Oğlu, "Hiç..." der.

Hz. Mevlânâ dışarı çıkar. Kapıda asılı bir kurt postu vardır, onu alır ve üstüne giyer. Ellerini havaya doğru açıp ulumaya başlar.

Oğlu babasının bu haline bakıp bir anda gülmeye başlar.

Hz. Mevlânâ, "Evladım, gördün mü?" der.

Dünya dertleri de işte böyledir. Kurt aslında korkutucu bir hayvandır. Ama sen o postun arkasında babanın olduğunu bildiğin için korkmadın ve güldün. İşte bütün dertlerin arkasında da Rabbinin olduğunu bil ve O'na güven!"

Bu ve daha da çoğaltabileceğimiz örnekler bize neyi gösteriyor?

Ortada duran nesnel gerçeğin değil; bu gerçekle ilgili algımızın önemini!

Bizi aslında kurt postunun korkutmadığını, kurt postuyla ilgili algımızın bizi etkilediğini ortaya koyuyor!

İlk bakışta doğası gereği korku verici gibi duran kanlı kurt postu devreye sokulan yeni bir düşünceyle doğal olarak da farklı bir bakış açısı ile nasıl da bir anda tamamen zıddı olan bir duyguya dönüşüveriyor!

Nasıl da korku bir anda yerini gülmeye, sevince ve neşeye bırakıveriyor?

Psikoloji de zaten olayların değil; düşünce işlemlerimizin ve bunu belirleyen algısal şemamızın önemli olduğunu söyler. Lakin teoride önem verdiği bu konuya sanki pratikte hiç önemli değilmiş gibi yaklaşır. Bu gerçeği başka birçok şey içinde bulandırır, etkisini azaltır!

Algının önemi teoride gördüğü ilgiyi pratikte pek göremez nedense. Sırf ve saf algıya vurgu yapan çalışmaları olması gerektiği sıklıkta ve vurguda pek göremeyiz. Oysa algı ilaç gibidir. Nasıl ki sağlık denilince artık akla ilaç geliyor; sorunlar denildiğinde de akla ilk olarak algı gelmelidir. Lakin böyle olmuyor. Bu hakikat kavramlar, bir sürü izahlar, yaklaşımlar ve yorumlar arasında alabora ediliyor; derken kaybolup gider. Sönük kalıyor yani; en fazla ışıldaması gereken yerde!

Algının en saf haliyle daha fazla öne çıkarılması gerekiyor. Zihinler algının önemi üzerine kilitlenmeli, bu konuda derin ve kapsamlı bir farkındalık sağlanmalı. Bu sitede ben bunu yapmaya çalışıyorum. 

Yoksa bizler bizi postun korkuttuğunu, dolayısı ile post ile mücadele edilmesi gerektiğini salık veren, böylece enerjimizi boş yere tükettiren güçlü statükonun mesaj, öneri ve yaklaşım bombardımanı altında ruhen daha fazla heder olmaya devam eder gideriz!