Tıp tekelcidir mesela; insan sağlığı sadece onun uhdesine emanettir. İşte gelinen nokta! Her gün yeni bir fiyasko! Faydalı olduğu halde bitkilere mesafelidir! Niye? Tekelini muhafaza için! Tekelini korumak için ilaç bazlı tedavi anlayışının yara almaması lazımdır. "Sadece ilaçlar değil bitkiler de iyileştiriyor" algısı kendi varlığı için en büyük tehdittir. Muhafaza kaygısı halkın sağlığından daha önceliklidir! Bu bozuk anlayış tekelciliğin zorunlu sonucudur!

Aynı şekilde eğitim tekelcidir; işte sonuçları ortada! Eğitim arttıkça sadece sorunlar artıyor! Hatta dershaneler bile yaptığı dördü doğru biri yanlış işine eğitim diyor da kimsenin çıtı bile çıkmıyor! Milleti bu hale getiriyor tekelci eğitim! Tekelci eğitim tek tipçi bireyler üretir. Tekelciliği koruma kaygısı tek tipçiliği zorunlu kılar! Çeşitlilik tekelciliğe en büyük tehdittir!

Bunlardan daha kötüsü ise bilimsel tekelciliktir. Bu statükonun kalesi üniversitelerdir. Bu kalenin muhafızları da bilim insanı denilen kişilerdir.

Üniversiteler tekelci eğitim kurumlarıdır ve statükonun uygun görüp doğru dediğini aktarır topluma! Hayatın - pratiğin öğrettikleri laboratuarın ürettiklerinden daha fazladır lakin o bu gerçeği yadsır. Sadece bir kaynaktan, sadece tek bir havuzdan gelenleri doğru ve muteber kabul eder! Bu ise çok yönlü ve daha hızlı gelişmeye manidir! Bu statükoya göre bu çarktan geçmeyen eliyle kuş tutsa kıymetsizdir!

Üniversiteler bilimselliği ve üretimi tekeline alarak, bu hakkı sadece kendilerinde görerek gelişmenin ve üretimin önündeki gizli engellerdir.

Önce bilimi putlaştırdılar, onu sorgulanamaz mutlak doğru diye sundular! Sonra margarini tereyağından faydalı diye yutturdular toplumlara! Sonra kolesterol, statin, dengeli ve düzenli beslenme önerileri vs... Uzun yıllar tek bir tanesi çıtını dahi çıkarmadı! Anlayış, uygulama, felsefe, bakış açısı ve sistem olarak tekelcilik olmasaydı böyle mi olurdu!

Statüko öyle buyurdu, tek bir tanesi de çıkıp hayır bu doğru değil demedi, diyemedi. Kralın çıplak olduğunu haykırmak her zaman alan dışından bir - iki kişiye kaldı; her devirde! Sırf bu tekelcilik nedeniyle!

Diğer yandan biz teknolojiyle bilimi hep karıştırırız! Prestijli olan teknolojidir, bilim değil! Teknoloji üretir, bilim sadece olanı ortaya koyar! Ancak bilim teknolojiden daha etiketlidir ne hikmetse! Bilim teknolojiden bile daha ışıltılıdır! Teknoloji bizi Mars gezegenine hatasız götürürken bilim daha kolesterolün faydalı mı zararlı mı olduğunu bile netliğe kavuşturamamıştır. Gölgesinin aslından daha heybetli olması gerçeği bu olsa gerek!

Çoğu zaman olanı bile doğru bir şekilde ortaya koymaktan acizdir bilim!

Dün doğru dediği çoğu şey bugün yanlış çıkmıştır!

Alandaki uygulamalı işler için bile sadece kendisini otorite görür bu statüko!

Halbuki söz konusu bir iş ise hocası akademisyenler, okulu da üniversiteler değil; o işin bizzat kendisidir!

Bir işi en iyi alınan eğitim değil; o işin kendisi öğretir!

Ama alanda pir olunsa değeri yoktur; illa ki kendi çarkından geçilecek ve bir kağıt belge verecektir; yoksa kabul etmez!