OKB, Panik atak, depresyon özellikle eğitimli kesim içinde, bilhassa da psikoloji ile ilgili konulara ilgisi yüksek ve sürekli bu konuları okuyup araştıran kişiler arasında hızla yaygınlaşıyor!

Neden?

Eğitimli kesimin serotoninleri daha fazla mı düşüyor? Elbette ki hayır...

Çünkü bu sorunların hastalık olduğunu yayan uzman sayısı ile bunları okuya okuya hastalık inancı geliştiren eğitimli birey sayısı artıyor!

İnanç dedim evet... İnanç deyince sadece dini inancı anlayanlar için bu tespitim ilk bakışta tuhaf gelebilir!

Hastalık inancı ne kadar fazla olursa bu sorunlardan etkilenme de o oranda fazla oluyor. İnanma yani "hastayım algısı" ve "bunlar sorun" koşullanmasının derecesi ne kadar fazla ise etkilenme yüzdesi de o kadar fazla oluyor! Koşullanma derecesini mevcut statüko yükseltiyor.

Sözgelimi OKB hakkında tek bildiği şey "vesvese" sözcüğü olan Ayşe teyzenin yaşadığı ızdırapla OKB hakkında hemen her şeyi bilen öğretmen Muazzez hanım arasında OKB den etkilenme noktasında çok ciddi fark var! Bu hastalıksa aynı hastalığa, hele hele de benzer belirtilere sahip kişileri aynı şekilde etkilemesi gerekmez miydi?

Yılandan niye çok korkarız da kediden hiç korkmayız?

Çünkü gerek gördüklerimiz / yaşantımız gerekse duyduklarımız neticesinde yılanı tehlikeli; kediyi de tehlikesiz bir hayvan diye kodlamışızdır zihnimize. Zihin de kodlandığı yönde duygu üretir hale gelmiştir!

İşte OKB, Panik Atak, Depresyon vb. sorunlardaki durum da aynen buradaki gibidir.

Okb, panik atak ve depresyon türü sorunlar beynimizdeki "kimya" sorunu değildir; zihnimizdeki algı ve inanç sorunudur. Mevcut depresyon, panik atak ve OKB algımız / inancımız kuvvetlendiği sürece bu sorunlar da halihazırda olduğu üzere hızla yaygınlaşmaya ve bizleri daha fazla etkilemeye devam edecek!

HASTALIK DEĞİLSE, ŞAYET İNANÇSA BİZİ NASIL ETKİLEYEBİLİR?

Evet kişileri inançları etkiler. Ve kişiler inandıkları nispette etkilenirler. İnancımızı algılarımız inşa eder! Bu konulardaki algılarımızı ise statüko kurar!

Sözgelimi dini inancınız ve günah algınız ne kadar kuvvetli olursa işlediğiniz eylem sizi o oranda müteessir eder. Günümüzde depresyon, panik atak ve OKB algımız - inancımız çok yükseldi; bu yüzden insanlar eskiye oranla daha fazla etkileniyor bu süreçlerden! Yoksa hasta oldukları için değil! 

Beni OKB panik atak yahut depresyonum etkiliyor demek beni işlediğim günah etkiliyor demekle aynı şeydir.

Oysa sizi etkileyen işlediğiniz günah değildir; o davranışın günah olduğuna ilişkin algınız ve inancınızdır. Günahın günah olmadığına inanan kişileri işlenen günah etkilemez!

O halde sizi etkileyen ne depresyon, ne panik atak ne de OKB... Sadece OKB, Panik atak ve depresyon algınız ve inancınız! Öyleyse çözüm de kişilerin tek tek yıllarca tedavi edilmesinde değil; bu algının ve inancın yıkılmasında!

Yazılarımla bu inancı yıkmaya çalışıyorum. İnancınız yıkıldığı gün OKB, Panik atak ve depresyon denilen uyduruk sorunlar size uzaktan el sallayacak!

Ruhsal sağlığımızı gerek korumanın gerekse iyileştirmenin tek yolu hastalık algısı ve inancı inşa ederek sizlerin ızdırap yaşamasına yol açan, bunu ışıltılı terimler ve Antep baklavası içine sakladığı zehirle gerçekleştiren bu statüko ile yapılacak olan ilmi, fikri ve akılcı mücadeledir. Günümüzde en gerekli ruh sağlığı hizmeti budur. Tek çözüm de...

Ama değerli bir avukat dostumun da dediği gibi bunların olabilmesi için sadece bir - iki kişinin insan üstü gayreti yeterli değildir; uygun bir toplum ve insan yapısına da ihtiyaç vardır.