• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
NAMERDE MUHTAÇ OLMAK
29/04/2013
Çocukluğumdan beri duyup da anlamakta zorlandığım sözlerin başında hep, "Allah kimseye muhtaç etmesin" sözü gelmiştir. 
 
"Halin vaktin nasıl" diye sorulduğunda, "Şükürler olsun, namerde muhtaç değiliz" şeklinde farklı türevlerde de kullanılan bu sözü çocukluğumda anlayamadığım gibi halen de tam manasıyla anlayabilmiş değilimdir esasında.
 
Muhtaç olmak...
 
Ve namerde...
 
Muhtaç olmak bu denli yaman bir şey olmalı diye düşünmek istiyorsunuz ama buna anlam vermekte de zorlanıyorsunuz!
 
Dindar bir ülkede yaşıyorsunuz sonuçta, aç kurtlar ve vampirler arenasında değil. 
 
Hısım akraba ile dolu her ailenin çevresi. 
 
Üstüne yardım etmeyi seven, hasta olsan bir kase çorba yapıp kapına dayanan bir toplumun fertleriyiz. 
 
Hem konu komşu da bol şükürler olsun! 
 
Peki bu durumda nasıl oluyor da yaşamdaki en kötü şeylerden birisi muhtaç olmak oluyor?
 
Namert ne oluyor peki, bir diğer önemli husus da bu! 
 
Mert olanlar muhtaç duruma düştüğünüzde birden bire na/mert mi kesiliveriyor acaba, bu söz bunu da mı ifade ediyor ayrıca?
 
Babam küçükken, "Oğlum sen iyi ki okudun da memur oldun. Yoksa komşudan bir çivi bile isteyemezdin, aç kalırdın" derdi hep. Belki muhtaç olmanın ne olduğunu başta bu huyum, sonra da memur olmam yüzünden kavrayamadım bir türlü. 
 
Sahi siz hiç muhtaç oldunuz mu?
 
Sahi muhtaç olmak bu kadar mı kötü?
 
Niye bu denli kötü?
 
Dil eğip de istemek mi zor?
 
İsteyip de alamamak, geri eli boş dönmek mi?
 
Yahut ihtiyacımız olan bir şeyi alamamanın getirdiği yoksun kalma hali mi zor?
 
Veyahut da yıllarca mert bildiklerimizin bir anda namert çıkmasına şahit olmak mı? 

Bir daha bu kişilerle kolay kolay eskisi gibi de olamacağınızı düşünmek mi?
 
Böylece zaten kabarık olan günah hanenize "kırgınlık, küskünlük" türünden bir kabahat daha eklemek zorunda kalmak mı ya da? 
 
Bütun bunların yaşattığı hayal ve düş kırıklığı mı yoksa?
 
Farz edelim bunlardan birisi ya da hepsi zor...
 
Hayatta istediğimiz yahut beklediğimiz her şey olmak zorunda mıdır?
 
O halde namerde muhtaç olmak niye zordur?
 
Bunu anlamak bu günlere nasip oldu! Böylece bir gerçeği daha -velev ki kıyısından köşesinden bile olsa- öğrenmiş oldum. 
 
Bir de tam manasıyla bunu yaşadığınızı düşünün!
 
Kimseden en ufak bir beklenti içine girmediğim, buna bel bağlayacak bir pozisyonum bulunmadığı, şükürler olsun en ufak bir ihtiyacım da olmadığı halde yaşamak bile böyle ise gerçek manada muhtaç olduğunuz zamanki yaşama halini tasavvur etmek bile imkansız! 
 
Diyorum ya, bir de bu muhtaç olma olgusunu çoğu kişi gibi en çaresiz zamanlarınızda yaşadığınızı düşünün!
 
Ben bunu bu günlerde yeni çıkan kitabım marifetiyle yaşıyorum! Aslında acayip de keyif alıyorum. Mesleğim gereği artık her duyguyu aynı tonda ve kıvamda yaşamayı öğrendim! Bu sebeple benim için gündelik sevinçlerle bu tür meselelerden kaynaklanan üzüntüler arasında fazlaca bir fark yok, ikisini de aynı önemseme haliyle ve tadıyla yaşayabiliyorum şükürler olsun! 
 
Bu vesile ile, konuyla ilgili bir duyurunuzu paylaşıyorsunuz mesela! O güne değin zırt pırt her yazdığınız şeyi paylaşanlar bu çok daha mühim iletinize gelince birden durgunlaşmaya, sus pus olmaya başlıyorlar! Bir şekilde görmezden geliyorlar sizi!
 
Oysa sizin hitap etmeyi hedeflediğiniz popülasyonu göz önüne aldığınızda onların yapacakları da yapmaktan kaçındıkları da koskoca denizde ufacık bir damla hükmündedir esasında. Zaten maksadınız sonuca endeksli olan, prakmatik düşünceye dayanan pratik bir sonuç beklentisi değildir. İnsani ve hoş bir beklentidir, bir güzelliğin tanıdıklarınızca / sevdiklerinizce sahiplenildiğini görmektir esasında.
 
Paylaşmaktır sadece!
 
Bir de düştüğünüzü, hakikaten muhtaç olduğunuzu, para pul falan beklediğinizi düşünsenize!
 
Bir an için o iletiye son derece muhtaç olduğunuzu, her şeyinizin ona bağlı olduğunu düşünün? Mesela ağır bir kanamalı hastanız var, ameliyat masasında yatıyor. Haliyle de acil kana ihtiyacınız var! Ya da (maazAllah) çocuğunuz kayboldu, belki bir gören olur ümidiyle iletinizin mümkün olan en çok kişiye ulaşmasını istiyorsunuz!
 
Ne büyük bir çaresizlik! 
 
Yalvaramazsınız ki kimseye...
 
Bir - iki kere rica edebilirsiniz en fazla...
 
Hala olmuyorsa? Hala umarsız bir karşılık görüyorsa?
 
Şükürler olsun ki hiçbir şeye muhtaç değilsiniz! Ya hakikaten muhtaç olsanız, onu söylemeye çalışıyorum?
 
Atalarımızın hiçbir lafı boş değil:
 
"Allah şu dünyada hiç bir kimseyi namerde muhtaç etmesin" 
 
Yo sadece kabile, aşiret geleneklerinin hüküm sürdüğü acımasız Tanzanya bozkırlarında falan değil; sevgi, şefkat, yardımlaşma, merhamet sözlerinin dillerde bayrak bayrak dolaştığı Müslüman Anadolu coğrafyasında da! 


4222 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
7 Milyarı Kesip Doğrayacak Mıyız? - 16/01/2023
T.C. Teheccüde Kalkmıyor - 16/01/2023
Dini Olan Devlet Tağutlaşır
 Devamı