Kur'an bir konuda herhangi bir şey söylemiyorsa şu 3 hususu dikkatlerimizde tutmalıyız:

1. Allah asla unutmaz.
2. Allah asla ihmal etmez.
3. O noksanlıklardan münezzehtir. Bu sebeple de noksan kitap yollamaz. Eksikliklerden münezzeh olana eksik iş yaptı, noksan kitap, noksan din yolladı da sağolsun bazı seçkin kulları tamamladı diyenlerden Allah'a sığınırız.

Bu günlerde kızlarda evlenme yaşı tartışılıyor. Kur'anda evlilik yaşı belirtilmemiş, o halde 6 yaş bile Kur'ana uygundur deniyor.

Bir konu Kur'anda yer almıyorsa onu Allah din saymamış, dini bir mesele görmemiştir. Görseydi o konuya kitabında mutlaka değinirdi.

O halde şunu dememiz gerekiyor: Bir konu kitapta yer almıyorsa o konudaki düşüncelerimizi Kur'ana dayandırmamız yersizdir, gereksizdir, hatta bu çok saçmadır.

Bir konu Kur'anda geçmiyorsa 6, 10 veya 12 yaş Kur'ana uygundur veya değildir demek abestir. Kur'an bu meseleye karışmamış, bunu başka kriterlere havale etmiştir. Örneğin bilime, kültüre, ortak akla vs. Öyleyse başka kriterlerin ilgi ve bilgi sahasına bırakılmış bir hususa zorla Kur'andan olumlu veya olumsuz yönde icazet aramak tutarsızlıktır.

O halde bu konulardaki kararı bunlarla vereceğiz. Bunlarla verilecek bir kararı Kur'ana dayandırmaya, onunla çürütmek veya onunla onaylamaya çalışmak kendi beşeri görüşlerimizi, kendi çıkarımlarımızı yani subjektif zan ve tahminlerimizi dinselleştirmektir. Bu ise düpedüz haddi aşmak, ilahlık taslamaktır. Allah'ın otoritesine ortak olmaktır.

Adamlarda "Kur'an her şeye karışır" diye sakat ve Kur'an dışı bir algı olduğu için Kur'anın değinmeyerek, başka kriterlere havale ederek bize bıraktığı hususları bile ne yapıp edip Kur'ana yaslamaya, Kur'ana dayamaya, Kur'ana söyletmeye veya Kur'anla reddetmeye çalışma gibi garip bir huy ve gelenek var. Kur'anın değinmediği bir hususa bile Kur'andan referans arandığında zorlama, eğip bükme, zan, iftira, tahmin kaçınılmaz oluyor. Tahminler din olabilir mi? Olmuş işte. Rivayetler din olmuş, tahminler din olmuş. Ama kimse din ilahidir, bunlar ilahi mi diye sormamış! Sadece demokrasiye gelince bu ilahi değil, beşeri demişler. Sanki içtihatlar, mezhep görüşleri falan ilahi!

Oysa evlilik yaşı Kur'anda yoksa yapılması gereken din bu işi dini bir mesele olarak görmemiştir. Ortak akla, dilime, kültüre havale etmiştir şeklinde düşünmektir. Bu durumda bu konuya bilim ile vs cevap aramaktır. Her meselenin illa ki dinselleştirilmesi veya dini olması gerekmez. Allah'ın dini görmediği, dinsel kılmadığı bir hususu dini ilan etmek şirktir. Bu Allah'a ortaklıktır. Beşeri zan ve tahminlerimizi dini, ilahi, şer'i kılmaktır.

Bunu kabul edemezler zira dinin değinmediği hiç bir mesele olmadığını kabul ediyorlar. Bu sebeple zaten din değinmemiş ise din adına kendileri değiniyorlar. Yani ne yapıp ediyorlar, Allah'ın dinden saymadığı nice hususu bile dinselleştirerek dini hale getiriyorlar. Sonra da gerine gerine "Demokrasi beşeridir" falan diyorlar. Sanki onların bu beşeri içtihatları, fetvaları, tevil ve tefsirleri vs ilahiymiş, sanki dinlerinin yüzde yüzü saf ilahi hükümlerden oluşuyormuş gibi.