İnsanlarda bulunması tabii olan bir görüş vardır lakin bu siyasi görüş değildir; insani görüştür.

Belli bir siyasi görüşe sahip olmak toptancı anlayışlara neden olur. Topluca sahip çıkıp desteklemeye yahut topluca reddetmeye yol açar. Bu tutum gerçeklere kıymak, haksıza haklı; haklıya da haksız muamelesi çekmek demekir.

Tarafgirliğe götürür. Kişilikleri katılaştırır, vicdanları ve ruhları nasırlaştırır. Göz göre göre yanlışa sahip çıktırır, doğrunun yanında değil de karşısında saf tutturur. Bunları haklı çıkarabilmek için yalana dolana başvurulmasına neden olur!

O halde;

Elbette ki "A" partisine oy verebilirsiniz. Lakin "A" partili olmuşsanız siz düşüncelerinizin sahibi olmaktan çıkmışsınızdır; siyasi görüşünüz sizin efendiniz siz de onun kölesi olmaya başlamışsınız demektir.

Elbette ki "B" partisini destekleyebilirsiniz seçimlerde. Ancak, "Ben "B" partiliyim" diyorsanız şayet sizin için gerçeklerin bir önemi yoktur artık! Sizin için savunduğunuz siyasi görüşe ait her şey doğru, karşı görüşteki her şey yahut çoğu şey sürekli hatalı olacak demektir. Hem de siz yaşadığınız müddetçe! Bundan daha büyük bir tutsaklık var mıdır!

Pek tabi ki "Filanca" hocanın görüşlerini sevebilirsiniz. Fakat o hocacı yahut bu hocacı olduğunuz zaman iradenize pranga vurulmuş demektir. Sorun o ya da bu hocayı sevmenizde veya görüşlerini beğenmenizde değildir; o hocacı yahut bu hocacı olmanızdadır.

Sorun bir alimin veya mezhep imamının görüşlerinde değildir. Elbette ki görüşler olacaktır ve bunların doğruluk değeri de bulunacaktır. Sorun bu görüşlerde ve bu görüş sahiplerinde değildir; sorun o görüşçü veya bu görüşçü olmaktır; yani tamamen birine yahut sadece diğerine ait olmaktadır.

Siyasi yahut değil; herhangi bir görüşe sahip olmak öncelikle ruha zarar verir!

Bir görüşe ait olmak iradeyi boğar. Vicdan nurunu söndürür. Çünkü sürekli kendi tarafını haklı çıkara çıkara, her seferinde karşı tarafı hatalı göre göre vicdanın ancak denge üzerinde durabilen ince ayarı bozulur. Vicdanın ayarı bozuldu mu kurşunla öldürülene değil de ancak kimyasal gazla zehirlenene üzülür ruhlar!

Adalet duygusunu imha eder!

Kimi en fazla Ali için ağlar hale gelir; kimisi de sadece Esma için! İnsana insan olduğu için sahip çıkabilmek, haksızlığa sırf haksızlık olduğu için aynı tavrı koyabilmek zorlaşır. Haksızlığın haksızlık olması önemini yitirir; bunu kimin, kime karşı ve niçin yaptığı önemli olmaya başlar.

Kişiliği hasta eder!

Dürüstlük, tarafsızlık, onur ve karakter gibi kişiliğin olmazsa olmazı olan değerleri zedeler. Çifte standartlı tutumlara ve tavırlara sebep olur. Sinelerin derinlerinde öfke, kin, intikam gibi acımasız dürtüler büyütür.

Toplumu bozar!

Toplumu evvela ayrıştırır, sonra da zıt taraflara iterek günden güne kutuplaştırır. Araya düşmanlık duvarları örer. 1 farklı tarafı 99 ortak yönün önüne geçirtir. Katı sosyal ve toplumsal bloklar inşa eder.

Günaha beler!

Gıybet, iftira, suizan gibi günahlara yol açar.

SONUÇ

Belli bir siyasi görüşünüz olmasın; şayet bir görüş gerekiyorsa sadece ve sadece insani görüşünüz bulunsun!

Doğru bir siyasi tercihte bulunabilmek belli bir siyasi görüşe sahip olmakla değil; en insani görüşe sahip olmakla mümkündür.