Ustalık için diplomaya değil deneyime ihtiyaç vardır.

Hoca üniversitede, usta sanayide yetişir.

Kurs ve belgelerle usta olmaya kalkan motorun başına geçince afallar, sağında solunda dolaşır, motorun tarihi devinimini anlatmaya başlar; bu arada motorun başında usta olan iki dakikada bozukluğu tamir eder çıkar!

Türkiye'de bir uygulama mesleği yani sanayide motor ustalığı demek olan terapistler masa başı eğitimle yetiştirilir. Böylece isminin önündeki unvanları uzadıkça seansları da uzayan kişiler çıkar piyasaya!

Oysa uygulamalı hiç bir meslek yüzde yüz olarak fakültede öğrenilmez.

Üzerine yüksek lisans ve doktora yapılması da bu gerçeği değiştirmez.

Fakülte ile yüzde ellisi öğrenilen uygulamalı bir meslekte yüksek lisans ve doktora kazanımı en fazla yüzde altmışa çıkarır. Kalan en az yüzde kırkı alan, deneyim, işin başı halleder. Sahanın vereceklerini 20 yıl da eğitimi alınsa teori veremez! Çünkü fazla yenen yemek suyun yerini tutmaz!

Fakülte eğitimiyle yeterli hale gelemediğini lakin para verip üç - beş günlük üç - beş kursa gittiğinde kendisini süper yeterli hale geldiğini zannetmek günümüzün modern psikologlarının (hatta üniversite hocalarının, ve hatta yetkili kişi ve kurumların) en büyük algı hatalarındandır. Danışanların ve hastaların algı hatalarını düzeltmeden önce biz psikologların bu en temel algı hatamızı düzeltmemiz gerekmektedir.

Sitesinde zaman zaman yazı da yazdığım ünlü Profesör Ahmet Rasim Küçukusta, "Profesör iyi doktor demek değildir. Hatta profesör çoğu zaman kötü doktor demektir" der. İlk bakışta çok ilginç gelen bu savını, "Çünkü iyi doktor olmak için gerekli olan zamanının büyük çoğunluğunu okumakla, ders anlatmakla, teori öğrenmekle ve öğretmekle geçirmiş; uygulamaya daha az vakti kalmıştır" diye açıklar.

Velhasıl algı, daha doğrusu doğru bir algı her işin başındaki en temel doğru!

Görüyorsunuz; yanlış algılamak nice zaman, emek ve ümit kayıplarına; doğru algılamak ise tam tersine daha doğru yaklaşımlara ve adımlara yol açıyor! O halde meseleleri doğru algılayıp algılamadığımızın önemini yeniden ve daha derinlikli olarak kavramamamız gerekmektedir.