Evet...

Bu statükoya göre, "Yaşadığınız 15 günden fazla sürüyorsa hastalıktır"

Cevap 1:

Sen kimsin ki bana süre ve kriter koyuyorsun, buna ne hakkın var? Senin sürekli değişen ve bir komitece belirlenen kriterlerin benim hastalığım olmak zorunda mıdır?

Cevap 2:

Yaşadığınız olayın vahamet derecesi, ani gelişip gelişmediği, ilk kez yaşanıp yaşanmadığı, sosyal destek mekanizmasının olup olmadığı, kişilik özellikleri, cinsiyet farkı, kültür farkı, algı farkı vs...

Hiç önemi yoktur bunların...

Neyi yaşarsan yaşa, niçin yaşarsan yaşa; sadece 15 gün sürmelidir. Tüm şikayetleriniz ne sebepten kaynaklanırsa kaynaklansın, buna hangi faktörler ne oranda etki ederse etsin hiç fark etmez. En fazla 15 gün sürmelidir; yoksa serotoniniz düşmüştür, hastasınızdır.

Oysa bu algının ne kadar hasta olduğu gün gibi açıktır! Bu garabeti bile göremeyen, görseler bile görmezden gelen ellere ruhunuzu teslim etmenin adıdır; ruhsal tedavi!

Ama şu üçü - beşi bir arada ise hastasınız?

En basit bir kavgada bile psikolojiniz sekiz - on belirti birden üretir! Bir duygu yaşanıyorsa doğası gereği ona zaten beş - altı duygu eşlik eder. Bir duygu tek başına müstakil ortaya çıkmaz; başka duygularla birlikte yaşanır! Seviyorsanız sadece sevgi duygusu yaşamazsınız; özlem, coşku, neşe, heyecan ve benzerlerini de beraberinde yaşarsınız. Bu eşyanın tabiatı gereğidir. Daha bunu bile bilmemenin, sözgelimi üzüntü vs. tek başına yaşanmalı ama beraberinde başka hiç bir duygu olmamalı demenin, bu en basit gerçeği bile görememenin ve akıl edememenin adıdır; ruhsal tedavi...

Ama şiddetli ise hastasınızdır?

Tüm duygular doğası gereği ya hafif ya orta ya şiddetli yaşanır zaten; başka nasıl yaşanacak! Bir araba bile ya az hızlı ya orta hızda ya aşırı hızda gider. Hafif seyredeni normal olan bir duygunun şiddetlisi de normaldir. Çünkü bir duygunun şiddeti artınca niteliği değişmez. Bir grip hafifken griptir de şiddetli yaşanırsa kanser olmuş olmaz.