SADECE ÇİĞNEMEYİ BIRAK, AZICIK DA YUT

Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net

SADECE ÇİĞNEMEYİ BIRAK, AZICIK DA YUT

10/04/2013

"Pozitif düşün" demekle pozitif düşünülebileceğini düşünmek güzel rüyalar gör demekle güzel rüyalar görülebileceğini zannetmeye benzer.

Günümüz insanının en büyük eksikliklerinden birisi bilme - bilmeme sorunu değil; uygulayıp uygulayamama sorunudur!

Bunun en temel nedeni hiçbir şeyden tam manasıyla etkilenmemesidir!

Olması gereken düzeyde etkilenmeyişinin esas nedeni ise alışkanlık ve ülfet oluşumudur.

Bir de olması gereken uygulamalardan koparılmış olması, bu yönde bir yaşam kültürü içinde bulunmayışıdır!

Sürekli zihnimize hitap eden ve her an olumlu düşünmeyi ve pozitif olmayı öğütleyen ekoller de bizleri hayatın içindeki gerçeklerden koparıyor.

Adeta cam bir fanusun içinde yaşıyormuşuz gibi bizlere kuru öğütler sunuyor çoğu.

Oysa hayatı hep hoşuna gitme ilkesine göre keyfice yaşadığı, mesela haftanın günlerini bölmediği, bir gününü mezarlıkta, bir gününü hastanede, bir gününü de huzur evinde geçirmediği sürece, "Yaşamak istemiyorum" dediği duygular ve şartlar içinde debelenmeye mecburdur insanoğlu!

Depresyonu veya mutsuzluğu olanlara tavsiye:

Gidin bu günü şehir mezarlığındaki morg bölümünde geçirin! Gelenleri izleyin, gidenleri gözlemleyin, ağlayanları görün.

Fırsat bulursanız bazı hikayeler dinleyin orada!

Böylece sadece kulakta durdukları için tüy gibi hafif olan, bu yüzden hep gırtlakta kalan gerçekler oluşan duygusal ağırlıkla aşağıya, ta sineye insin, hücrelere kadar sinsin.

İşte o zaman zihinsel değişim ve dönüşüm başlayacaktır!

Çünkü o zaman gerekli güdülenme ve motivasyon oluşacaktır.

Su o zaman kaynayacaktır.

Mikroplar su birazcık ısındığında değil, kaynadığında ölecektir.

İkisindeki temel gerçek aynı olabilir. Lakin bir insanın İstanbul'da öldüğünü öğrenmekle yanı başınızda öldüğüne şahit olmak aynı etkiyi uyandırmaz insanda!

"Zaten düşünüyorum ben bunları" demeyi bırakın!

Diyorum ya sürekli, mesele düşünmekte değil sadece!

Eylemle birleşmeyen bir düşünme yutmayla sonuçlanmayan bir çiğnemeye benzer.

Dilediğin kadar iyi çiğne.

Yutmadıktan sonra bir hiçtir bu!

Dedim ya esas mesele mideye indirebilmekte, yani hakkıyla etkilenebilmekte.

İşte o zaman ruhunuzda yanlış yerde duran taşlar harekete geçecek, harekete geçtiği takdirde olması gereken yere oturacaktır.

Sadece iyi ve güzel şeyler düşünerek, yaşamın diğer gerçeklerinden sürekli kaçarak - kaçınarak elimize bir şey geçmez, nitekim geçmiyor da.

Sadece ruhlarımızın ve yaşamlarımızın dengesini bozmuş oluyoruz!

Yoksa onca bilgi, belge, doküman, materyal ve imkan bolluğu içinde bu denli sorunlu ve mutsuz olmamızın izahını bulmak oldukça güç!