• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
ARTEZYEN SUYU
13/08/2013
Kimi işin gerçek mahiyetini bilmiyor. Tedavi ediyorum zannıyla yaptığı her müdahaleyle mevcut süreci pekiştiriyor.

Kimi işi sadece paraya dökmüş. Git gel Konya altı saatten yani uzayan yardım sürecinden kazanıyor. İki seanslık meselelere bile en az şu kadar diyerek bir sürü seans şartı koyuyor.

Kimi tecrübe noksanı, elinden gelmiyor; kimisi ise işine kendisini vermiyor tam manasıyla. Daha yolun başında atmış havluyu. Başkasının derdini en az kendi derdi kadar sahiplenmiyor. Terapi teknik olmasından daha çok ahlaki bir müdahale biçimidir o yüzden!

Tüm bunlar terapi dediğimiz yardım sürecinde başarıyı birebir olarak belirleyen çok hayati durumlar...

Terapi cenahında bunlar oluyor... Bir de ilaç cenahı var bu işin...

Kimisi, "İlaç aldım, kullanmadığım ilaç kalmadı; yıllardır kullanıyorum ama bir faydası yok" diyor. Bir bölümü, "Bırakınca daha iyiyim ama doktorum sakın bırakma dedi" diyor.

Bana soruyorlar ilaç işini. "Bu benim meslek sahama girmiyor, hekiminizle görüşün" diyorum.

Lakin şahsi görüşümü her yerde yazıyorum. Çünkü bilip de susmak bana göre değil. Ben psikiyatri ilaçlarını ilaç kabul etmiyorum diyorum sürekli. Tek ben böyle düşünmüyorum; dünyada bir yığın uzman var benle aynı kanaati taşıyan. Bir maddenin adının ilaç olması o nesneyi ilaç yapmıyor, yapmamalı.

"Beyinde eksilmiş..." dediği bir maddeyi yüzde yüz olarak ve yıllar boyu yerine koyamayan bir maddenin içi kimyasalla değil; olsa olsa artezyen suyuyla doludur benim gözümde. Ben bu ilaçları yasal uyuşturucu olarak görüyorum ayrıca. Bunlar benim görüşüm. En iyisini elbette ki ilgili hekimler bilir.

"Yıllardır iyileşmedim..."

Ne çok duyuyorum bu cümleyi artık...

"İyileşmek için ne yapıldı" diye soruyorum hemen. "İlaç aldım" cevabı rutin bir yanıttır genelde.

"Elbette iyileşemezsiniz" demek istiyorum; ama etik ilkelerim yüzünden diyemiyorum bunu kimseye.

Elbette iyileşemezsiniz...

Esasında ve özünde depresyon ilacı olan, zaten o yüzden adı bile antidepresan olan bir maddeyle OKB, panik atak, fobi tedavisi sunan bir statüko ve zihniyet elindeki vitaminle protein eksikliğinizi telafi etmeye çalışırsa nasıl iyileşesiniz!

İyileşememek sizin suçunuz değil ki.

Bir kısmı da, "Bir sürü test yaptılar" diyor son dönemde. "Tabi bir sürü test sonunda bir yığın da para aldılar" sözüyle birlikte... Hatta mütedeyyin diye güvenip de gittik; bir muayenesi üç çeyrek altını geçiyor diyenlerini duyuyorum. Halinize acımayan, ver de nasıl verirsen ver diyen bir zihniyet hastalığınıza acır mı!

Velhasıl test modası başladı bu çivisi çıkık alanda...

Maksat fahiş para alabilmenin zeminini yaratmak. Amaç, "Bu kadar test yapan bu parayı hak etmiştir" duygusu oluşturmak. Bir de diğer branş özentisi var tabi... "Bizim branşın da testleri var" mesajı vermek. Oysa test işi benim asli işimdir. Çoğu uyduruk, ama hepsi kesinlikle ve kesinlikle gereksiz...

Hastanelerde yıllardır iki dakikada her hastalığın teşhisini koyabilenler, hatta şizofreni tanısını bile üç - beş soruyla dört - beş dakikaya sığdırabilenler iş özele ya da paralı müdahaleye gelince nedense testlere ihtiyaç duyuyorlar.

Millet tedaviyi bırakmış, zaten malum olanı uyduruk testlerle yeniden ilan etme derdiyle dertlenmiş.

"Sen tedavi et, tedavi... Bırak testi. Sorunumu ben bile biliyorum, teste ne hacet. Adı takındı veyahut panik atak işte" demek istiyor nice hasta; diyemiyor tabi. "Bipolarmıymış yoksa maskeli depresyon mu, bunu anlamalılarmış." Ne olacak? Vereceğin aynı ilaç yani "artezyen suyu" değil mi?

"Madem tedavi edemeyeceğiz, hiç olmazsa hastayı eli boş yollayarak biz de eli boş kalmayalım. Bir sürü test yaparak alacağımız parayı meşrulaştıralım... Dert - tasa bu olmuş... Hukuki bir süreç doğmasın diye yine de geneli tenzih edeyim. Birileri fırsat kolluyor, biliyorum. Ama böyle bir tablo var!

O yüzden, "Psikiyatriye gittim, şu ilacı içerek panik atağımı, OKB'mi yendim" diyen tek bir kişi göremiyorum yıllardır.

Giden bu kliniklerin gedikli müdavimi oluyor. Yani abonesi...

ÖZETLE

Test yapalım, parası şu...

İlaç iç ama hemen iyileşmeyi bekleme. 5 - 10 yılı göze al. Sonrası?

O da garanti değil! Tıpta garanti verilmez!

İyileşmeyeceksem o zaman niye ilaç içicem ki?

Maazallah riskli, sen iç yine de...

Hele sen bir 5 - 10 yıl kullan, sen bilmezsin ben bilirim...

Bu sürede ya at ölür ya komutan ölür ya falcı ölür.

Bu hikayeyi bilirsiniz!



3374 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
7 Milyarı Kesip Doğrayacak Mıyız? - 16/01/2023
T.C. Teheccüde Kalkmıyor - 16/01/2023
Dini Olan Devlet Tağutlaşır
 Devamı