MÜJDE... SONUNDA YALAN DA HASTALIK OLMUŞ

Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net

MÜJDE... SONUNDA YALAN DA HASTALIK OLMUŞ

07/02/2014

"Kişi neden yalan söyler? Yalan söyleme hastalığı nereden nasıl beslenir? Yalanın işe yaradığını gören çocuklar öğrenme yoluyla yalana alışırlar mı? Hangi kişilik tipleri yalana yatkındır? Masum ve yıkıcı yalanlar arasında bir fark var mıdır? Yalan söyleyen kişilerde nasıl bir güven eksikliği problemi vardır? Yalan söylemenin altında yatan psikolojik dinamikler nelerdir gibi soruların cevaplarını uzmanlar bu akşam İyi Bak Kendine programında Uğur Canbolat'a değerlendirecekler.

Antisosyal ve histriyonikler neden yalana daha yatkındırlar? Yalan söylemek sosyal hayatı ne yönde etkiliyor ne gibi sorunlara neden oluyor? Boşanmalarda tarafların yalan söylemesinin etkisi ne kadardır? İlgi için yalan söylemek ya da hayali hikayeler uydurmak kişide neyin ifadesidir? Sahte isim, sahte kimlik kartı kullananlar kendileri de yalanlarına inanırlar mı gibi konuları bu akşam etraflıca ele alacak olan İyi Bak Kendine programının konukları Memory Center Nöropsikiyatri Merkezi'nden Psikiyatri Uzmanı Dr. Oğuz Tan ve NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi'nden Uzman Psikolog Kamil Ertekin olacaklar." (http://www.e-psikiyatri.com/YALAN-SOYLEME-HASTALIGI-TEDAVI-EDILIR-MI-5018)

CEVAP

En büyük silahı kavramsallaştırmak olan ve bir süre önce kırk yıllık internet alışkanlığını internet bağımlılığı diye tanımlayarak hastalık kategorisi içine sokan modern psikiyatri sonunda hızını alamamış ve yalan söylemeyi de hastalık sınıfına sokmuş!

Oysa biz onu ahlaki bir sorun zannediyorduk!

Demek ki kutsal kitaplar da bu sorunu hep böyle tanımlayan insanlık tarihinin engin aklı ve birikimi de yanılmış; bu müthiş gerçeği sonunda psikiyatri açığa çıkarmış! Yo tahlile, ispata vs. gerek yok; onun bir sorunu tanımlaması öyle olması için fazlasıyla yeterlidir!

En büyük yalan hastası psikiyatri o halde! Çünkü kitaplarında bile "bozukluk" geçtiği halde yıllardır kitleleri "hastalık" diye kandırıyor!

Ruhsal yardımda biyopsikososyal eksenli yaklaşım esas olduğu halde yıllardır tedavileri salt biyolojik boyutlu yürüterek, yani tedaviyi sadece ilaca indirgeyerek, sonra da kalkıp, "Seni doğru tedavi ediyorum" diyerek kitleleri kandırıyor.

Her soruna aynı grup ilacı vererek, ilacı değiştirdik diyerek, oysa sadece ilacın ticari adını değiştirerek, yani kişilere ilaçlarını değişmiş izlenimi vererek kitleleri aldatıyor.

100 kişiden 12'sine doğru teşhis koydukları halde hala sıkılmadan bu hataya devam ederek, bunun adına da "ruhsal yardım" diyerek toplumları aldatıyor.

Şu dört - beş belirtiyi 10 - 15 günden beri yaşayan yalan hastası oluyorsa bu dört - beş belirtiyi yıllardır taşıyan psikiyatri de yalan hastalığına mübtela demek değil midir?

Üstelik de öyle 15 gün falan değil; yıllardır süren bu şikayetler onu hem major hem de kronik yalan hastası yapmaz mı?

Kendisi hasta olan başkasının hastalığını nasıl tedavi edebilir?

Önce kendi hastalığına tanı koyamayan başkasına nasıl doğru tanı koyabilir?

Yorum Yaz

4102 kez okundu. Yazarlar