Birkaç mesaj geldi. Özetle diyorlar ki: "Hocam siz psikologsunuz! Niye sorunlara çare üreten yazılar yazmıyorsunuz da sürekli hastalık algısı ve psikiyatrik yanlışlar türü şeylere değiniyorsunuz!"

"Onu da sen yap" demek geliyor içimden lakin diyemiyor insan; her aklının ucuna geleni tabi!

Birincisi kanser varken sivilcelerle uğraşılmaz! Toplum kanser olmuşken bireysel çıbanlara çare aramak doğru olmaz! Bireysel sorunların çare yeri bellidir!

Yani bana önerilen şu:

Sen de sorunları sorun gör herkes gibi; sonra da çare üret!

"Sorun; sorunlarda değildir; Sorun; sorun algınızdadır" diyen, yaklaşım şekli bu olan bir kişiye, "Sorunları sen de herkes gibi sorun kabul et! Sonra da onları yine herkes gibi çözecek çareler sun bize" demeleri ne kadar tuhaf!

Bunu zaten herkes o şekilde yapıyor! Fazladan bir kişinin daha aynı şeyi yapması neyi ne kadar değiştirebilir! Bunca kişi, "Sorun; sorunlarınızda! Çare; onları çözmek" demiyor mu zaten! Binlerce insan böyle derken çözüm olmuyorsa hala benim de aynı kervana katılıp benzer şeyler söylemem neyi değiştirir!

Aslında ben kuru eleştiri yapmıyorum! Sizi dert sahibi yapan deliği keşfettim; orayı tıkamaya çalışıyorum. Orası tıkanırsa zaten sorunlarınız da çözülmüş olacak! Tüm sorunların başı orası! Ahtapotun yedi ayağı olsun; başını keserseniz yedi ayağı da ölür! Hepsiyle tek tek boğuşmaya gerek yoktur. Statüko sizi ayaklarla uğraştırıyor; ben size başını işaret ediyorum! Yedi birden büyük olduğu için siz onlara itibar ediyorsunuz haliyle!

Hasta eden hastalık algınız değişirse, sizi etkileyenin sorunlar değil sorun algınız olduğu konusunda ikna olup bu yönde yeni bir algı ve inanç geliştirebilirseniz şayet sadece, "Vay statüko neler yapmış bize" demekle kalmayacaksınız; zaten sorunlarınızı da çözmüş olacaksınız!

Yani ben aslında size çare sunuyorum! Algınız değişirse sorunlarınız dönüşecek, dönüşen sorunlar sizi artık etkileyemeyecek hale gelecek diyorum. Bu algınızın değişmesi statükoya duyduğunuz itimadın değişmesine bağlı diyorum; o statükoyu size tanıtıyorum ki kurduğu algıyı ve inancı sorgulayın; haliyle de değiştirebilin istiyorum.

Statükoyu tanımazsanız ona koşulsuz güvenirsiniz. Koşulsuz güvenirseniz de bu inancınız asla değişmez! Kendisine inandığınız bir kişinin her sözüne de inanırsınız!

İnancınız ve algınız değişmez ise sorun algınız sizi etkilemeye, siz ise, "Beni sorunlarım etkiliyor" demeye devam edip gidersiniz.

"Beni sorunlarım etkiliyor" dediğinizde sorunlarla boğuşursunuz boş yere! Sorunlarla boğuşmak ateşi elinizle tutmaya benzer. Sorun algımızla boğuşmak ise ateşi maşa ile tutmak demektir. Statüko sizi sorun ateşinizi elinizle tutmaya teşvik ediyor. Bense ateşi elinizle tutmayın; maşa kullanın diyorum. Yani sorunla değil; algınızla uğraşın...

Velhasıl bu site takıntılı bir anlayışla kuru kuru eleştiri yapmıyor. Sorunların bam telini yakalamış, bu sebeple bu noktayı önemsiyor. Çünkü tüm sorunların çaresi burada!

Burayı benim gibi yakaladığınızda ve algınızı - sorun inancınızı değiştirdiğinizde tüm sorunlarınız önce dönüşecek; sonra da yok olup gidecek! Çünkü sizi besleyemeyen sorun kendisini de besleyemeyecek. Her beslenemeyen şey ise kurur, yok olur ve gider.

Dolayısı ile bu site size sadece eleştirel argümanlar ve yeni bakış açıları değil; çare de sunuyor.

Bu çareler tüm yazılarımın her bir satır arasında sizi bekliyor. Ama ön yargısız ve sabırla yaklaşmanız şartıyla.