• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
30 YILLIK HOCA PROFESÖR DE 30 YILLIK ÇİFTÇİ NİYE CAHİL
11/10/2013
"Bizde unvan kazanmak için yayın yapılır; unvan kazanılınca da yayına gerek kalmaz (profesörlük prosedürü).

Yayın, bilimsel araştırmaların başkalarına duyurulması için yapılır, unvan kazanmak için değil.

Gerçek bir bilim adamının hiçbir unvanı da olmayabilir; yani bilim adamı olmak için doçent-profesör olmak gerekmez.

İyi "hekim" olmak için akademik unvanlara gerek yoktur; tıp fakültesi diploması kafidir.

Türkiye'de ise profesörlük bir takım prosedürleri yerine getirme işidir, bu sebeple PROSEDÖR de denebilir.

Profesörlük sadece bir öğretim üyeliği unvanıdır. Bilim üretene bilim adamı denir, bilim okuyana değil.

Bizde profesörü "bilim adamı sananlar var!

Profesör demek "iyi doktor" demek değildir; profesör bir takım prosedürleri yerine getirmiş bir öğretim üyesidir."

HAKSIZLIK VAR

Prof. Dr. Ahmet Rasim KÜÇUKUSTA'nın bu harika tespitlerini okuyunca daha önce yazdığım bir makale geldi aklıma ve ondan kısa bir derleme yapmak istedim:

Bilimi üretmeyen; sadece okuyan ve öğreten bilim insanı oluyor da (akademisyenler) bilimi fakültede okuyarak öğrenmiş, sonra da alanda uygulamaya geçmiş uygulamacılar (mühendisler, doktorlar, sosyologlar vs.) neden bilim insanı sayılmıyor? Tüm bilimsel buluşlar üniversitede mi yapılıyor, uygulama sahası birçok buluşun asıl havzası değil mi?

Akademik alanın rutinlerini yerine getirmek bu alanda yükselmek için kafi geliyor da uygulama alanda yıllarca yapılan uygulamalar uygulama sahasında yükselmek için neden yeterli olmuyor? Uygulama alanında yükselebilmek için niçin illa ki akademik alanın ilke ve koşulları dayatılıyor?

Profesör olmak her şeyi en iyi bilen insan demek değildir; kendi sahasındaki bir konuyu, hatta ilgili konunun sadece spesifik bir kısmında akademik bilgisi derinleşmiş olan kişidir. Mesela tarihin tamamında bile değil; sadece ilk çağ tarihi bölümünde uzman olmak gibi.

Tarihin tamamında bile değil, sadece ilk çağ tarihinde derinleşmek uzman hatta profesör olmak gibi ışıltılı bir payeyi hak ediyor da yıllar boyu çiftçilik işinin tamamında, hayvancılıkta vs. uzmanlaşmak neden (şayet okula falan gitmemişler ise) cahillikle özdeş bir algıya kurban ediliyor?

30 yıllık bir çifti çiftçilik işinin profesörü neden sayılmıyor da eli toprağa bile değmemiş bir ziraat hocası şayet ömrünü üniversitede geçirmiş ise profesör sayılıyor sadece?

Öğrenme sadece üniversitede mi oluyor? Saha, uygulama alanı insana hiçbir şey öğretmiyor mu? Sahadakinin üniversite ayağı eksik ise sorun oluyor da üniversitedeki hocaların saha - uygulama eksiklikleri neden kariyerlerinde bir engel teşkil etmiyor? Bu çifte standart neden?

Üniversitede 30 sene kalan profesör oluyor da sahasında 30 sene çalışan bir avukat neden hala düz avukattır mesela?

Bunlara da usta avukat, üstat avukat gibi unvanlar verilemez mi? Bu orantısız bir etiketlemedir. Nice iyi hekim, iyi olmayan bir hekimin profesör etiketinin yol açtığı haksız algı karşısında kurban gidiyor bu çarpık ve adaletsiz etiketleme süreci sonucunda!

Uygulama sahasındaki uzmanlaşma için niçin illa ki akademik sahanın ilkeleri dayatılıyor, bu alakasız sahanın kriterleri şart koşuluyor?

Bir hocanın kendi öz sahasında, bilim insanı denildiği halde bilimsel bir buluş yapmaması vs. sorun olmuyor da, sadece makale derlemesi, çeviri yapması vs. yükselme kriteri sayılıyor da alandaki uygulamacıların kendi uygulama alanlarında yüzlerce uygulama yapması, asli işlerinde derinleşmeleri - ustalaşmaları neden hak ettiği karşılığı görmüyor?

Niçin uygulama sahasındaki birikimler ve derinleşme dillerde olan lakin resmi karşılığı bulunmayan "tecrübe" gibi yuvarlak bir ifadeyle geçiştirilip gidiliyor? 

 

 



2439 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
T.C. Teheccüde Kalkmıyor - 16/01/2023
Dini Olan Devlet Tağutlaşır
7 Milyarı Kesip Doğrayacak Mıyız? - 16/01/2023
 Devamı