• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
METAFİZİK GEVŞEME: GİDİŞATIN ANALİZİ
18/01/2018
Genelde her toplum, özelde de her insan bazı iyi ve faydalı davranışları bir psikolojik zeminin üzerine bina eder. Bu, kiminin evini sağlam bir arsaya, kiminin de fay hattı üzerine bina etmesine benzer. Her bina altındaki zeminden etkilenir.

Bir iyi iş ve eylem neyin üzerine bina edilmiş ise diğer zeminler zayıflar ve zamanla yok olur. Böylece erdemli iş ve edimlerin altında tek bir motivasyon kalır.

Batılılar erdemli davranışları iyi, medeni bir birey, iyi bir insan olma anlayışı ve görev bilinci üzerine kurmuştur. Bu bilinç ne kadar kuvvetli ise o oranda olumlu sonuç doğurur ve bu anlayış değişmediği sürece erdemli davranışlarda pek fazla sorun olmaz.

Bu bağlamda ortalama bir Batılı bir iyi işi veya eylemi dini kaygıları veya acıma/merhamet duygusu vs için değil; bunu görevi gördüğü, yapması gerektiğine inandığı, bunu kişiliğinin bir parçası saydığı için yapar.

Bu bir eğitim ve bilinç işi olduğu için duygular gibi kolay kolay değişmez. Haliyle üzerine inşa edilen erdemli iş ve edimlerde de fazla bir değişkenlik gözlenmez.

Bizim gibi Doğu toplumları iyi iş ve edimleri genellikle din yani haram helal kavramları üzerine kurmuşlardır. Bu kavramlar sonuç itibariyle duygusal bileşeni de olan, yapılınca huzur, yapılmayınca burukluk ve huzursuzluk veren kavramlardır. Bu kavramlardaki en ufak bir değişme üzerine bina edilen erdemli iş ve edimlerde de gevşemelere yol açar. Az önceki örnek üzerinden devam edecek olursak bizde yardım etmek için sevap duygumuzun çok güçlü olmasına veya merhamet duygumuzun normalin çok üstüne çıkmasına ihtiyaç vardır. Oysa bu iki motivasyon duyarsızlaşmaya açıktır ve zamanla değişebilir. Söz gelimi her gün dilenci gören bir insan artık bir ihtiyaç sahibi gördüğünde eskisi kadar merhamet duygusu hissetmez olur.

Son yıllarda din adına iş yapan, dini temsil ediyor görünen bazı kişi ve kesimlerle ilgili olarak ortaya yayılan bilgiler, haberler, dedikodular vs insanların inancında ciddi bir kaosa neden oldu. Bir çok kişi inanç işinde bu kişi ve kesimler yüzünden metafizik yıkıma uğradı.

Bir çok insan inancını başkalarının inançla olan münasebetine bakarak oluşturur. Bir inancın güçlü, samimi ve erdemli temsilcilerini gördükçe imanı güçlenirken tersi olduğunda bu imanında gevşemeler ortaya çıkar. İmam ... yaparsa cemaat ... yapar sözü bu gerçeği ifade eder.

Şahsen ben ta çocukken, istisnasız her Cuma günü para toplanmasına bakarak "Acaba dini bizlerden para toplamak için mi uydurdular, birileri bu işin aslını biliyor da biz halktan mı gizliyor" diye düşünmüştüm. Bu sadece kendi hayatımda içine düşürüldüğüm bir çatışmaya dair somut bir örnektir.

Evet! Gözümüzde büyüttüğümüz insanların din ile ilgili konulardaki bazı hoyrat tutumları bizim gibi ortalama insanlardan meydana gelen geniş halk tabakalarında metafizik gevşeme ile karşılık bulabiliyor.

Bu gibi durumlarda hemen arkasına saklanılan "İnsanların hatası dini bağlamaz" iddiası sadece bir temenniyi ifade eder, ancak gerçeği yansıtmaz. Dini insanlar bize anlattığı için insanlara güvenin kaybolması dine duyulan güveni de sarsabilmekte, din ve dindar algımızı da etkileyebilmektedir ki bu da gayet doğaldır.

Kanaatimce ülkemizde son dönemde yerleşik insanlık, sevgi, saygı, hoşgörü, din ve dindarlık algısı gibi konularda ciddi bir zihni kopuş yaşanıyor. Bu sebeple son dönemde, evlerimizden sokaklarımıza, çocuklardan en yaşlı olanlarımıza varıncaya kadar çoğu alanda din ile, iman ile, bırakın bunları vasat bir insanlık ile dahi izahı yapılamayacak ve "İnsanlık nereye gidiyor" diyerek dehşetle izlediğimiz bir çok olumsuz davranışlara şahit oluyoruz.

Kanaatime göre bunun altında özellikle göz önündeki bir kısım insanların dini kötü temsil etmesi dolayısı ile daha geniş kitlelerde yaşanılan imani gevşemenin büyük bir rolü bulunuyor. Evet bir çok insanda, olup bitenler metafizik bir yıkım, imanlarında ciddi bir gevşeme ortaya çıkardı. "Siz bu iseniz, din bu ise ben niye kendimi kasıyorum ki, ben enayi miyim" duygusunu doğurdu.

Olup bitenler nedeniyle gevşeyen iman, din duygusunda ve motivasyonunda azalmalara neden oldu. Böylece iman ve din yeterli motivasyonu üretemez hale geldi, caydırıcı veya teşvik edici olma gücünü büyük ölçüde kaybetti.

Erdemli iş ve edimlerin din ve iman arsası üzerine bina edildiği toplumlarda bu zemindeki en küçük sarsıntı binalarda büyük çatlaklara hatta yıkımlara neden olur. Sanırım yaşadığımız tam da budur. Akıllı esnaf tek bir sektöre yatırım yapmaz. Başka sektörlere de yatırım yaparak riski dağıtır. Biz iyi iş, edim ve erdemli eylemler konusunda yatırımı 1400 senedir sadece din arsası üzerine yaptık. Haliyle oradaki en ufak bir sarsıntı ortaya bütün sermayesi hızla çözülen iflas etmiş insanlar çıkardı.

Daha çok din - din dendikçe, dini kurumlar çoğaldıkça, dini eğitimler yaygınlaştıkça insanlıktaki hızlı aşınmanın azalmaması, tam tersine hızla artmaya devam etmesi olgusu üzerinde düşünülmesi gerekecek derecede korkunç bir paradokstur.

Bir süre sonra ne din ne de insanlık bırakacak olan bu vahim gidişatın çaresi şu iki şeyden asgari birisinin tercih edilmesine bağlıdır:

Ya dini temsile soyunan kişiler onu, özellikle hak, hukuk, adalet, duyarlılık, salih amel, erdemli olmak gibi gözle görünür alanlarda hakkıyla temsil etmeli, kötü bir örneklik sunarak kitlelerin imanında metafizik gevşemelere yol açmamalılardır.

Ya da din iman işini ağızlarına dahi almamalı, bunu kendi özel (mahrem) dünyalarında yaşamalı, böylece hiç olmazsa içine düştükleri çelişkilerle faturanın dine ve kitlelerin imanına kesilmesine neden olmamalılardır.

Aksi halde herkes, din iman diye diye sadece bu dünyada yarattıkları sonuçla değil, önden gönderdikleri ameller konusunda kıyamet günü de büyük bir şok yaşayacaktır.



1146 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
T.C. Teheccüde Kalkmıyor - 16/01/2023
Dini Olan Devlet Tağutlaşır
7 Milyarı Kesip Doğrayacak Mıyız? - 16/01/2023
 Devamı