• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
UZMANLARDAKİ HASTALIKLI TERAPİ ALGISI
09/02/2018

Yıllar önceydi. Kliniğimizde beraber çalıştığımız bir psikiyatristle danışmanlık merkezleri meselesini konuşmuştuk. Bana "Bu yerlere ya hasta insanlar gelir ya da insanlar sohbet etmek için gelir. Kimse para vererek sohbet etmeye gelmeyeceğine göre hasta insanlar gelecek demektir. Hastayı ise mevcut kanunlarımıza göre hekimler tedavi edebilir. O halde bu yerleri işletenler suç işlemiş olur" demişti. 

Ben de kendisine "Bir anne çocuğum ders çalışmıyor, bunu bir psikoloğa danışayım, bana rehberlik etsin" diye gelse, bu kişi hasta olduğu için mi gelmiş olur, hasta ise teşhisi nedir? Yoksa bu kişi sohbet etmeye mi gelmiştir?" demiştim ve oracıkta öylece kalakalmıştı, bir cevap dahi verememişti. İşte mesleki ihtiraslar gözleri ve algıları bu denli kör edebiliyor. Ne hazindir ki bu bakış açısında bir çok hekim bulunuyor.

"Terapi tedavidir, tedaviyi de hekim yapar" dediğinde ise terapinin neresi, hangi aşaması, hangi unsuru veya bileşeni tıbbi ve medikal nitelikli dediğimde "Sonuçta sorun çözüyor" şeklinde cevap vermişti.

Sonuçta sorun çözmesi bir metodu tedavi yapıyorsa alternatif tıptaki nice metot veya ürün, mesela bitkisel deste ürünleri de sonuçta hastalık tedavi ediyor ama kimse onlara ilaç demiyor, tıbbi bir metod olarak görmüyor. Hocanın ferahlatan duası, avukat sayesinde kazanılan önemli bir dava bile yeri gelir sorun çözer ama kimse sonucunu baz alarak bunlara tıbbi tedavi gözüyle bakmaz. Bitkiye gelince içinde kimyasal ajan yok diye ilaç görmeyenler terapiye gelince içeriğinde tıbbi bir unsur bulunmadığı halde sonucuna bakıyor. Bitkisel destek ürünlerinde içeriğe, terapide sonuca bakılıyor. İşlerine nerede hangisi gelirse öyle!

Çoğu psikiyatristin bu konulara bakarken ki mantığı ne hazindir ki işte budur. Yıllar önce terapi merkezleri hakkında kapatılma kararı aldırılmıştı. Hasta tedavi ediyorlar diye. Tek bir psikolog dahi çıkıp da "Bu alanda hastalık yok, bozukluk var. Bozukluk hastalık demek değildir. Hasta yoksa tedavi de yoktur" diyememişti. 

Yıllarca psikiyatrinin dümen suyuna girip bozukluğa hastalık der, bunu diye diye zaman içinde bozukluğun hastalık olmadığını unutursanız sıra size geldiğinde gerçeği olduğu gibi hatırlayamaz ve kendinizi dahi, haklı olduğunuz halde savunamazsınız. Bu meslek mensuplarınca yıllarca psikologların alanda öne çıkmasına, ilaç eksenli işleyen indirgemeci ve son derece yanlış olan medikal tedavi anlayışına alternatif olunmasına, böylece bu yardımın olması gerektiği şekilde yani bütüncül (biyopsikososyal model, multifaktöriyel yaklaşım) bir biçimde yürütülmesine mani olunmuştur. Bu konuda iki stratejik taktik izlenmiştir. 

Birincisi, "Terapi zordur, herkes yapamaz" iddiasıdır. 

Diğeri ise, "Terapi tedavi demektir. Tedaviyi sadece hekimler yapar" anlayışıdır. 

Ne hazindir ki bu iki propagandaya psikologların bile çoğu yenik düşmüş, bilinçsizce sahiplenmişlerdir. Şimdi bu iki psikolojik algı mühendisliği argümanını yakından ele alalım: 

Bilindiği üzere bu alanda sürekli, "Terapi zordur, herkes yapamaz" denir genellikle. Oysa sahada kullanılan elli çeşit terapi metodu vardır. Bunların hepsini aynı zorluk ve kolaylık derecesinde görmek bu işleri hiç bilmemekle, bu konulara son derece uzak ve yabancı olmakla izah edilebilir. Ya da art niyetli olmakla! Bunun başka bir izahı mümkün değildir. 

Malum, zor olan psikanalitik yönelimli terapidir. 4 senelik psikoloji eğitimini terapi için yetersiz görenlerin bir kaç haftalık teorik eğitimi terapist olmak ve bu unvanı kullanmak için kafi görmeleri oldukça ibretliktir. "Terapi zordur" propagandası insanları ilaca mahkum kılmanın ve terapiyi alanda bir alternatif olarak öne çıkarmak istemeyenlerin sinsi taktiğidir. Burada verilen subliminal mesaj şudur: "Terapi zordur, bu sebeple de herkes yapamaz. Ee tek yol kalıyor: Sadece ilaç" Az önce de dediğim gibi, ne hazindir ki bu algı oyununa çoğu psikolog da alet olmuş durumdadır. 

"Terapi tedavi demektir. Tedaviyi ise sadece hekim yapar" şeklindeki ikinci akıl tutulması klişeye gelince! 

"Terapi tedavi demektir. Tedaviyi de sadece hekim yapar" diyen psikiyatristlerin hidroterapiye, ergo terapiye, at terapisine, hatta hacamat tedavisi yapanlara (geleneksel tedaviye) falan bir şey dediğini duyan olmuş mudur? 

Bir bitki ne kadar ilaç ise terapi de o kadar tıbbi tedavidir. Bitkilerin eczane dışında satılmasına ve hekim dışı ellerce kullanılmasına karşı çıkmazlar lakin terapinin hekim dışı ellerce verilmesine tedavi diyerek karşı çıkarlar. Oysa bu kişiler terapinin sadece psikolojik tedavi demek olmadığını, alanda destekleyici ve çözümleyici terapiler diye tedavi dışı terapilerin de bulunduğunu dahi bilmezler. Aslında en temel psikoterapi kitaplarında bile yazan bu gerçeği bilirler, sadece bilmek istemezler. Çünkü bu işlerine gelmez. Bunu kabul ettiklerinde terapiyi 1923 yılına ait olan ve tedavi yetkisini hekimlere veren yasa kapsamına sokamazlar, alanda psikologları vb alternatif meslekleri kolayca ekarte edemezler. Esasında tek mesele alanda tekel kalma meselesidir.

Evet... Ergo terapiye, at terapisine vs gelince terapi eşittir tedavidir, onu da sadece hekimler yapar demezler. Mesela, "Durun siz ata bindiremezsiniz, ata bindirmek at terapisidir, terapi tedavi demektir, tedaviyi de sadece hekim yapar, o halde çekilin ata biz bindireceğiz" dediklerini duyan olmamıştır hiç! Sadece psikologlara gelince derler bunu. Dertleri daha çok ilaç verebilmek, bu konudaki olası (ilaç dışı) alternatiflere mani olmaktır. Psikiyatriyi ve ilacı alanda tekel bırakmaktır. Psikiyatri maalesef ki iyi niyetli değildir. 

Bu arada Hacamatçılar bile federasyon olmuş, psikologlar hala derneğimiz var diye geziniyor ortalıkta! Çoğu psikiyatrist ve psikolog ne acıdır ki bu sahada destekleyici terapi, analitik terapi gibi tedavi dışı terapi türleri olduğunu bile bilmemektedir. Bunu bilselerdi terapiyi tedaviyle özdeş algılarlar mıydı? Psikiyatristlerin "Psikologlar uzman değildir, bağımsız işlev göremez" şeklinde iki argümanı daha vardır. Daha doğrusu vardı. Yıllar önce tabi. Şimdi pek kullanılmıyor gibi. Çünkü ben bu argümanları senelerdir her platformda yazarak yerle bir ettim. Bu konuda ne kadar ilkel bir mantığa sahip olduklarını gördüler ve artık pek fazla dillendiremiyorlar. "Psikologların çoğu uzman değildir" diyenlere "Pratisyen hekimler uzman mıdır. Senelerdir en hayati acil servislerde bile nasıl işlev görüyorlar" diye sordum. Uzman olmadan, bir çok komplikasyonu olabilecek olan riskli bir tıbbi tedavi yapılabilecek ama bir psikolog, 4 sene eğitimini aldığı bir alanda bir kişiyle oturup bir saat sohbet edemeyecek; öyle mi? dedim. 

"Bir fakülte mezunu olan pratisyen hekimler uzman olmadan tıbbi tedavi dahi yapabilecek ama aynı şekilde bir fakülte mezunu olan psikologlar oturup bir kişiyle konuşamayacak, adı hemen terapi olacak; öyle mi" diye sordum. 4 seneyi terapist olmak için yeterli görmeyip 3-4 haftalık paralı kursları bu unvana ve işleve sahip olmak için kafi görenlere kendi tutarsızlıklarını kendi gözlerinin içine soktum. "Psikologlar bağımsız işlev göremez" diyenlere "Cezaevlerindeki, okullardaki, medikososyallerdeki, adliyelerdeki psikologlar hekimle birlikte mi işlev görüyor" dedim. Klinik bir alanda, tek bir gün bile klinik görmeden klinik psikolog olup havasından geçilmeyenlere, sonra meslektaşlarını bile küçümsemeye başlayan yani cin olmadan adam çarpmaya kalkışan bazı uyanıklara ayna tuttum. 

"Klinik uygulamalı bir alandır. Bu alanın uzmanlığı kliniklerde, yani işin içinde olur. Bir doktor üniversitede akademik bir üst eğitimle değil; eğitim araştırma hastanelerinde, uygulama içinde uzmanlaşır" dedim. Esas klinik psikologlar hastanelerde, senelerce kliniklerde, klinik vak'a odaklı olarak çalışan psikologlardır dedim. Okullarda bile bugün danışmanlık birimleri varken halen hastanelerde sadece ilaç eksenli işlev gören psikiyatri kliniklerinin olmasını eleştirdim. Beden sağlığı alanında 50 tane branş varken, dahiliye bile kendi içinde üçe, dörde ayrılmışken koskoca bir ruh sağlığı alanında sadece psikiyatristlerin etkin olmasını da. Velhasıl alanımızdaki nice çarpık bakış açısı bozukluğunu "makale" adlı eğitimsel terapi metoduyla yerle bir etti, bu taşralı çılgın :) psikolog 

Her zaman söylerim: Psikologlar Derneği benim bu alanda verdiğim mücadelenin onda birini vermiş olsaydı bu alanda çok şey değişirdi.





863 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
T.C. Teheccüde Kalkmıyor - 16/01/2023
Dini Olan Devlet Tağutlaşır
7 Milyarı Kesip Doğrayacak Mıyız? - 16/01/2023
 Devamı