DUYGULARIMIZIN HARİTASI ÇIKARILMIŞ

Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net

DUYGULARIMIZIN HARİTASI ÇIKARILMIŞ

11/01/2014

"DUYGULARIN VUCUDUMUZDAKI ETKILERI HARITALANDI"

"Yeni bir arastirma duygularimizin vucudumuzda nasil deneyimlendigini aciga cikardi.

Finladiya'da Aaolto Universitesi'nde calisan arastirmacilara gore, ornegin anksiyete gogus bolgesinde hissedilen bir aci seklinde ortaya cikiyor, buna karsin asik olmak tum vucuda yayilan bir sicaklik ve mutluluk verici hisler seklinde hissediliyor.

Arastirmaya Finlandiya, Isvec ve Tayvan'dan 700 kisi katildi. Arastirmacilar oncelikle katilimcilarda belirli duygulari yaratmaya calistilar. Daha sonra farkli vucut bolgeleri gostererek hangi bolgelerde farkliliklar hissettiklerini sordular. Katilimcilardan alinan yanitlara gore duygularin vucutta yarattigi farkliliklar haritalandirildi.

Sonuclara gore her duygunun vucutta yarattigi etki bir digerinden farkli.

Ancak ayni duygular bati ve dogu kulturlerinde yasayan insanlarda bile eyni etkiyi uyandirdi. Vucutlari ayni duyguya benzer tepkiler gelistirdi.

Bu nedenle bu tepkilerin biyolojik temelli olduklari dusunuluyor.

( Not: Yukarıda kırmızı ile yazılmış yerlerden de anlaşılacağı üzere, "Bir bilimsel araştırma yapıldı, şu kadar denek kullanıldı, şu sonuca varıldı, ispatlandı, gösterildi" vs. deniliyor, bu kadar kesin ifadeler kullanılıyor; o halde burada yani mavi ile yazılmış cümlede neden "düşünülüyor" gibi subjektif bir kanaat kullanılıyor, bu çok düşündürücü! )

Arastirmayi yuruten Nummenmaa "Arastirmanin bulgulari duygularin vucutta yarattigi tepkiyi anlama acisindan buyuk onem tasiyor.

Ayrica, sonuclar farkli duygusal bozukluklari anlamamizi kolaylastirarak yeni tedaviler gelistirmemizi saglayabilir"

(Kaynak: İnternet Medyası)

SONUÇ

Kırmızı ile işaretlediğim son cümle her şeyi çok iyi anlatıyor aslında!

Niyet ve bu "araştırma" ile asıl varılmak istenilen sonuç son cümlede ifade edilmiş!

Antidepresanların tahtının sallandığı şu günlerde alternatif tıbbi tedavilerin yolda olduğu, bunun alt yapısının hazırlandığı anlaşılıyor.

Bu sorunların tıplaştırılmasından kazanan statüko antidepresanların hızla düşen prestijinin doğuracağı boşluğu başka (psikolojik, terapi, eğitim, sosyal vb) yaklaşımlara bırakmamaya, yerine yeni tıbbi ajanlar ikame etmeye kararlı gibi görünüyor!

Bunun için "bilimsel araştırma" yapıyor, "haritasını çıkardık" diyor, "işte bakın" diyor, "ispatlandı" diyor; sonra da "düşünülüyor", "tahmin ediliyor", "inanılıyor" gibi kesinlik ve nesnellik içeren sözler değil; inanç ve kanaat belirten ifadeler kullanıyor; yani sorunlarımızı "ne pahasına olursa olsun tıplaştırma" adına her türlü çelişkiyi bile göze alıyor!

Son olarak: Hala beynimizde serotonin maddesinin düşüp düşmediğini, en ağır psikozların bile neden ve nasıl geliştiğini ispatlayamamış bir tıbbın duyguların etkisini harita üzerinde bu kadar bariz gösterebilmesi çok ilginç!