GECENİN HÜKMÜ GÜNEŞ DOĞANA KADARDIR

Site Bilgi Panosu

“Eğer bir şey öğrenebileceksem en kötü düşmanımı dinlemek için yirmi mil yürürüm.” Gottfried Leibniz

Önerilen Linkler

Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net

GECENİN HÜKMÜ GÜNEŞ DOĞANA KADARDIR

17/12/2013

Statüko kendisini halkın önünde tartıştırmayarak korudu. Hata ve yanlışlarını ancak bu şekilde örtbas etti. Bu artık mümkün değil! Çünkü artık mızrak çuvala sığmıyor. Güneş geldi, gecenin hükmü bitti.

"Sorun ya yoktur ya da varsa hastalıktır" anlayışı günümüzdeki en sakat algıdır. Statükonun zihniyeti budur!

Sorun yoksa zaten sorun yoktur. Sorun varsa bu = hastalık demek değildir.

Siyasal sorun, ekonomik sorun, iktisadi sorun, kültürel sorun, iletişimsel sorun, eğitimsel sorun gibi elli çeşit sorun türü vardır. Hastalık elli çeşit sorun türünden sadece birisidir. Ama statüko, "Ya sorun yoktur ya da sorun varsa hastalıktır" diyerek bizi aldatıyor. Tıbbi olmayan sorunlarımıza tıbbi çareler arayarak bizi durup dururken hasta ediyor. Sağlığımızı, zamanımızı çalıyor! Süreci büyütmemize neden oluyor! Boş yere yıllarca bize acı çektiriyor, böbreklerimizi, karaciğerimizi mahvediyor. Alakasız sorunlara alakasız tıbbi tedavi vererek, bunu yıllara yayarak çaresizlik algımızı pekiştiriyor.

Ben insanları ilaçtan mahrum mu ediyorum?

Ben bu işin hep saklanan öteki yüzünü gösteriyorum. Dünya alem sizin yaşadığınız iki - üç uyduruk şikayeti önemserken ben bu ilaçlarla size pazarlanan 43 çeşit daha ağır yan etkiyi önemsiyorum. Sizin yaşadığınız üç - dört normal belirtiye hastalık, ilacın yaşattığı daha ağır ve daha fazla sayıdaki sıkıntıya normal yani "cici etki" diyen bu zihniyetin çarpıklıklarını gün ışığına çıkarıyorum. Çıkarmayayım mı?

Dünya - alem sadece beri yüzünü anlatırken değil de sadece benim öteki yüzünü göstermemle etkilenen varsa, sizi dünya etkileyememiş ama tek ben etkilemişsem zaten o ilaç çoktan bitmiş demektir beyinlerde! Bir yaprak daldan kopmuşsa zaten düşecektir. Bu yaprak rüzgar olsa da düşecektir olmasa da!

İkincisi bu ilacın şeker tabletiyle (plasebo) aynı etkiyi gösterdiği defalarca ispat edilmiştir. Uyuşturduğunu, belirtileri zaman zaman baskılayabildiğini ama tedavi etmediğini ilk söyleyen ben değilim yani.

Bu durumda ben ilaca değil; ilaç adı altında size şeker yutturulmasına karşıyım!

Sizi ilaçtan değil; size çok pahaalıya yedirilen şekerden mahrum etmiş oluyorum bu durumda.

Böylece sizlerin zamanı çalınmamış, sorunlarınıza daha gerçekçi, daha kalıcı çareler arama fırsatı sunmuş oluyorum.

Tıbbi olmayan sorunlara tıbbi çareler arayan bu zihniyet size zarar veriyor.

Tıbbi olmayan sorunlarda tıbbi tedavi verilmesini eleştirmek kişileri yanlış bir tedaviden mahrum etmek demektir en fazla! Bu ise kötü değil; bilakis faydalıdır ve olması gerekendir.

Kaldı ki kimseye bireysel tedavi düzenlemiyorum. Bilgilerimi, görüş ve deneyimlerimi, tespitlerimi paylaşıyorum. Dileyen alır dileyen reddeder. Hiç bir konu artık tabu değildir. Dinin bile tartışıldığı bir dünyada ilaçlara dokunmayın, ilaçtan mahrum kalırlar diyerek halkı korkutmak, ilacı = tek ve en doğru tedavi gibi yansıtmak, böylece ucuz bir anlayışla gerçekleri saklamak mümkün değildir.

İlaçlı tedavi olmazsa olmaz değildir. Hele hele tıbbi bir hastalık olmayan ruhsal sorunlarda ilacı olmazsa olmaz sanmak tam bir akıl tutulmasıdır ve milletin ruhlarını karanlıkta bırakan en büyük garabettir.

Esas halka zarar vermek tıbbi olmayan sorunlara tıbbi hastalık gözüyle yaklaşmak, tedavi adı altında sadece ilaç vererek tedavileri eksik bırakmak, böylece kişileri işin doğasına uygun olan daha gerçekçi yaklaşımlardan yıllardır mahrum bırakmaktır.

Yorum Yaz

3668 kez okundu. Yazarlar