• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
HAYDİ
26/07/2013
Bir bilim adamını tarlada çalıştıramazsınız. Onun yeri tarla değildir. Çünkü beyni oraya göre değil; asli işine göre yapılanmıştır zaman içinde!

Çocuğun beyni kompleks matematiksel işlemlere göre değildir; çiftçinin beyni de laboratuarda yapamaz!

Bunlar birer örnektir sadece. İnsan beyni özel bir organdır. O çoluk çocuk büyütme yahut çorba pişirme ve akşama sofraya yetiştirme türü gündelik rutin işlerle yetinmez. Dahası bunlar onun soylu doğasına basit düşen işlerdir. O daha üst, daha özel, daha manalı işlerle yoğrulmak, bunların peşinde koşturmak ister. Bu olursa doğası kendisini ifade eder. Yoksa bunalır, daralır, hırçınlaşır, yahut siner ve kabuğuna çekilir; küser.

İster doktorluk isterse öğretmenlik olsun... Karşılığında para kazanılan hiçbir iş de beynimize yaraşır ve onu doyuracak şeylerden değildir.

Her birimizin kafatası içinde sakladığı müthiş hazineyi alakasız, sıradan işlerde, daha doğrusu amacı dışında yani amaçsız kullanıyor, heba ederek tüketiyoruz. Bunun cezasını da ondan emir alan ruhumuz çekiyor. Akılsız başın ceremesini ayakların çekmesi misali.

Öyleyse çözüm beynimizi daha derin ve soylu yani kendisine yaraşır işlerde kullanmaktır! Bunun için de herkesin kendisini adadığı, eşi, işi, çoluk çocuğu yani günlük basit meşgaleleri dışında ve bunların ötesinde peşinden koşturduğu bir gayesi, dahası bir davası, bir ideali olmalıdır!

İşimiz, eğitimimiz ve mesleğimiz her ne olursa olsun:

Kimimiz gördüğümüz her yanlışı hemen yazıya dönüştürerek gün ışığına çıkarmaya, bir bilinç ve farkındalık oluşturmaya adamalıyız kendimizi. ( Not: Bu işi ben kaptım, siz başka bir misyon bulun kendinize :) )

Kimimiz tarihte derinleşmeli, bu alanda yüzlerce kitap okumalı, insanlarda tarih sevgisi ve bilinci oluşturmaya, ruhlarda böyle bir kıvılcım yakmaya çalışmalıdır. 

Kimimiz Kur'anda olup da unutulan, atlanılan gerçekleri araştırmalı, bu alanda derinleşmeli, bunları sosyal platformlarda yazarak ya da çevresinde anlatarak bu sürece son vermeye, bunun çabası içine girmeye çalışmalıdır.

Kimi imam tefsirde kimi de hadiste alimleşmeli. Diploma şart değil. Mevlana hangi fakülteyi bitirdi! 

Kimimiz yaşadığımız bölgeye bir kütüphane kurmaya, kurunca, bunu başarınca orasını en kaliteli kütüphane haline getirmeye, sonra da oradan istifade eden insan sayısını çoğaltmaya adamalıdır kendini.

Kimi çiftimiz saat beş oldu mu traktörü evinin önüne çekmeli. Böylece yaşadığı çevrede sabahı akşamı belirsiz iş yaparak hayatlarını heder eden insanlara, "Abartıya gerek yok, bak böylesi de mümkün" mesajı vermelidir. 

Herkes bir güzelliğin elinden tutmalıdır! Beyin ancak o zaman doyar, ruh ancak o zaman coşkuya erer! 

Aksi halde oturduğun köşeden tembel tembel dilediğin kadar pozitif bak yaşama. O sana suratını ekşitmeye devam eder tüm hışımıyla! 

Kimimiz mahallemizdeki bakımsız mezarlığı güzelleştirmeye adamalıyız kendimizi.

Kimimiz yaşadığımız muhitteki tüm yaşlı insanlarla deneyimlerini anlatan röportajlar yapmalı, onları arşivlemeli yahut kitaplaştırarak topluma kazandırmaya çalışmalıdır.

Kimimiz mahallemizde çaylı börekli misafir ağırlama toplantıları yapmalı, burada her gıybete anında müdahale ederek gıybet konusunda derin bir algı ve şuur oluşturmaya, böylece bu konuda kendisi gibi hassas insanları çevresinde çoğaltarak yaymaya çalışmalıdır.

Kimimiz çevremizde hatalı adetleri kaldırma, yerine daha hayırlısını getirme çabasına adamalıdır beynini. Mesela düğünlere altınla değil kitap hediyesiyle gitmelidir ısrarla. Birken iki, ikiyken üç olmalıdır muhitinde. Doğum günlerine ve pasta - çörek davetlerine de.

Kimimiz yoksullar için her ay düzenli yardım toplama işini yapmalıdır.

Kimisi eşini dostunu atıp arabasına, her hafta bir hastayı yahut mahkumu ziyarete gitmelidir; bu alanda güzel tohumlar ekme derdiyle dertlenmelidir.

Kimimiz selamı yaymaya çabalamalıdır. Hayat misyonu, en önemli kişisel derdi bu olmalıdır.

Kimimiz en veciz sözleri ve kıssaları ezberlemeli, her ortamda insanlara anlatarak bunları öğretmelidir. Yaşlandığında, kabaca bir hesap yaptığında bu rakamın binleri bulduğunu görmeli, gözleri tebessümle, neşeyle, biraz da "daha fazlasını yapabilseydim keşke" dercesine tatlı bir huzurla ıslanmalıdır.

Kimimiz hatalı araba sürenleri, hileli gıda satanları falan izlemeli, sürekli onları ilgili yerlere şikayet ederek toplumsal çürümenin önüne geçme savaşı vermelidir.

Kimimizin kişisel misyonu çocukları sevindirmek olmalı, sürekli cebinde şekerle dolaşarak her fırsatta çocuk sevindirmelidir mesela.

Kimimiz hayırlı kızlarla erkekleri evlendirmeye adamalı ruhunu, bu hayırlı aracılık işiyle iştigal etmelidir.

Yukarıda da dedim:

Eşimiz, işimiz, çocuklarımız, velhasıl bu tür günlük rutinlerimiz beynimizin bizden beklediği soylu ve asaletine yaraşır işler değildir. Haliyle bu işler onu sıkar, boğar. Bir bilim adamını tarlada çalışmanın boğması misali.

O daha derin bir şeyler, daha ötesini ister bizden. Bulamazsa ruhumuzu cezalandırır.

Benle ne değişir ki denilmemelidir.

Allah Kur'anda mealen, "Sen seslen, işittirecek olan biziz" buyurur! Yani sen adımını at, gerisi bizim işimiz denilir. Biz harekete geçmeyince kaderimiz hareket geçer mi!

Kaldı ki buradaki amacımız dünyayı değiştirmek, Don Kişotluğa soyunmak falan değildir; beynimizle uyumlu, onun asaletine yaraşır bir çaba içine girmektir. Sonuçta hem kazandırmak hem de kazandırırken kendimiz kazanmaktır amaç. İşimize yarayacak olan sonuç değil; süreçtir.

Bunlar ve daha da çoğaltabileceğimiz şeylerin hiç birisi üstün bir zeka yahut akademik kariyer isteyen, diploma gerektiren şeyler değildir.

Karar veren ve adım atan her kişinin her zaman, her yerde, her şekilde yapabileceği işlerdendir bunlar.

Öyleyse;

Haydi, bu yazıyı okuduktan sonra böyle kişisel bir dava edinmeye, şahsi ve büyük bir misyon yüklenmeye!

Haydi, beynimizin asaletine yaraşır derecede "anlamlı" bir çaba içine girerek ruhumuzla barışmaya!

Unutmayalım: Kendisini anlamlı işlerde kullanmayan kişileri beyni gündelik yaşamın basit rutinleri içinde boğar!



2292 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
T.C. Teheccüde Kalkmıyor - 16/01/2023
Dini Olan Devlet Tağutlaşır
7 Milyarı Kesip Doğrayacak Mıyız? - 16/01/2023
 Devamı