Aynı şekilde terör sorununda da algı savaşı belirleyicidir!

Çünkü insan için gerçek; algıladığıdır. İnsan dış dünyadaki gerçeğe değil; bu gerçekle ilgili olarak zihninde oluşan algıya göre tepki verir, yaklaşım belirler, hareket ve eylem üretir.

Bu bağlamda;

"Güneydoğuda Kürtler var, öyleyse orası doğal olarak Kürdistan" diyenlerin, böylece kendilerini yüzde yüz haklı, bizleri de yüzde yüz haksız algılamanın verdiği yüksek inanç ve bu inancın körüklediği motivasyonla pişkin pişkin iş yapanların Halep, Musul ve Kerkük silme Türkken oraları da Kuzey Kürdistan sayması tam bir utanmazlıktır!

Bu argümanı bilerek görmeyen ve gerekli şekilde kullanmayan, bizi mantıken saf yerine koyan bu oldu bitticilere karşı sadece sükut eder tarzda yahut alakasız argümanlarla karşı çıkan bizlerin durumu da tam bir akıl ve basiret tutulması tabiki.

"Hepimiz kardeşiz" vs...

Pek tabiki.

Hatta tüm insanlar kardeştir kağıt üzerinde.

ABD'yle Pakistan ve Afganistan bile... 

Adamlar, "Kardeşler hiç kavga etmez mi? Bakın konu komşuya, hatta müslüman alemine! Biz büyüdük ve artık kardeşimizden ayrılmak, ayrı eve çıkmak istiyoruz" diyor çaktırmadan!

"Bana masal anlatmayın" demeye getiriyor yani; açıkça söylemese de hal diliyle... 

Koca ülke olarak son yıllarda elimize aldığımız en büyük psikolojik koz bu!

Kardeşlik...  

Ne acı!

Güneydoğuda kendilerini kardeşimiz gören çoğunlukla derdimiz yok ki zaten bizim. Düşman gören azınlıkla var! Düşman bilen düşmanı gördüğünün kardeşlik teklifini kabul eder mi hiç! 

Kaldı ki bu mesajın muhatapta yaratacağı algı şudur: "Tamam, siz haklısınız ama biz de sizle kardeşiz, bunu da görün azıcık! Yani haklı da olsanız kardeşlik hatırına hareket edin!"

Öyleyse bu algı savaşında daha mantıklı argümanlar kullansak!

Onlara, "Tutarsızsınız, haksızsınız, bakın işte ispatı" babında daha mantıklı argümanlar kullansak, hiç olmazsa gözümüzün içine baka baka pişirdikleri bağımsızlık yemeği içine su katsak olmaz mı!

Sonuçta bu da diğerleri gibi bir algı savaşı değil midir!

"Kuzey Kürdistan Yerel Yönetimini kabul ederim. Ama Musul'da, Kerkük'te, Halep'te vs. de Yerel Türk Devletleri olursa. Evvela adil olalım!" desek bari; elimizden başka hiç bir şey gelmiyorsa şayet!

Hem bunların rüyasına kabus soksak hem de onlara destek veren ve çoğu vatandaşı Azeri -Türk vs. olan, elindeki kozun hesabıyla yatıp kalkarken bizim elimizdeki kozu unutan İran, Suriye gibi terör destekçisi ülkelerin eteklerini tutuştursak!

Hoppala, bu nereden çıktı şimdi, hiç hesapta yoktu dedirtsek, kara kara düşünmeye itsek!  

En iyi defansın ofans olduğunu bilsek artık!

O kadar da maç izliyoruz yıllardır!

(Not: Biz yıllardır PKK'ya karşı da sürekli defans yaptık. Sürekli kalemizde oynadık, gol yedikçe de kontratağa çıktık. Sonra da maç sahada kazanılamıyor sonucuna vardık. Oysa sorun sahada değildi, oyun kurgusundaydı hep. Her maç sahada kazanılır! Defans yapan, 90 baskı kuramayan, oyunu sürekli karşı ceza sahasına  yıkamayan nadiren maç kazanır! Bu şekilde doğru düzgün maç bile kazanılamazken savaş nasıl kazanılır! Şayet silahla hiç bir sorun çözülemeyecek olsaydı ABD başta olmak üzere dünyanın hemen her ülkesi en büyük harcamayı silaha yapar mıydı!)

Evet...

Hiç olmazsa kendilerini yüzde yüz haklı sanmanın verdiği bu pişkinliklerine eyvallah etmesek...

Hiç olmazsa, "Kürtlerin yaşadığı yer Kürdistan oluyor da Türklerin - Türkmenlerin yaşadığı yerler niye Kürdistan oluyor efendi" diye basit bir soru sorsak ara sıra! 

Bölgeyi silme Kürt olarak yutturmaya çalışan Kürtçü pişkinlerin kendilerini yüzde yüz haklı olarak algıla(t)masının getirdiği şişirme destek ve direnç kırılsa!

Paçalarındaki bu yırtıkla uğraşır hale gelseler azıcık da, hep biz uğraşmasak! 

Sanki her konuda onlar haklıymış gibi bir bezmişlik ve tükenmişlik haleti ruhiyesi seziliyor, dışarıdan bir vatandaş olarak bakınca!

Aksi halde insan istemeye istemeye şunu düşünüyor:

"Sinsi bir plan var; o plan mucibince işe ne geliyorsa o yapılacak, gerekiyorsa susulacak, gereken argüman kullanılacak, gerekli olmayan hatta zararlı olan argümanlar görmezden gelinecek!

Düşünmek istemediği halde bu düşünce gelip oturuyor insanın beynine, zorla!

Benim gibi bir çok vatandaş böyle algılıyor gelişmeleri, velev ki gerçek öyle olmasa bile!

Ne demiştim; kişi için gerçek algıladığıdır!