• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
ZEHİRLİ BAL: YAŞADIĞIN HİÇBİR ŞEYDEN ASLA PİŞMAN OLMA
06/07/2013
Sosyal paylaşım siteleri başta olmak üzere son dönemde hemen her yerde, "Yaşadığım hiçbir şeyden pişman olmam, yaptıysan pişman olma, pişman olacağın şeyi yapma ya da yaptıysan pişmanlık duyma" türü sözlerle, öneri ve telkinlerle karşılaşıyoruz.

Kavramlar zihin inşa eder. Bu türden "sinsi" telkinler belli eller tarafından, belli bir yerden toplum zihnine enjekte ediliyor, sonra da bir salgın gibi tüm zihinleri kuşatarak temel felsefemiz haline geliyor. Böylece tavır, tutum, yaklaşım ve davranışlarımızı belirleyici bir işlev kazanmaya başlıyor.

Dikkat edin: İyi şeyler yapınca pişmanlık duymazsınız genelde! Yanlış, hata ya da doğru olmayan bir şeyler yaptığınızda hissedersiniz bu ihtiyacı! Bunun bir mantığı vardır, bu bir tesadüf değildir!

Pişmanlık hatalı kararlar ve yaşantılar sonrasında ruhumuzun verdiği, "Bana uymuyor, kabul etmiyorum, daha dikkatli iş yap" tepkisidir. "Bu adımın bana uygun düşmüyor, lütfen bundan sonra daha dikkatli ol, daha iyi düşünerek adım et, yoksa seni böyle sıkar - boğarım" mesajıdır.

Bu duygu sayesinde daha titiz, daha dikkatli ve özenli oluruz. Bu duygu nedeniyle yapılan hatalardan ders çıkarır, yeni hatalardan kendimizi koruruz.

Sadece kirlenmek değil, pişman olmak da güzeldir. Allah katında makbul olan (nasuh) duanın bile ön koşuludur; pişmanlık duymak! Hatta bazı kaynaklarda bir hata sonrası yaşanan pişmanlığın Allah için çok sevimli bir hareket olarak görüldüğü anlatılır. "Hatasından ötürü ağlayan göz..." tabiri kullanılır!

Önce, "Bir kereden bir şey olmaz" vs. diyerek surda ilk deliği açtıran, böylece doğaya - fıtrata aykırı davranışlara sevk eden global şeytani statüko şimdi de, "Hatalarından asla pişmanlık duyma" diyerek öğrenme, ders alma ve vazgeçme yolunu da tıkamaya çalışıyor.

Önce bol bol yanlış yapılmasının önünü açıyor, sonra da bu hatalardan ders çıkarma kapısını ilelebet kapatıyor. Bu statüko için mühim olan fıtratları bozmaktır. Yani insanoğlunun fabrika ayarlarını bozmaktır. Bozmak da yetmez, bu bozulmanın kalıcı hale gelmesi, yapısal bir hal almasını da istemektedir.

"Ya yanlış yapmayın..." bu şeytani işin maskesi, sureti haktan gösterme tarafıdır sadece. Söz konusu insanoğlu olduğundan hata yapmamak mümkün müdür, elbette ki değildir. Öyleyse bu telkinin fazlaca bir önemi yoktur; üstüne sinsi niyeti süsleyip sakladığı için onlar için faydalıdır bile. E geride ne kalıyor, madem hata yaptın pişmanlık duyma önerisi... Asıl önemli olan da burasıdır zaten. "Ya hata yapma..." sözü, "...Madem yaptın bari pişman olma" zehrini maskelemek için kullanılır sadece.

Gelinen noktada pişman olmak bir kişilik zaafı olarak algılanır hale gelmiş durumdadır. Sanki pişman olmak yapılan hatadan daha büyük bir kusurdur. Sanki pişman olmamak hata yapıp yapmamaktan daha büyük bir marifetmiş gibi kabul görür durumdadır. Oysa bu hem suçlu hem de güçlü olmaktır, hatadan daha büyük bir kabahattir.

SONUÇ

"Hatasız kul olmaz" gerçeği, "Öyleyse rahatlıkla hata yapabilirsiniz" demek değildir. Öncelikle hata yapmamak için samimi bir kalple ve gayretle direnmek gerekmektedir. Ancak ve ancak bu samimi niyet ve çaba sonunda yapılan şey hata olur; öbürü planlı ve arzu edilerek yapılmış bir kabahattir.

Sonra ise hataya karşı ruhunuzun verdiği tepki olan pişmanlık sesine kulak verin. Ondan asla utanmayın, kaçınmayın, o duygudan kurtulma yani fabrika ayarlarınızı bozma hatasına düşmeyin.

Hata ile pişmanlık arasında doğal - psikolojik bir neden sonuç bağı vardır. Neden varsa o nedenin sonucu da olmalıdır. Sistem böyle işlerse doğasına uygun çalışmış olur. Bizlere neden olsun ama sonucu olmasın mesajı vererek sistemimizi bozuyorlar. (Bu sistemi bozan diğer bir ajan da psikiyatri ilaçlarıdır. "Başınıza ayrılma, boşanma türü pek çok olumsuz olay gelebilir ama siz etkilenmemelisiniz, içmeli ve uyuşmalısınız" mesajı vererek bu psikolojik bağı koparıyor).

Bir hatadan daha önemlisi bu hata sonrası en ufak bir rahatsızlık ve pişmanlık duymamaktır. Her hata affedilebilir ancak akabindeki bu duygudan kurtulmak daha bir sürü benzer hatanın önündeki bariyeri yıkar, daha büyük, daha uzun süreli hataların kapısını açar. Velev ki ufak tefek bile olsa tekrar edilen hatalar zamanla hata olmakla kalmaz, gün be gün büyür, daha ağır kusur olan suç vasfı kazanır!

Hata sonrasındaki sıkıntılar ve pişmanlıklar kötü birisi olduğunuzun değil; bilakis temizliğin, fıtratınızın - doğanızın henüz bozulmadığının, sadece hata yaptığınızın, içinize konulmuş ve görevi sizi ikaz edip uyarmak olan dost sesin hala çalıştığının işaretidir. Bir yandan yaptığınız hataya üzülürken diğer taraftan bunu böyle düşünüp sevinmelisiniz!

Bu iç sesi, bu dost sesi kaybettiğiniz zaman yaptığınız en büyük hatadan bile daha fazla üzülün! Çünkü siz artık hata bile yapsa pişman olmayacak derecede dejenere olmuş birisinizdir. Ve daha da kötüsü ömrünüz boyunca böylesi çürümüş bir ruhla yaşamaya mahkumsunuz demektir.



2231 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
7 Milyarı Kesip Doğrayacak Mıyız? - 16/01/2023
T.C. Teheccüde Kalkmıyor - 16/01/2023
Dini Olan Devlet Tağutlaşır
 Devamı