• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
MUTLULUĞUN FORMÜLÜ
11/08/2013
Mutluluk doğaya uygun yaşamla ortaya çıkan bir sinerjidir.

Doğamızla uyumlu hareket etme dolayısı ile ruhumuzun bize sunduğu bir mükafattır; mutluluk.

Mutluluk ne düşünme biçimine ne de bazı uzmanlarca öğretilen tuzu kuru tekniklere bağlıdır. Çünkü insanoğlu içinden geldiği gibi düşündüğü, hiçbir teknik falan da bilmediği eski devirlerde daha mutluydu!

Mutluluk öneren her reçete, mutluluğu bağladığımız para vb. her şey enfeksiyon hastalığında alınan çeşit çeşit ağrı kesicilere benzer sadece!

Birazcık durumu yatıştırır, ancak alttaki derin yara kendisini bir süre sonra yeniden belli eder. Hatta kişilere geçici olarak "iyileştim" duygusu verdiği için alttaki hastalığın unutulmasına, haliyle daha da ilerleyerek derinleşmesine yol açar.

Mutluluk kuru kuru düşünme değil; bir eylem işidir. Yaşantı işidir. Araba çalışınca ortaya enerji ve bazı atıklar çıkar. Arabaya hareket verir. Güç katar. İnsan yaşayınca da ortaya bazı duygular çıkar. Bu duygular bazen mutluluk olur bazen diğer olumsuz duygular...

Her bünye sahibinin hayatı yaşama biçimine göre mutluluk üretir. Hayatı yaşama biçimi ne kadar öze yaklaşırsa ortaya çıkan mutluluk o oranda fazla olur. Özden ve doğaya uygun yaşamdan uzaklaşıldıkça derin mutluluktan da adım adım uzaklaşılır. Hırs, kin, öfke, kıskançlık, tembellik, duyarsızlık, yalan söylemek vb. doğaya ters düşen yaşantılardır. Bunlarla yoğrulmuş bir organizmanın bize verdiği cezalardan bir tanesi de mutsuzluktur. Kiloyla veya toksinlerle yoğrulmuş bir beden nasıl ki hastalık üretir, bu arazlarla bezenmiş bir ruh da mutsuzluk üretir.

Mutluluk verim alma işine benzer. Bir nesneyi / eşyayı amacına uygun kullandıkça nasıl ki daha fazla verim ortaya çıkar; mutluluk da işte böyledir.

Yaşantımız doğaldan uzaklaştı, haliyle insan nesnesi amacı dışında kullandı kendisini; verimi düştü. Yani mutluluğu... Mutluluk sahip olmaya ve olanaklara bağlı olsaydı günümüz insanının her çağdakilerden daha fazla mutlu olması icap ederdi.

Mutluluk çoğunun zannettiği üzere bir ortamda eğlenirken maksimum keyif alma hadisesi değildir. Keyif almak başkadır, mutluluk daha başka bir yaşantı biçimidir. Çoğu kişi bu iki duyguyu karıştırır.

Günümüz insanı keyif alma yaşantılarını çoğalttı. Ya film izledi, hemen akabinde AVM'lere gitti. Tüm işlerini bu duygusuna hizmet eder tarzda ördü. Hatta mesleğini bile bu duygusuna göre seçti. Avm'den dönerken piknik yaptı, eve gelince de pişti oynadı vs. Böylece keyif alma yaşantılarını sıklaştırdı. Haliyle daha fazla keyif aldı hayattan. Sonra da yaşamdan daha sık keyif almayı mutlu olmak sandı. Bu nedenle sorulan sorulara "mutluyum" diyen kişi sayısı tahminlere göre oldukça yüksek çıkar istatistiklerde. Mutlu olduklarından değil; mutlu olmayı keyif alma yaşantılarıyla karıştırdıklarından...

Oysa günümüz insanı mutsuzdur. Mutsuzluk derindeki bir duygusal arazdır. Onu dışarıdan bakarak anlamak çoğu kişi için imkansızdır. O asabiyet, agresiflik, alınganlık, içsel darlık, tartışmaya meyilli olmak, en ufak bir boşlukta ruhsal darlık yaşamak, sürekli alış veriş yapmak, kendini iyi hissetmek için sürekli bir şeyler yapma ihtiyacı duymak, çabucak sıkılmak, yüzde soğukluk, sözlerde sevgi yoksunluğu, duygularda merhametsizlik gibi bir çok yol ve yöntemle kendisini dışarı vurur. Dolayısı ile çoğu kişi kendisini yaşamda mutlu sanarak yaşayıp gider.

Günümüz insanı keyif alma yaşantılarını çoğaltarak mutluluğunu artırma arayışındadır. Oysa keyif yaşantıları artırılınca yakalanacak olan mutluluk değildir; daha sık keyif almaktır sadece. Dediğim gibi, daha sık keyif alınarak geçirilen bir yaşam mutlu olmak demek değildir.

Mutluluk genele yayılmış bir sükunettir. Mutluluk kalbin süreğen bir sekinete ermesi hadisesidir. Bu ise o kadar ucuz ve kolay bir şey değildir. Bedeli insan olmaktır. İnsan kalmaktır sonra da. Bu işin bedeli büyüktür.

Dururken, otururken, yürürken bile içte derin bir haz hissetmektir mutluluk. Oysa keyif almak ortama, koşula, o an ki şartlara bağlı geçici bir haz kanatlanışıdır sadece. Mutluluk ortamdan, plan ve programdan, şartlardan bağımsızdır; genele yayılmış bir içsel doygunluk halidir.

Mutlu insan alırken de verirken de, istediği olduğunda da olmadığında da mutludur. Mutluluk ruhsal bir doygunluk halidir. O yüzden mutluluk mütevekkel olmaktır biraz da.

Mutlu kişi rahattır. Gelme ile gitme, verme ile alma arasında hiçbir fark görmez. Çünkü fark yoktur aslında. Mutluluk her şeyi doğru algılamaktır aynı zamanda! Mutluluk algıları doğru etkilemektir. Köyde de yaşasa şehirde de olsa aynı duygu dinginliğini hisseder mutlu kişi.

Mutlu olmak aşmaktır biraz da. Maddeyi, ufak tefek pürüzleri geçmektir.

Mutlu olmak arınmaktır. İlkel ve bayat duygulardan arınmanın getirdiği bir hafifliktir; mutluluk.

Velhasıl mutluluk iyi insan olmaktır. O yüzden hiçbir teknik çaba / profesyonel model insanı mutlu edemez. Sadece alttaki yaraya ağrı kesici verir. "Mutlu olacağın şeyi yap" diyerek kendisi bile mutluluğu keyif almakla karıştırandan başka ne beklenir!

Kaldı ki hiçbir tekniğin ve profesyonel çabanın derdi iyi insan üretmek falan değildir. Hatta onlar bu işi pek haz etmedikleri dinlerin ve ahlakın sorumluluğunda görürler, uzak bile dururlar. Bunlara uzak durdukları için orada olan mutluluktan daha uzağa savururlar insanoğlunu; verdikleri öğütlerle.

Hatta çoğu mutluluğu pozitif düşünmeye kadar indirger. "Hiçbir şey yapmasan da olur, yeter ki hayata pozitif bak" demeye getirirler! Mutluluğu bu derece ucuza indirgerler. Oysa pozitif düşünmek mutluluğu sağlayacak bir formül değildir; sadece ve en fazla mutlu olunca ortaya çıkan bir sonuçtur, güzelliktir. Mutlu olmak için pozitif düşünmeye değil; pozitif düşünebilmek için mutlu olmaya ihtiyaç vardır.

Yoksa mutluluk için pozitif düşünmek yani teknik düşünme biçimi yetseydi, mutluluk bu kadar kolay olsaydı herkesin her zamankinden daha fazla mutlu olması icap ederdi.



3132 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
T.C. Teheccüde Kalkmıyor - 16/01/2023
Dini Olan Devlet Tağutlaşır
7 Milyarı Kesip Doğrayacak Mıyız? - 16/01/2023
 Devamı