Hemen belirteyim ki daha ziyade fırıldaklı aşk sahnelerinin ve toplum değerlerini derinden dinamitleyen yoz içerikli dizilerin arzı endam ettiği bir saatte böyle bir yarışma yayınlaması bu kanalın izleyicileri adına ilk bakışta sevinmeme yol açtı.

"Malum medya çizgisini değiştiriyor galiba, muhtemelen toplum bilinçaltında açtığı onarılmaz gedikleri tamire çabalıyor" diye düşünmeme sebep oldu!

Bu hüsnü zannım kısa sürdü tabi!

Bu yarışmada, sunucunun her bölümde, sanki olmazsa olmaz bir kuralmış gibi, "Şehvetle" diye haykırması ve içlerinde başının kılları ağarmış çok sayıda kişinin de bulunduğu seyircilerden uğultulu, "Uuuuuuuuu" diye bir sesle destek tezahüratlarının gelmesi, "Yok kardeşim, bu grubun aklı fikri cinsel çağrışımlar uyandırmakta. Galiba bu ülkedeki sosyal misyonu bu! Yarışma bile yayınlasa dizilerle verdiklerini vermeden edemiyor. Bu topluma yüzünü kızartmadan bir "aile yarışması" bile izletmemeye adeta ahdetmiş görünüyor" diye düşünmemi önleyemedi.

İşin dikkat çeken diğer boyutu da yarışmacılarla ilgili.

Bu yarışmada bir araba için nelerin yapıldığına şahit oluyoruz!

Erkeğinin hatırı için tek bir acı biber bile yiyemeyeceğini adım gibi bildiğim, aile ortamında ısrar edilse belki kavga bile çıkaracağını zannettiğim nice eşlerin söz konusu kırmızı araba olunca avuç avuç acı biber yemeleri yürekten istenilirse nelerin yapılabileceğini bir kez daha gözlerimizin önüne seriyor.

Ayrıca günümüzde maddi pekiştireçlerin ne derece önemli bir motivasyon unsuru haline geldiğini de...

Eşlerin neredeyse tamamı adeta nişanlılık evresindeki taze çiftler misali el ele geziyorlar yarışma boyunca. Sanırsınız ki toplumun önünde değiller de balayındalar. Bu hususta gündelik yaşamdakinden daha öte ve zorlama bir ilişki profili sundukları, bir şeyleri fazlasıyla abarttıkları rahatlıkla seziliyor. El - aleme olduğumuzdan çok farklı ve katıksız mutlu görünmek toplum olarak ortak huyumuz!

Bu arada ilginç yarışmalar var. Birisi de su içme yarışması. Yarışmacılar 60 saniyede kaç bardak su içer, bu soruluyor.

Eşlerin araba için adeta gözleri kararmış. Hırs ve tutkulu arzu mantığı adeta felç etmiş.

Birisi 11 bardak diyor, birisi 21 bardak diyor... Öbürü 23. Diğeri de 24.

60 saniyede 21 - 23 - 24 bardak su nasıl içilir?

Masadan alması, kaldırıp dikmesi, hepsini son damlasına dek yutması, nefes alması...

60 saniyelik sürede 23 bardak su!

Bayan olan eşlerinin bunu yapabileceği öngörülüyor; erkek olan kocaları tarafından!

Hadi diyelim hepsinin öngörüleri de yanlış oldu. Tüm yarışmacılar bir hesap hatası yaptı, böyle kabul edelim.

Asıl ilginç olan şurası:

İlk yarışmacı 60 saniyede son derece seri hareket etmesine karşın 11 bardağı bile tamamlayamadığı halde diğerleri hala eşlerinin ilk yarışmacının iki katı suyu içebileceğini düşünmekte, buna inanmakta ısrar ediyorlar!

Müthiş motivasyon sözcükleri ise hiç değişmiyor:

"Hadi hayatım, yaparsın aşkım, devam et olacak..."

Daha 5. bardakta süre yarıya inmiş neredeyse, kocaları, "Hadi devam et, olacak, oluyor, bırakma" demeye ısrarla devam ediyorlar!

Kalan sürede en fazla 10 bardağa çıkacakları gün gibi ortada! Buna rağmen, "İçersin aşkım, yapacaksın hayatım" sözcükleri ardı ardına devam ediyor. Sonu daha baştan beli olan bu yarışma kadınlar için mide bulandıran, kusmayla sonuçlanacağı aşikar olan ufak çaplı bir işkenceye dönüşüyor adeta!

Bu yarışmanın iyi tarafları da var kuşkusuz!

Sunucu İlker beyin mütevaziliği ve samimiyeti, her yarışmaya mutlaka başı kapalı bir bayanın da çıkarılarak topluma verilen farklılıklara alıştırıcı, önyargıları törpileyici, kabullenmeyi ve hoşgörüyü artırıcı sosyal mesaj bu programın asla ihmal edilmemesi gereken güzel yanları. 

Kapalı pekçok kadının elenirken eşiyle birlikte İlker beyle üçlü olarak sarılması, diğer yarışmacılarla son derece rahat bir şekilde tokalaşması  kapalılara öcü gibi bakan bir kesime, "Rahat olun, yok aslında sizlerden farkımız, sadece biz saçı kapalı kadınlarız" mesajı veriyor!  

Yine de dizi izlemeye alışık olduğumuz saatte bayat, sığ ve yoz dizilerdense bu tür yarışmaların yayınlanması oldukça güzel bir gelişme.