Bu kadar önemli olan algı meselesini ağzına dahi almayan, her soruna serotonin düşmüş, hastalık var gözüyle bakan ve yıllardır her soruna sadece antidepresan dayayan bir statükonun insan ruhunu çok iyi anladığına ve iyi niyetli olduğuna inanıyor musunuz hala?

*** 

En büyük aşk celladına duyulan aşkmış! Bunun statüko nezdindeki adı stockholm sendromu! Bu aşk Leyla Mecnun aşkından bile daha beter!

*** 

Hocam çok kıskançlık bana mantıksız geliyor?

Bana da kıskançlığı mantıksız bulmak mantıksız geliyor! Hatta bana kıskançlık gibi bir duyguyu mantıklı bulmak da mantıksız geliyor!

Mantıkla duygu değerlendirilmez. Kilo ile süt tartılmaz, onun ölçü birimi litredir.

*** 

Bir sorun sanki ya hastalık ya da -hastalık değilse- normal olmalıymış gibi bir algımız var! Ya sağcı ya solcu olunacak gibi bir mantık bu!

Bu ayarda bir duygu evet normal değil; ama anormal yani patoloji demek de değil!

Bu sorun hastalık değil; ama daha ölçülü olsa daha iyi olurdu kabilinden bir sorun! Unutmayın her sorun hastalık demek değildir. Normal değil dediğimiz her şeye hastalık demek yanlıştır. Statüko mantığıdır bu!

*** 

Hırsız hırsız olduğu için evinizi soymuyor; siz kapıyı yahut pencereyi açık bıraktığınız için evi soyuyor! Kapı kilitli olsa hırsız kapınıza gelse ne çıkar, beş kişi birden gelse ne çıkar, hiç gelmese ne çıkar! Statüko size sorun hırsızda sen hırsızla boğuş diyor; bu boğuşma esnasında size kapıyı açık bıraktırıyor.

*** 

Akıl hastalıkları hariç tüm ruhsal dertleriniz için tek bir şey lazım:

Ben hasta değilim inancı... 

Ve ruhunuzu, zihninizi dinlememek, bu iki bataklığa girip orada boğulmamak, işe güce bakmak, ilgilenmemek!

Böyle karşılanmış bir ruhsal dert kapı kilitli karşılanmış bir hırsıza benzer, kapınızdan eli boş döner gider!

 ***

Sorunlar sizin üzerinizde durduğu için sizi etkiliyor.

Sorunlar neden sizin üzerinizde duruyor?

Çünkü siz sorunların üzerinde duruyorsunuz!

Siz sorunların üzerinde durduğunuz için sorunlar sizin üzerinizde duruyor!

Peki siz sorunların üzerinde neden duruyorsunuz?

Statüko yüzünden. Bu sorun, bu hastalık, ciddiye al diye şartlandığınız için!

İnsan hasta olduğuna inanır da o sorunun üzerinde durmaz mı!

Bir sorunun üzerinde durur da o sorunu besleyip büyütmez mi!

Büyütür de kendi eliyle büyüttüğü o sorundan etkilenmez mi!

O halde sorun?

*** 

Bir insan size haber getirdi. Seni öldürecekler dedi diyelim. Hemen etkilenirsiniz. Tüm psikolojiniz allak bullak olur. Demek ki etkilenmek için hasta olmak ve serotonin düşmesi gerekmiyormuş! 

Neden etkilendiniz peki?

Gelen o haber yüzünden mi? Hayır, o habere olan inancınız yüzünden! O haber yalan haber olsaydı, bu habere yalan haber diye inansaydınız o haber sizi yine etkiler miydi?

Depresyondan vb. etkilenmemenin yolu bu sorunların sorun olduğuna inanmamaktan geçer!

*** 

İnanmak için de inanmamak için de ciddi bir çaba gerekir. Bir kaç yazı okumakla inanç değişmez! Bir iki yazı okumakla hastalık inancının değişmesini beklemek bir iki kere İncil okuduk diye Hristiyan olunmasını beklemek gibidir. Ne inanç kolay kurulur ne de aksi yöndeki inanç!