"Kontrolsüz kullanılan ağrı kesiciler zehirliyor"

BAZI SORULAR

Ağrı kesiciler bu güne değin kaç kişiyi zehirlemiştir?

Yer yerinden oynamadığına göre muhtemelen çok cüzi bir sayıdır bu!

Gözlenen çok cüzi rakamlara bakarak bu denli abartılı bir genellemeye gitmek, "Kontrolsüz kullanılan ağrı kesiciler zehirliyor" mutlak sonucuna varmak koca bakanlığın etik ve bilimsel nosyonuna yakışıyor mu?

Bu münferit vakalara bakarak genel sonuca varma hatası halkı yanıltmak ve durduk yere gereksiz bir yığın korku altına sokmak ve bir çok mağduriyetlere kapı açmak değil midir?

Böylesi münferit olumsuzluklar sadece ağrı kesici ilaçlar için mi geçerlidir?

Mesela devlet hastanesi kliniklerinde yıllardır sürdürülen iki - üç dakikada her soruna antidepresan dayama, özü ruhsal olan problemlere sadece medikal yaklaşma garabeti daha fazla kişiyi zehirlemiyor mudur?

Bir duygu durum ilacı olan antidepresanla hem OKB, Panik Atak vb. düşünce bozukluklarını hem de DEHB, İçe Kapanıklık türünden davranış sorunlarını, hatta aile içi iletişim sorunlarını dahi tedavi etme vahameti ile sekiz - on yıllara uzayan, tamamına yakını git gel Konya altı saate yahut yılan hikayesine dönen "kandırmaca" tedaviler halkı daha fazla zehirlemiyor mu?

Esas bu konularda halkın uyarılması - ikaz edilmesi gerekmez mi?

Bunların yol açtığı mağduriyetler birkaç (istisna) ağrı kesici vakasından daha mı basittir?

Her ilaç için fazlasıyla geçerli olan düşük bir olasılığın mağdur ettiği kişiler bizim halkımızdır da yukarıda saydıklarımın yıllardır mağdur ettiği daha geniş kesimler Yunan devletinin vatandaşı mıdır?

Çünkü ağrı kesiciler genelde doktor tavsiyesi olmadan kullanılması çok yaygın olan bir ilaç türüdür.

Buradaki esas gaye (kanaatimce) doktor inisiyatifi dışına çıkan ve başka ilaçlar için de "kötü örnek olmak üzere olan" bu ilacın tüketimini tekrar ve sadece doktor kontrolü altına almaktır!

Asi tabiatlı ağrı kesicilere yapılan, "Doktorsuz halka ulaşma, haddini aşma, yol açma" uyarısıdır! 

Çünkü sektör adeta doktorsuz adım atılmasını istememektedir!

Doktorluğun ilaçla ve medikal olan şeylerle özdeşleşen tıbbi şanına halel getirmeyeceğine kanaatleri gelse şifalı ot, bitkisel gıda, hatta her türlü hamur işi vs. dahi bu uzmanların uhdesine verilebilir gibime geliyor!

Evet...

Sektörde doktorsuz adım atılmaması, adeta su içmek için bile doktora danışılması gibi konular şimdilik sırada bekleyen, uygun toplumsal algı oluşunca derhal devreye sokulacak olan adımlar diye düşünüyorum!

Hatta günde kaç kere wc'ye çıkılacağı, her wc'de ne kadar süre kalınacağı gibi hususların da mutlaka hekim kontrolünde yapılması da sektörün gönlünün arzu ettikleri arasında olsa gerektir.

Yeter ki ellerinde bu işler için üretilmiş ilaçlar bulunsun!

Böylece lobi ağı çok güçlü olan bu sektör; ilaç kullanma inisiyatifini geniş halk kesimlerinden almak (ya da bu hakkı onlara asla kaptırmamak), her ilaç için bu hakkı (tabi kimseyi işkillendirip ürkütmeden) sadece doktorların tekelinde tutmak, bu konuda yıllardır arasının son derece iyi olduğu ve üretilen ilaçların tüketimi noktasında fazla sorun çıkarmadığını düşündüğü tek bir meslek grubuyla muhatap olmak istemektedir.

Ağrı kesici gibi bazı "başı buyruk" ilaçlar hekim inisiyatifinden çıkarsa,

"Maazallah" bu bir salgın halinde yayılır da başka ilaçlar için de "kötü" örnek olursa,

Böylece birçok ilacın kullanımı tamamen halkın kendi uhdesine falan bırakılırsa sektör her vatandaşa tek tek nasıl mümessiller yollayabilir ki sonra!