden - inadından ötürü ıslanıyorsun; farkında değilsin!
Dışarı çıkarken değil, eve gelirken makyaj yap! Evde yirmi dört saat salaş sarhoş gezip dışarı çıkarken aynanın karşısında zaman geçirmen senin sandığın kadar basit bir ayrıntı değildir biz erkekler için! Her şeye anında tepki vermeyişimiz seni yanıltmasın! Biz de sizler gibi huzur istiyoruz sadece!
Her hafta bol sarımsaklı kısır yeme adetini bırak; her erkeğin bu kokunun kısırdan değil senin ağzından gelmeyeceğini ayırt edemeyeceğini, velev ki bunu yapabilse bile zamanla tiksinti duygusunun kısırdan sana genelleneceğini bil.
Katı eşitlik dayatması huyunu terk et! Bir kadının çıplak olan bacağı her sağlıklı erkeği uyandırabilir lakin kıllı bir erkek bacağından etkilenen bir kadın yoktur dünyada. Velhasıl bir kadının eşini aldatmaması fedakarlık değildir. Ancak bir erkeğin onca uyarıcı - tepki döngüsü içinde yaşadığı halde eşini aldatmaması büyük bir fedakarlıktır. Çünkü onlar bu yöndeki güçlü duygularına rağmen bunu yapmazlar. Öyleyse ondan böyle bir fedakarlık bekliyorsan sen de kendi çapında bazı fedakarlıkları yapabilmelisin. Ancak bunlar tıpkı eşin gibi çok istediğin şeylerle ilgili olsun. Mesela sen de çok istediğin onuncu çantayı, dokuzuncu ayakkabıyı alma talebinden vb. şeylerinden vazgeç!
Alevi olmaman Hacı Bektaşi Veli Hazretlerinin şu sözündeki hakikati değiştirmez: "Ne ararsan önce kendinde ara!" Daima ilken bu olsun!
Her lafa laf söylemeye, her söze köz olmaya kalkışma! Yoruyorsun! Boğuyorsun beni! Kızmışsam boşalma ihtiyacım vardır; azıcık anlayıver. Birazcık tutuver çeneni; ne olur sanki. Madem bir şey söylenince yapılmalı; yapıversene hadi!
Siz kadınların sözel kapasitesi güçlüdür. Dolayısı ile bu kapasiteni orantısız olarak kullanmaya çalışma! Her konuşmada çok mantıklı olmayı marifet zannetme! Haklı çıkmaya değil, mutlu çıkmaya bak! Hatta her tartışmada bile bile bir falso ver; bırak eşin haklı çıksın! Kime neyi ispat etmeye kalkıyorsun! Erkeği savunma gardı almaya itme! Onlar bunu erkeksi kimliklerine bir tehdit olarak görürler. Sadece bunu açıkça söylemezler; ama bunu başka yol ve yöntemlerle mutlaka ortaya koyarlar!
Kadın gibi kadın ol! Kadınsı ol! Dişi ol! Hiçbir erkek evde ikinci bir erkek istemez!
"Etkileniyorum, değiş o halde" deme bana artık; yeter. Benim değişmem yağmurun dinmesi, senin değişmen ise şemsiye kullanmandır! Amaç ıslanmamak ise hangisi kolay; söyle! Bulutlarla uğraşacağına şemsiye kullan; artık daha fazla ıslanmak istemiyorum diyorsan şayet! İkisi de aynı sonuca götürmüyor mu! Hem etkilenen sen isen değişmesi gereken niye ben oluyorum sadece; sen değiş öyleyse! Madem bu o kadar kolay üstelik; bunu sen yapsana önce!
"Dedim, değişmedin" diyorsun sürekli! Unuttuğun, göremediğin, hep atladığın bir şey var: Seninki demek sadece. Benden istediğin ise yapmak! Biri kuru bir çift söz; öbürü huy ve davranışla alakalı bir yapı... İkisi aynı kolaylık derecesindeki şeyler mi! Dünyada demekten daha kolay ne var!
Her fırsatta, "Beni bir gün aldatırsan..." diyorsun. Aldatmak bedenselden çok ruhsal eksikliklerin derinleştirdiği bir zaaftır. Bana kaç kere hayatım, canım dedin! Hele hele bana erkeğim, seninle gurur diyorum, evimin direğisin, iyi ki varsın, sen bizim için çok değerlisin, Allah seni başımızdan eksik etmesin dedin mi bir kere, söyle! Harikasın aşkım, süpersin, benim akıllı kocacım, zeki erkeğim dedin mi bana! Bir yerlerden devşirme, klasik ve kuru canım, aşkım lafını ilgi ve iltifat anlamında yeterli mi sanıyorsun sen! O kadar da kitap okuyorsun üstelik! Ruh sadece kadınlarda mı var! Ruhumu, erkeksi egomu doyurdun mu söyle Duygularımı besledin mi! Hep benden bekliyorsun! Çiçeğe takmışsın. Hediyeye. Çiçek de çiçek deyip duruyorsun! Çiçekten etkilenecek kadar zarif bir ruhun varsa benim bu gayet ince ihtiyaçlarımı niye sezemiyorsun!
"Saçımı süpürge ettim" deyip duygu sömürüsü yapma bana ikide bir! Ben süpürge ihtiyacım için evlenmedim seninle! Senden süpürge olmanı isteyen falan olmadı! Asıl vazifeni ihmal ettin, süpürgelik işlevinle mi beni kandırıyorsun! Saçını süpürge etme artık gözünü seveyim, ruhunu yumuşacık bir çiçek, ağzından çıkan sözleri latif bir su, billur içecek yap bana; yeter!
Benim yaptığım her şeye kolayca günah dedin. Madem günaha - helale bu denli duyarlısın! Al oku bir İslam ilmihalini, kadının kişilik özellikleri, eşine karşı olan vazifeleri nelermiş gör! Dini ibadete indirgemeyi; sevabı her gün yaptığın tesbihatı -elindeki zikirmatikle- bilmem kaç rakamına tamamlamayla sınırlı olarak algılamayı bırak artık! Dinimizde kadının cennete gitmesinin yolunun eşini razı etmekten geçtiğini fark et!
Psikolog
İzzet Güllü
Devam edecek...
Yorumlar -
Yorum Yaz