DÜNYA SIKINTILARI BİZİ NEDEN ETKİLER

Site Bilgi Panosu

“Eğer bir şey öğrenebileceksem en kötü düşmanımı dinlemek için yirmi mil yürürüm.” Gottfried Leibniz

Önerilen Linkler

Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net

DÜNYA SIKINTILARI BİZİ NEDEN ETKİLER

23/02/2014

Çoğu insan konuşurken bu dünyaya imtihan için geldik der. Lakin başına bir dert ve sıkıntı geldiğinde birden değişir, bu sefer de bundan rahatsız olur. Bunlar olmamalıymış da olmuş, durup dururken kendisini bulmuş gibi algılar. Adeta sorusuz bir sınav bekler.

Oysa sıkıntılar dünya imtihanındaki sorulardır. Nefis, şeytan, kötülükler, dertler, tüm yanlış şeyler vs. boş ve anlamsız değildir; imtihan için gereklidir. Bunlar olmayınca imtihan olmaz. Nefsi yok etmeye çabalamak nefse zulmekmektir. Nefis aynen kalmalı ki ona rağmen yapılacak işlerin bir değeri olsun! Soru olacak ki sınavın bir anlamı bulunsun! Sorusuz bir sınav olur mu hiç!

Nefsi öldür, içkiyi yasakla, günaha giden yolları baskı ile yok et; bu durumda iyi ile kötüyü seçebilmenin ne anlamı kalır? Şıkları seçme özgürlüğü olmadığında, maddi, ailevi yahut manevi her sınavda sadece tek bir şık dayatıldığında bu özgür olmayan ve tüm şıkların karşımızda eşit şartlarda durmadığı bir sınav geçersiz bir sınav olur. Bu dayatılan zoraki seçimin mükafatı nasıl cennet olabilir! Özgür bir seçim yoksa cehennem nasıl hakedilebilir! Evet... Şıklar ve seçenekler yasaklanmışsa yani özgür bir seçime olanak bulunmuyorsa bu nasıl gerçek bir sınav olabilir!

Hadi nefsini içki, kumar ve fal oklarıyla vs. imtihan ettin diyelim! Sabrını, tevekkülünü, samimiyetini vs. neyle sınayacaksın; zorluklar, sorunlar ve güçlükler şeklinde dizilmiş sorular olmasa?

Dini sadece katı yasaklar üzerine bina eden, sadece olumlu ve meşru şeylerde hayır olduğunu zanneden (oysa her şeyde bir hayır vardır) bir kısım yobaz anlayışlı kişiler özgür sınav ortamını imha ederek ilahi sınavı ifsat etmek, ellerinden gelse dünya sınavında tek bir negatif soru bırakmamak isterler. Neyse... Bu yazıdaki esas konu bu değil...

Maddi sorunun yok

Manevi sorunun da yok

Çocuklarında bir sorun yok

Eşinle de bir sorunun yok

Çevrenle hiç yok

İşinle bir sorunun yok

Halin vaktin Alamanya'dan iyi

Söyle; o halde sen nasıl ve hangi sorularla imtihan olacaksın bu imtihan dünyasında?

İnsanoğlu sıkıntıya girince adeta bunu bir sürpriz gibi görür, hayretle karşılar. Beklemediği için tedirgin olur aslında; başına geldiği için değil! Beklemiyordur sıkıntıları, çünkü unutmuştur bu dünyanın aslını - astarını...

Çünkü bu dünyayı öyle hatalı algılamıştır ki bir sıkıntının gelip çatması onu tedirgin eder. Dediğim gibi onu hiç beklememiştir. Bekleseydi, bu dünyanın cennet olmadığını, sorunların sınavdaki sorular hükmünde olduğunu gerçekten içselleştirebilseydi, sonra da bu gerçeği hiç unutmasaydı sıkıntı gelince asla sıkıntı ve dert etmezdi. "Zaten bekliyordum, beklediğim şey geldi başıma. Mutlaka gelecekti, demek ki nasip bu güneymiş, hoşgeldi sefa geldi. Dünya sınıfındaki imtihan sırası bana geldi" derdi.

Niye sıkıntım var,

Neden bu sorun başladı,

Ben ne yaptım da beni buldu,

Hakettim mi ben bunu (sanki tüm sorunlar hep hakedenleri bulur bu dünyada) vs. der sürekli...

Sıkıntıdan etkilenmesinin bir başka nedeni de bunu beklememesi, sebepsiz yere ortaya çıkmış bir anormallik gibi algılamasıdır. Sorunları bekleyen, bunu dünya hayatının rutin bir gerçeği olarak kabul eden, bu gerçeği iyice içselleştirmiş kişiler dert ve sıkıntı gelince asla dert ve sıkıntı etmez. Çünkü beklediği, hazırlandığı şey gelmiştir başına! Bekleyen kişi beklediği ile karşılaşınca çok fazlaca rahatsız olmaz!

Yolda giderken çok önceden önüne kedi atlayacağını bilen kişi bu kedi atladığında etkilenmez, korkmaz. Ancak yolda kedi falan beklemeyen bir kişinin önüne kedi atladığında irkilir, tedirgin olur, yüreği hoplar. Tıpkı bunun gibi.

Sonucu sadece başa gelenler değil; başa gelenlerle ilgili beklenti şeklimiz de belirler. Sadece başa gelen olgulara değil, sadece algılarımıza da değil; beklenti şeklimize de dikkat...

Ve aç ellerini, seni ne yürümene, ne konuşmana, ne yemene, ne içmene mani olmayan, sadece ve sadece aynadaki yılan resmi hüviyetinde olan ruhsal sıkıntılarla imtihan ettiği için, senin sınavında sana kanser, felç, bunama, özür gibi daha ağır, daha kalıcı soruları değil de daha hafif sorularla imtihanı seçtiği için teşekkür et! Derdini değil; derdinin içindeki güzellikleri gör biraz da...

Şahsen ben sıkıntı vb. sorunlar için (ki bunlar asla sorun değildir, ağız alışkanlığı gereği sorun diyorum) asla üzülmem. Bunları bir kere olsun umursamam, önemsemem. Bana ne sıkıntılarımdan! Bunlar bir duygusal süreçtir, bana ne bunlardan... Etkilenmem çünkü imtihan sıram gelmiştir der ve Allah benim için en az riskli olan, en kolay olan soruları seçmiştir şeklinde düşünür, şükrederim en fazla! Madem ki sınavdayız, madem ki bir sınavda mutlaka sorular sorulacak, öyleyse şükredilmesi lazım gelen sorular için insan üzülür mü! Sınav hak diyen, böyle inanan kişiler sınavda soru ile karşılaşınca bundan nasıl müteessir olabilir ki!

Yorum Yaz

4038 kez okundu. Yazarlar