KEDİ BURADAYSA CİĞER NEREDE?
Gereksiz kullanılan antidepresan ileride suça bulaşma riskini artırıyormuş. Peki gerekli kullanınca neden artırmıyor? İlaçlar “Ben bu bünyede gerekli kullanıldım, o sebeple ileride soruna yol açmayayım” mı diyor? Şu ilaçlar ne kadar da iyi niyetli ve akıllı! Duruma göre etki ediyor demek. Halden anlıyorlar…
» Yazının devamını okumak için tıklayın
ACIKLI BİR HİKÂYEN OLMAYACAKSA HASTA FALAN DA OLMA
Tedavi olmazsa 6 aylık ömür kalan Refiye’nin yaşaması için Amerika’da ameliyat olması gerekiyor. Tedavi için 1 milyon dolar paraya ihtiyaç duyulan Refiye için başlatılan yardım kampanyasında sadece 300 TL toplanabildi.
» Yazının devamını okumak için tıklayın
TIP İLERİ Mİ YOKSA GERİ Mİ GİDİYOR?
Hâlâ şekere, tansiyona, kansere yani adam gibi hastalık olan gerçek sorunlara kesin bir çare bulabilmiş değil… O çare bulamadığı sorunlara “kronik hastalık” diyerek kabahati hastalıkların üzerine yıkmaya hala devam ediyor. Oysa kronik hastalık yoktur, sadece senin tedavi edemediğin, aciz kaldığın hastalık vardır! Bu algıdaki bir tıp ilerleyebilir mi?
» Yazının devamını okumak için tıklayın
PSİKOLOG PSİKİYATRİSTİN HEMŞİRESİ DEĞİLDİR
Ruhsal sorunlar her geçen gün artıyor, buna mukabil psikologların işlevi her geçen gün daha fazla daraltılıyor. Böylece insanlarımız gündelik sorunlarından ileri boyutlu hastalıklara kadar sadece ilaç odaklı bir anlayışla işleyen hatalı bir yardım sistemine daha fazla mahkum ediliyor.
UZMANLARDAN KARNE YALANLARI
“Karne eşittir başarı demek değildir, karne önemli değildir” diye diye başarıyı da, onun kâğıda aktarılmış hali olan karneyi de değersizleştirdikçe değersizleştirdiler.
SOMA’DAN PSİKOLOG İSTEMİŞLER
SOMA’da acil psikoloğa ihtiyaç varmış! Bunu bazı psikologlar söylüyormuş! Psikologlar da kuru fasülye gibi kendilerini nimetten saydırma derdinde! Bırakın yaşasın herkes insani acısını! İnsanı hasta eden vaktinden önce dindirilmiş acılardır; hakkıyla yaşanmış acılar değil! Bunu bile daha öğrenemediniz mi!
ÇOCUKLARA ÇIĞLIK ATMAYI ÖĞRETİN
Kayıp çocuklarla ilgili olarak aileden sorumlu kadın bakanımız kendinden son derece emin bir şekilde gülümseyerek masasına geçiyor. Sonra da ciddi ciddi şu öğüdü veriyor topluma: “Çocuklarınıza çığlık atmayı öğretin!”
ÇOBAN EFSANESİNİN SONU: ÇOBANLARA KIYMAYIN AĞALAR
Cahilliğe yahut koyu bir mağduriyete örnek verileceği zaman hep dağdaki çoban tabiri kullanılır. Kimdir bu dağdaki çoban? Hakikaten anlatıldığı gibi çok mu cahillerdir? Şartları asla mutlu olamayacakları koşulları mı içerir ki mutluluğa örnek verirken vs. dağdaki çoban dahi isterse mutlu olabilir falan denilir?
BİR SELFİE’ YE ACIRIM BİR DE KÜRDANA
Şu bildiğiniz kendi kendinin resmini çekme işine bile bir ad koymuşlar, “selfie” demişler. Demek ki bu işin de ruhsal hastalık sayılması yakın! Hayatta iki şey için takılan iki isme çok üzülmüşümdür! Birisi kürdan diğeri de selfie… Canım iki kavram böyle iki basit şey için…
BENİM ANNEM ORGANİK
Bu güne kadar okuduğunuz kitaplarda pek rastlamadığınız sayıda örnek… Çok sade bir dil ve son derece sıcak bir üslup… Sadece okumuyor, sanki yüz yüze görüşüyor, bir seans da alıyorsunuz.
BİR PSİKOLOĞUN CİNNETİ: İNSAN NEDEN CİNNET GEÇİRİR
Son hadise çok düşündürücü. Kars’ta bir kamu kurumunda çalışan bir meslektaşım 7 kişiyi katletti, kendisi de intihar etti. Bir psikolog bile artık cinnet geçirebilir hale geldi. İnsanoğlu normal şartlar altında cinnet geçirmez. Cinnet olgusu insan doğasına yabancı bir olgudur aslında.
ÜÇ HOROZU BİLE BİR KÜMESE KOYAMIYORUZ
Hep bilim yapacağız ama imkan yok denilir bizde. Teknolojiye, maddiyata vs. gerek yok. Bari bu basit ve beleş araştırmayı olsun bizim bilim insanları yapsaymış! Üç horozu bile bir kümese koyamıyoruz. Üç horozu bir kümese koyup da on beş gün izlemeyi bile beceremiyoruz; bunu dâhi Japonlar yapıyor…
YETER Kİ STATÜKOYA HALEL GELMESİN
Kayseri’de 4 çocuğuna, eşine ve kendine kıyan katil babanın 4 yıldır ağır antidepresanlar kullandığı kesinleşti. Göz göre göre gelen katliam… Üzerinde açıkça intihar düşüncesine yol açar yazan bir ajanın hala ilaç diye millete ekmek peynir gibi reçete edilmesi tam bir skandaldır.
MÜJDE… ARTIK YALAN DA HASTALIK OLMUŞ
Kişi neden yalan söyler? Yalan söyleme hastalığı nereden nasıl beslenir? Yalanın işe yaradığını gören çocuklar öğrenme yoluyla yalana alışırlar mı? Hangi kişilik tipleri yalana yatkındır? Masum ve yıkıcı yalanlar arasında bir fark var mıdır? Yalan söyleyen …
BİRİ TESADÜF, DİĞERİ HASTALIK DİYEREK ALDATIYOR
Vücut durup dururken öksürmez! Mutlaka bir sebebi vardır! Zaten öksürük bu sebebe dikkat çekmek ve “geç kalma, uyarıyorum” demek için çıkar ortaya!
FİLM: PSİKOLOJİ OYUNU YAPIM YILI: 2013
Şu an bir tv ekranında şahsın birisi isimden karakter analizi yapıyor! Her harfin bazı kişilik özelliklerine karşılık geldiğini söylüyor, bir isimden ne analizler yapıyor, ne sonuçlara varıyor; bir görseniz! Millet ağzı iyi laf yapan bu kişiyi ağzı açık dinliyor!
“SAĞOL DEVLET BABA, KINA BİZE O ZAMAN LÂZIMDI”
Bugün haberlerde, “Artık tüketiciyi yanıltıcı reklam yapılamayacak” deniliyor! Demek ki bugüne kadar yapılabiliyordu! Peki, öyleyse bugüne dek buna neden göz yumuluyordu? Bugüne kadar neden beklendi?
ÖNCE ANLAYIŞA BAKIN SONRA ÇAY DEMLEYİN
Psikiyatrist Dr. Tanju Sürmeli, “Dövme ve piercing psikolojik sorunların habercisi” demiş! Bir psikolog olarak sadece şunu söylüyorum: Çok komik! Ve tabiî ki çok acıklı bir vaziyetin bir başka resmi!
SORUN MU, BOZUKLUK MU YOKSA HASTALIK MI?
En fazla sorun denilmesi gereken davranışlara “anormal” davranışlar veya “bozukluk” denildiğinde ise -ki günümüzde bu tanımlama çok yaygındır- bu, zamanla “hastalık” olarak anlaşılmakta, kısa sürede bu algıya dönüşmekte, böylece ortadaki davranışsal sorunlara alâkasız tıbbi tedavilerle yani ilaçlarla çare aranır hale gelinmektedir.
DÜNYADA DEPRESYONDAN ÖLEN VAR MI?
Köyde yaşayıp da panik atak yahut OKB veya depresyon sorunu bulunan psikiyatri vakası nadirdir. Onlar bile iyi araştırılınca köyde yaşadıkları halde okuyan ve araştıran kişiler olduğu görülür.
AMAÇ RUHU TIPLAŞTIRMAK
Halk sıkıntı çekenlere, “Takma, boş ver, kale alma” der.
Halkın yüzlerce yıllık ampirik tecrübesi bu yönde! Ben de, “Sen sorunların üzerinde durmazsan sorunlar da senin üzerinde durmaz” diyorum. Benim yoğun mesleki – klinik tecrübem de bu yönde.
İZİN VERMEZLER Kİ
Tıp esasında zaten iyileşecek olanları iyileştiriyor. Aslında insanlar her devirde aynı sayıda ölmeye devam ediyor.
TIP BAYRAMINDA COŞAN VE AYAKTA ALKIŞLANAN BİR HEKİME CEVAP
“Kusuru yüzüne söylenmeyen adam ayıbını hüner sanır” derler. O sebeple tıp bayramı münasebetiyle Zonguldak’ta ateşli bir tıp öğrencisinin yaptığı konuşmadaki bazı cümleleri (ki doktorları ayakta alkışlatmış bu cümleler) aşağıda tek tek ele alacağım.
TÜRK PEDAGOGLAR DERNEĞİ’ NE CEVAP
Son dönemde popülaritesi hızla artan bir dernek: Türkiye Pedagoji Derneği! Malum, sürekli bildiri yayınlıyorlar! Son olarak Yeteneksizsiniz programında Sayın Hülya Avşar’ın 4 yaşındaki şirin bir çocuğu poposundan öpmesini gayet riskli bulmuşlar.
POSTU DELDİREN STRES BOZUKLUĞU
PPAB
Yani Post Psikiyatrik Anlayış Bozukluğu.
Açılımı:
Post: Sonra
Psikiyatrik: Psikiyatri ile ilgili
Anlayış: Bildiğiniz anlayış. Yaklaşım da denilebilir!
YOĞURT YAPMAYIN, BU MÜHENDİSİN İŞİ
Sorunumuz hoşumuza gitmeyen her şeyi yanlış ve suç saymak… Sorunumuz adil düşünmemek, duygusal reflekslerimizi gerçeğin hamiliği sanmak… Sorunumuz çifte standartlı olmak ve bunu bile görememek… Sorunumuz mesleğimizi hakkıyla eleştirmemek, toplumun ali menfaatleri adına bu işi başkası yapmaya mecbur kalınca hemen mesleki kaygılarla harekete geçmek…
REKTÖRÜN SIR İNTİHARI
Rektörün ani intiharı antidepresanları tekrar gündeme getirdi… Kısa süre önce intihar eden üniversite rektörünün hiç bir sorunu olmadığı, son derece mutlu ve başarılı olduğu, sadece kas ağrıları için uzun zamandan beri antidepresan kullandığı bildirildi.
ASLANLARIN KEDİLERE BOĞDURULDUĞU BİR DÜNYADA SAĞLIK
Sağlık sadece doğru işler yapmakla olmaz, yanlış işlerle de en az doğrular kadar ilgilenmek gerekir. Ülkemizde sadece doğru işler yapmak devletin görevi olarak görülüyor sanki. Yanlışlarla mücadele etmek bir kaç gözü kara insanın kişisel uhdesine terk edilmiş durumda.
NLP – YAŞAM KOÇLUĞU VE UN UFAK EDİLEN SAĞLIĞIMIZ
Gelmemeli dediğiniz misafirin gelmesi sizi rahatsız eder.. Aslında neden misafir değildir; o misafirin gelmemesi gerektiğini düşündüğünüz halde gelmesidir. İlan ediyorum: Psikozlar hariç, tüm ruhsal sorunların bize olan etkisinin oluşum mekanizması işte tam da budur.
ÖZEL MUAYENEHANELER KAPANMALI MI?
Özel hastaneler devlet hastanelerini az çok “adam” etti. Önündeki bir, “Özel” sıfatı bile bu hastaneler için kendine çeki düzen verme gereğini ortaya çıkardı. Kanaatimce muayenehaneler de devlet hastanelerine dönmeye başlayan özel hastaneleri “adam” edecek yerlerdir.
DUYGULARIN DİLİ, PSİKİYATRİYE “HAYIR” DİYOR
Bir kaza sonrası her yerinizden kan akarken bayılmadığınızı düşünsenize. Hissedeceğiniz acıyı ve olası ölüm korkusunu düşünsenize. Belki de akıl sağlığımızı kaybederdik. Bu sistem sayesinde olayın farkındalığı dışında tutuluyoruz. Ta ki hastaneye varıncaya kadar ya da makul bir süre boyunca…
PSİKİYATRİ LOBİSİNİN YENİ “AĞ”I
Bu günlerde kapitalist psikiyatri lobisi yeni “ağı” olan DSM – 5 ‘i piyasaya sürüyor! Yanlış duymadınız: “Ağ” dedim, evet… DSM – 5 ağ, içindeki çeşit çeşit “hastalıklar” da yem…
SAĞLIK İŞİ BALIK DEĞİL, AKVARYUM OLAYIDIR
Günümüz sağlığı tek tek bireylerle ilgilenir. Bu sebeple sağlık hizmeti artar ancak ne hasta sayısı ne de hastalıklar azalmaz; üstüne çoğalır bile. Çünkü sağlık işi balık değil; akvaryum olayıdır. Ve sağlık işi salt profesyonellere (hekimlere, biz psikologlara, hastanelere vs.) bırakılamayacak kadar önemlidir.
GENÇ DOKTOR ATLAYARAK İNTİHAR ETTİ
Tüm basın ve hekim arkadaşları sorunu “bir hasta tarafından şikâyet edilme” meselesi üzerine yıkmaya çalıştı. Depresyon ilaçları kullandığı gerçeğini ise herkes ağız birliği etmişçesine görmezden geldi. Üstelik genç doktorla ilgili resmi bir şikâyet kaydı da mevcut olmadığı halde. Bunu Sağlık Bakanlığı açıkladı.
FAKİRİN ÖNCELİĞİ ZARURİYATTIR
Her şeyi olduğu gibi değil, olduğumuz gibi görürüz. Yani neyi – nasıl göreceğimizi neyin ne ve nasıl olduğundan çok bizim kim ve ne olduğumuz belirler. Genellikle de önce isteriz, sonra ona göre bir algı inşa ederiz. Algımız ne olursa biz artık oyuzdur. Bizi algımız,
PROF. DR. EROL GÖKA İLE DOBRA DOBRA
Ülkemizin en saygın psikiyatrlarının başında gelen, asla mesleki kaygı ile hareket etmediğini yıllardır çok iyi bildiğim, bilim insanı nosyonuna sahip, dik duruşlu, mütevazi ve dobra kişiliği ile tanıdığımız kıymetli hocam Sayın Prof. Dr. Erol GÖKA ile yaptığımız şu …
BELİRTİLER İŞARET MİDİR YOKSA HASTALIĞIN KENDİSİ MİDİR
Başlıktaki bu sorumun cevabı, “Söz konusu psikiyatri ise, evet” şeklindedir. Yazılarımda her yönüyle ele aldığım somut gerçekleri görüp de psikiyatriye hala sadakatle bağlı olabilmek ancak ve ancak dogmatizmle mümkündür diye düşünüyorum.
HOŞ BİR MASAL: İLAÇ FİRMALARINA “YÜKSEK” PARA CEZASI
Sıfır hatanın ve sıfır toleransın olması gereken alanların başında sağlık sektörü geliyor. Aslında sağlık için sektör kelimesini kullanmanın da son derece yanlış olduğunu düşünüyorum. Çünkü psikolojideki çağrışımsal yakınlık ilkesi gereği sağlık ile sektör kelimesini sürekli yan yana kullanmak …
MANİFESTO: RUHUMA DOKUNMA!
İçinde bulunduğumuz asırda iki büyük aldatmaca yaşandı. Bu asrın ilk aldatmacası Evrim Teorisi’ ydi. Bu teoriyle önce Allah’ın olmadığını, her şeyin tesadüf eseri meydana geldiğini anlattılar toplumlara. Böylece insanoğlunu hedefsiz, başıboş, haliyle hazcı bir felsefi yapıya büründürdüler.
ÜZÜNTÜNÜN AZI DUYGU, ÇOĞU DEPRESYON HASTALIĞIDIR
Gribin azı griptir de çoğu kanser midir? Oysa bir şeyin şiddeti artınca niteliği değişmez! Sevginin azı hala sevgidir de çoğu başka bir şey midir? Ya nefretin, özlemin, sevincin? Peki tıpkı bunlar gibi bir duygu türü olan üzüntünün neden azı karar da çoğu zarar yani hastalıktır? BD’deki kapitalist psikiyatri lobisi öyle buyurdu ya, ondan!
“ASRIN SALGINI DEPRESYON” YALANI
Sağlıklı beslenme, kitlesel bilinçlenme gibi gelişmeler sonucu fiziksel sağlık alanında fazla hastalık üretemeyen, şimdilik şeker, kalp, tansiyon ve obezite ile beslenen (ancak bunlarla asla yetinemeyen) kapitalist vampir gözünü psikiyatriye dikmiş durumdadır.
BİR TAVIR BOZUKLUĞU OLAN KİBİRİN KOL GEZDİĞİ SEKTÖR: SAĞLIK CAMİASI
Yazılarımda yer alan tespitleri zaman zaman ilgili mercilere de yolluyorum. Bir seferinde, “Şöyle şöyle sıkıntılar var” dediğimde, “Hekim onlar, hasta bakma yetkisi onların” mealinde bir cevap almıştım. Yani, “Uzman o ise dilediği gibi bakar, sana ne” denilmişti. Kibir kokan bu cevap…
ZOR RUHSAL DÖNEMLER Mİ RUH HASTALIKLARI MI?
Psikiyatrideki sorunların hastalık olmadığını anlatan dizi yazılarım kısmi bir yanlış anlamaya da neden olmuş gibi gözüküyor. Kimi okuyucular, “Hocam hastalık yoksa bizi rahatsız eden bu durumlar normal mi, biz bunları çekelim mi yani” türünden sorular soruyorlar.
BİRİLERİNİN HASTASIN DEDİKLERİNİ YOOOO DEĞİLSİN DİYEREK TEDAVİ ETMEK
İkna ve telkin psikolojinin en temel iki argümanı olduğu halde günümüzde büyük ölçüde unutulmuş durumdadır. Oysa terapi bir değişimleme sürecidir ve her değişim için mutlaka ikna şarttır. Yine farklı bir ikna yöntemi olan telkin için de bu böyledir.
DOKTOR HASTA ETTİ, TEKNİSYEN İYİLEŞTİRDİ
“Hastayı doktor tedavi eder” derler. Oysa bazen doktor hasta edebiliyor. Yine, “Teknisyen tedavi edemez, yetkisi yok” denilir. Hayır, teknisyenin iyi ettiği hastalar da olabiliyor. Bu yazı bunları anlatıyor. Ve çok daha fazlasını!
MODERN ZAMAN HASTALIKLARININ ŞAHI: CÜBBELİ DEPRESYON
İpin ucunu iyi yerden yakaladılar, evvela insan organizmasının televizyon başında çok oturunca da baş ağrıması veya üç gün uyumayınca da halsizlik tepkisi üretmesi misali sağlıklı hallerde de hastalığa benzer tepkiler verebildiği gerçeğini görmezden geldiler.
BENİ GİDİ PSİKİYATRİ DÜŞMANI BENİ
“Kimi ilacı bırakamıyorum” diyor, kimisi, “Kullanıyorum ama daha kötüyüm”. Kimi az fayda etti diyor, bakıyorsunuz bu fayda bile aslında ilaç dışı gelişmelerle ilgili gibi görünüyor. Ancak, “İlaç içtim; fobimi, panik atağımı, OKB’ mi sadece ilaç sayesinde yendim” diyen tek bir kişi göremiyorsunuz.
BİR BİLMEME HASTALIĞI:PANİK ATAK
Artık bu camiada, “Panik atağa bir günde son… Evde kendi kendine yirmi bir günlük eğitimle…” falan deniliyor. Son dönemde sadece tıbbi tedaviden değil; terapiden de kazanılabileceği görüldü. Böylece gözleri kuşatan menfaat kaygısı perdesi kalktı ve yıllar sonra bir gerçek çok geç de olsa …
SÜRDÜĞÜM YAŞAM BENİM İSE KOÇU SEN OLAMAZSIN!
Bilgi en asli bağlamı olan ahlâktan koparıldı. Uzmanlık işi değerlerden soyutlandı. Sadece kuru bilgi işi olan teknik bir meşguliyet haline getirildi. Sağlıkta reklâm yasak olduğu halde birileri bazı belirtileri özgürce tanıttılar. Ekranlarda, gazetelerde sıra sıra bu belirtileri saydılar.
SAYIN SAĞLIK BAKANIM, ALDATILIYORUZ
Mahkemelerde dava açmak için ücret ödemek gerekiyor. Hak arama girişimleri zorlaşmış oluyor, bir bakıma engelleniyor. Böylece insanlarda “Ne lüzumu var, kolay mı?” duygusu oluşuyor, hak arama duyarlılığı zaten düşük olan toplumumuzda var olan kısmi duyarlılık da bu tip…
KOLESTEROL, İLAÇ VE TERAPİ LOBİSİ
Uzun zamandan beri, “Kolesterol hastalık değil, sadece bir laboratuar bulgusu. Hiçbir bulgu tek başına hastalık olmaz. Belli bulgular bir arada tablo haline gelirse ancak hastalık olur. Hem kolesterol kötü bir şey de değil. Yıllarca yumurta ve tereyağını da yasakladınız ama sonunda yanılmışız dediniz ve…
PANİK ATAK HASTALIK MIDIR?
Panik atağı doğru anlayabilmek için sadece panik atağın üç – beş belirtisini, etiyolojisini ve prevelansını bilmek yeterli değildir. Bu sorunu doğru anlayabilmek evvela psikiyatriyi, onun gelişimsel tarihini, bu alanın nevi şahsına münhasır doğasını, en çok da alanın içindeki türlü sıkıntıları tarafsız …
ALLAH’IN SUYUNUN KULUNA PARAYLA SATILDİĞİ ÜLKE
Üç tarafı deniz olsun, pınarlarından gürül gürül sular çağlasın. Yıllar boyu verdiğimiz vergilerle bir defaya mahsus su şebekesi döşensin ancak hammaddesi pahalı bir fabrika ürünüymüş gibi, hepimizin olan Allah’ın suyuna sanki başkasının babasının malıymış gibi her ay düzenli olarak para ödeyelim.
SAĞLIKTAKİ SORUNLAR: DIŞI SENİ İÇİ BENİ YAKIYOR
Bir hizmet makamına insan seçilirken en fazla sınav yapılır yahut akademik kariyerine bakılır. Oysa bir makamdaki başarı bilgi değil; daha çok sağlıklı düşünce ve adalet duygusu meselesidir. Bilgi eksikliği bir biçimde, mesela bilen kişilere danışılarak vs. de telafi edilebilir.
PSİKOLOG GÖZÜYLE TAM GÜN YASASI
Adı bıçak parası olunca kötü de fark ücreti olunca neden iyi! İkisinde de bu ücreti ödeyen halkımız değil mi! Önce muayenehaneme gel demek ile fark ücretimiz şu kadar demek vatandaşın cebi açısından aynı şey değil mi!
PSİKOLOGLARDAN NASIL FAYDALANILMALI?
Psikiyatristler bazı bilindik sebeplerle ilaç dışı yaklaşımları benimsemiyor, bu durumda ellerinde tek seçenek olarak ilaç vermek kalıyor.
İlaç verebilmek için ise teşhis konulması gerekiyor. Bu durum, her sorunu hastalık olarak görme yaklaşımını körüklüyor.
SERA USULÜ YAŞAM VE NASIL BAŞLARSA ÖYLE GİDER GERÇEĞİ
Daha dünyaya gelişi bile organik olmayan, yani doğumu dahi suni sezaryen yöntemiyle gerçekleşen bir canlının daha sonra organik bir yaşam sürmesi nasıl mümkün olabilir ki! Dünyaya kendi kanından ve canından bir canlı getirmenin ücreti diyebileceğimiz bir doğum sancısını bile göze alamayıp bu bedeli kadın…
HER ŞEY HUKUK DEĞİLDİR, HER ŞEY ASLINDA VİCDANDIR
Kürtaj konusunda mahkemelerin dün öyle, bugün böyle diyebilen, hatta bir konuda bile birbiriyle çelişebilen kararlarını değil de kürtaj olmuş anaların asla yalan söylemeyen ruhsal durumlarına baksak biraz da, sonra da elimizi vicdanımıza, kendimizi de daha dünyaya gelmeden katledilen bir ceninin yerine koysak…
ORGANİK İNSAN MI, SERA İNSANI MI?
Günümüz sağlığının en temel iki konusu… Yiyeceklerin bozuk olması, organik olmaması durup dururken değil; aslında insanların organikliğinin bozulmasıyla başladı. Çünkü organik olmayan ve zararlı denilen gıdalar organikliğini yitiren bir duygu ve düşünce dünyası neticesinde ortaya çıktı.
PSİKOLOGLARA KİBİRLİ KÖSTEK, İMAM EFENDİLERE MANEVİ DESTEK…
İnsanoğlu, omzunda çoğu vebal türünden ağır günahları, tüm bunlara rağmen zayıflasa da tamamen sönmemiş, yani az buçuk da olsa ayakta duran bir imanı varsa zamanla içinde kendisini sıkıştıran ruhi kıskaçtan samimi değil, hamasi nitelikli hayır adımları atmaya çalışarak kurtulmak ister.
SİYAH VE BEYAZ MANTIĞININ BÜYÜSÜ
Neden sağlık meselesine siyah ve beyaz mantığıyla bakılır, hiç düşündünüz mü! Şikayet edilen bir sorun illaki hastalık sayılmak veya normal bir durum olmak zorunda mıdır! Üçüncü bir hal yok mudur? Hadi diyelim ki tablo normal değil! Normal olma durumunun dışındaki bir tablo …
DEPRESYON HASTALIK MI? PEKİ WEB SİTESİ İLAÇ MI?
Bu sürede gitmediğim doktor, kullanmadığım ilaç kalmadı. Durumuma her doktor ayrı bir teşhis koydu. Kimi depresyon, kimi anksiyete dedi. Depresyon diyenler kendi aralarında üçe – beşe ayrıldı.
DÜNYADA İLK KEZ BİZ YAPIYORUZ, VAY BE!
“Dünyada ilk defa…” sözü gururumuzu okşuyor. Neyi dünyada ilk kez yapabiliyoruz ki “dünyadaki en zor işlerin başında gelen” organ naklini yapabilelim. Bu gerçeğe rağmen böylesi bir işe nasıl bu kadar kolay dalabiliyoruz! Muhtemelen organ naklini organ ve nakil kelimelerine bakarak bir organ bulmak…
YA KEDİYE KIZAN ÇOCUK GİDER DE KUYRUĞUNA BASARSA
Ankara’dan bakınca profesör değil, ordinaryus olsanız bile asla göremeyeceğiniz, ancak işin mutfağında olunca fark edebileceğiniz, çünkü hayatın = akademisyenlik olmadığı bazılarınca bilinen, en azından bilinmesi gereken, lakin bir kısım zevat tarafından çok da bilinmesi istenmeyen bir gerçektir.
NE SAĞLIKLI Kİ DAVRANIŞLAR SAĞLIKLI OLSUN
Şiddet bir algı ve davranış bozukluğudur. Birçok şey bozuksa, hele hele en önemli şeyler olan algımız ve niyetimiz bozulmuşsa davranışlarımızda da bozulma olması olağan bir sonuçtur. Nelerimiz nasıl bozuk, şimdi hep birlikte bunu görelim:
KATİL PSİKOLOJİK TEDAVİ GÖRÜYORMUŞ YALANI
Son dönemde, “Psikolojik tedavi gören şahıs dehşet saçtı” türü haberler basında sıklıkla yer almaya başladı. Daha dün 7 yaşındaki Ece’yi öldüren ve psikolojik tedavi gördüğü ifade edilen kişi, “Pişman mısınız” sorusuna içli bir iç geçirme ile, “Pişmanım” diye cevap veriyor. Peki niçin yaptınız sorusunu ise kafasını sallayarak, “Bilmiyorum” diye yanıtlıyor.
HER ŞEY ASLINDA İSİM TAKMAKLA BAŞLIYOR
İsim takmak göründüğü kadar basit bir eylem değildir. Çünkü bu eylem akabinde gelecek algıları ve yaklaşımları belirlemesi bakımından büyük bir önem taşır. Bir adama onca iyi ve saygın meziyetine rağmen söz gelimi kel sıfatını takın, yığınla insan o kişiyi daha ilk gördüğünde hiçbir meziyetini …
HEKİMLİK NEDEN İTİBAR KAYBEDİYOR?
Atalarımız, “Öküz alırken toruna, gelin alırken dedeye danış” demişlerdir. Çünkü öküze “ihtiyacı olduğu için” dede, geline de “duygusallık söz konusu olabileceği için” torun yanlı yaklaşabilir, dolayısı ile ortaya gerçekçi bir değerlendirme ve sonuç çıkmayabilir. Aynı gerçeklikten hareketle meseleye hekim dışı ancak çok da uzak olmayan…
YENİ SALGIN: DÜTTÜRÜ DÜNYA SENDROMU
Çocuğunuz yaşıtlarına göre biraz utangaç mı? Kesin “sosyal anksiyetesi” vardır. Eskiden böylelerine, “Ne edepli çocuk, bak bu yaşta yüzü kızarıyor, bu çocuktan korkma… Aferin, Maşallah” falan derlerdi. Kız ise evlenmek için en çok bunları tercih ederlerdi.
İYİ SAĞLIK SİSTEMİ NASIL İŞLER?
“Artık hiçbir yiyecek doğal değil, hem stres faktörü…” falan diyenlere, “İyi tamam da bu kadar yıl süren eğitim, akabinde oluşan bilinçlenme, eski asırlara nazaran daha dengeli beslenme, her türlü imkâna ulaşımda kolaylık ve daha fazlası. Peki, bunlara ne diyeceğiz” diye sorar!
Ayrıca, bu kadar yetişmiş
İMAMLARA DA PERFORMANS SİSTEMİ GELMELİ
Performans sistemi ülkemize, en çok da sağlık teşkilatımıza özgü önemli bir buluş değildir. Doğru düzgün neyi bulmuşuzdur ki bunu bulmuş olalım. Aslında bu sistem İkinci Dünya Savaşı yıllarında liman işçilerinin performansını artırmak için icat edildi diye biliyorum
SIKINTI VE ÜZÜNTÜLERLE DOĞRU MÜCADELE TEKNİĞİ
Bir arabanın ne kadar hızlı gidip gidemeyeceğini, varacağı yere çabuk ulaşıp ulaşamayacağı, hatta kaza yapıp yapmayacağını sadece arabanın kendisi belirlemez. Bu sonuçların nasıl ortaya çıkacağını belirleyen faktörlerin başında o arabayı kullanan (yöneten) kişinin özellikleri, özellikle de arabayla olan ilişki biçimi gelir.
PSİKİYATRİ SAHASININ RÖNTGEN SONUÇLARI ÇIKTI
15 yıldır alandayım. Gerek birebir ve yakından, gerekse dolaylı olarak ve uzaktan binlerce vaka görmüş biriyim. Çoğu da psikiyatri tezgahından geçip gelmiş kişilerdir. Hep hastaların filmi çekilir. Bir de film çekenlerin filminin çekilmesi lazımdır. İçinde bulunduğum bir alanda çektiğim ve …
ANTİDEPRESAN KULLANDIKÇA DEPRESYON HASTALIĞI ARTIYOR
Günlük yaşam içinde olumsuz olaylar sonrası karşılaşılan her duygu bozukluğu depresyon olarak değerlendiriliyor. Klinik depresyonu, ‘kişinin sosyal işlevlerini ve günlük yaşama dair etkinliklerini rahatsız edecek keder durumu’ şeklinde tarif eden psikologlar, insanın doğası gereği her iyi…
SADECE BELİRTİLER HASTALIK KRİTERİ OLAMAZ
En temel hastalık kriteri; bilimsel gelişmelerin değil, Amerikan kökenli bir psikiyatri lobisinin oylama usulüyle belirlediği 8 – 10 belirtinin bir arada olması değildir. Psikiyatride en temel hastalık kriteri; yaşanılan sorunun başa gelen bir olumsuz yaşam olayına tepki olarak ortaya çıkmamış olmasıdır.
ANTİDEPRESANLARA KARŞI ÇIKALAR SUÇ İŞLİYOR DİYEN PSİKİYATRİSTLERE SORULAR
Psikoterapi malum, psikoloji biliminin bilgi, ilke ve yöntemleri üzerine kurulu bir iletişimsel yaklaşımdır. Peki fizyolojisiz, anatomisiz hekimlik olmuyor da fakülte düzeyinde psikoloji eğitimi almadan psikoterapi nasıl mümkün olabiliyor?
MÜJDE: SAĞLIK SEKTÖRÜNDEKİ HATALAR PARA İLE TEMİZLENEBİLECEK
Sahte bir diş hekimi tek bir diş çekerken tespit edilse hemen tepesine binilir. Nedeni ağır halk sağlığı sorunudur! Halbuki birçok hekimin
yanlış bir dişi yanlış yöntemlerle çektiği o kadar çok görülür ki! Ama nedense bu hata halk sağlığı sorunu olmaz!
BİLİMSEL SONUÇ: DEPRESYON İLAÇLARININ FAYDASI YOK. DEMEK Kİ ALLAH TOPLUMLARI KORUMUŞ
Günümüzde günlük ve son derece insani duygu durum yaşantılarına depresyon demek moda oldu. Bundan daha da garibi bu sağlık skandalına yetkili hiçbir kimsenin ses çıkarmıyor oluşu! Bu günlerde en az bunun kadar önemli yeni bir gelişme daha ortaya çıktı:
HEPİMİZİN VEBALİ VAR
Boşanmaların en büyük nedenleri arasında şiddetli geçimsizlik yatıyor. Şiddetli geçimsizlik demek eşlerin aralarında doğru iletişim kuramaması demektir. Yani sorun psikolojik niteliklidir. Ülkemizde yıllardır ailelere bu konuda gerekli mesleki danışmanlık yapılmıyor.
ŞİDDET NASIL ÖNLENİR?
Evdeki şiddeti önlemenin yolu bu şiddeti mayalayan, şiddetdavranışının tohumunu eken sokaktaki şiddeti önlemekten geçer. Bununiçin de kadına yahut erkeğe, sokaktaki ya da evdeki – ailedeki ayrımıyapmadan her türlü şiddete en ağır cezalar getirilmelidir.
BİLGİSAYAR YAZILIMLI ROBOTLAR HASTA BAKABİLİR Mİ?
Bir işin icrasında işi insana has kılan sıcak ve dinamik özellikleri dudak bükerek dışlayanlara, bu vazifeyi sadece unvanlarından kaynaklı bir “bilgi işi” olarak görenlere artık eskisi kadar şanslı olmadıklarını söylemek istiyorum. Çünkü devir bilgisayar, yazılım, robot ve makinalar devri.
YA BİR YOL BUL YA BİR YOL AÇ YA DA YOLDAN ÇEKİL
Yaşamın içinde onu – bunu dinlemeyen, zamanı geldiğinde “önüne konulan tüm setleri” yıkıp geçen enteresan bir “gizemli el” var. Bunu gözlerimle göremiyorum lakin var olduğuna en az kendim kadar eminim. Çünkü bunun o denli güçlü emarelerini gözlemliyorum ki yaşamda.
HASTA OLMADAN HASTANEYE GİTMEK KUL HAKKI YEMEK Mİ?
Hasta olmadan hastaneye gitmek, bir takım tetkik vb. giderlere sebep olmanın da kul hakkı yemek olduğunun açıkça deşifre edilmesi lazımdır. “İnsanlar bunu bilmiyor mu zaten?” denilebilir. İnsanlar bizzat duymadıkça, somut olarak ifade edilmedikçe bu olguyu savunma …