"...Önce psikiyatristin şu konuda dürüst ve bilinçli olması gerekir: İnsanları kendisine kitlesel bir yaygınlıkta muhtaç hale getiren durum, onların içsel yapılarından ya da beyinlerindeki bir sorundan çok, insanların doğalarına aykırı bir yaşam biçiminin içinde yaşamaya zorlanıyor olmalarıdır. Her canlı, doğasına aykırı koşullarda yaşamaya zorlandığında, bu zorlanmaya sıkıntı ve mutsuzluk belirtileri ile tepki verir. Bu belirtileri hemen hastalık olarak adlandırma fırsatçılığını artık psikiyatristler bırakmalılar. Bu yeni bakış açısı, psikiyatristi daha iyi niyetli hale getirecektir istese de istemese de! (Not: İyi niyet olmadığı itiraf ediliyor, görüyorsunuz)

...

Statükonun her suistimalini halka tek tek, en önemlisi de "halkın dilinde" ve "korkusuzca" deşifre ettikçe ses gelmeye, "Yanılmışız, düzelmeliyiz" demeye başladılar. Biraz yavaş ilerliyor ama bu sürece girildi.

Kolay değil; işin ucunda mesleki ego ve her şeyin üzerine bina edildiği koskoca bir mesleki saltanat var!

Ne mutlu bu kutlu savaşı verenlere! Tabi ki en çok da bana!

Bu statükoyu yerle bir edene kadar yahut aklını başına getirene veyahut da ölene dek bu işin peşini bırakmayacağım; namus sözü veriyorum!

Yazılarımla statükonun kibri kırıldı, egoları altüst oldu!

Yürüyüşler değil sadece; konuşmalar da değişmeye başladı.

Şişkin bir motivasyon veren tüm argümanları alt üst oldu çünkü.

Burundan kıl aldırmayan gerçeklerin aslında Çankırı kavunu değil; Tokat kabağı olduğu ortaya çıktı! Oluşan mahcubiyet ve düşen özgüven  suistimale zemin oluşturan mesleki gardların da düşmesine yol açtı! Yakında; hep yok sayılan psikologlara tutunarak var olmaya çalışılacak; göreceksiniz!

Kastamonu'nun Ali Paşa köyünden çıkıp gelen ve bir devlet memuru olduğu halde gözünü yumup ağzını açan, ünlü tıp otoritesi ve her kesimce dikkatle izlenen Prof. Dr. Ahmet Rasim hocanın sitesinden tutun en az elli koldan yazdıkça yazan, vurdukça vuran, adeta nefes aldırmayan İzzet Güllü'nün fikir darbeleriyle statüko sarsıldı. Az mı; yazılarımın toplam tıklanma sayısı 1,5 milyonu aştı!

Yazılarıma tek bir cevap dahi veremeyen statüko artık yok saymakla yok olmadığını, görmezden gelmeye çalışmakla halkın görmesini engelleyemediklerini görmeye başladı.

Beni böylesi büyük bir göreve layık gören ve bu işte görevlendiren, herkesin sustuğu böylesi bir ortamda delice bir cesaretle konuşma gücü ve kudreti veren, akın akın yeni bakış açıları ve bilgiler ilham eden, velhasıl tek kişilik cılız çabamı böylesine güçlü kılarak sonuç alınmasına müsaade eden yüce yaratıya sonsuz şükürler olsun!

Bir de vicdanlı, cesur, duyarlı ve tarafsız duruşuyla, gerçek bir bilim insanı duruşuyla ülkemizde alandaki kötülüklerle adeta tek kişilik ordu gibi mücade eden değerli Ahmet Rasim hocama teşekkür ediyorum! Yazılarıma yer açıp imkan verdiği, hedefine ulaşmasına vesile olduğu, en önemlisi de gelen onca psikolojik saldırının arkasında dimdik durduğu için!

Surda delikler açılmaya başladı! Bunlar her geçen gün daha da büyüyecek! Mücadeleye aynen devam öyleyse!

Böylesi müthiş bir savaş fırsatı ömürde ya bir kere geçer ele ya da geçmez. O gün varsanız varsınızdır doğru safta; yoksanız da yoksunuzdur! Mücadele değil; sizler kaybedersiniz en fazla! Mücadele için bir tek kişi dahi yeter, yetiyor da; görüyorsunuz!

Haydi siz de gelin bu kutlu mücadele safına!

Sadece safı değil; duruşunuzu kuvvetlendirin böylece! 

Dedim ya bu safın sizin duruşunuza ihtiyacı yok; ama duruşunuzun bu doğru safa  ihtiyacı var!