MUTLULUK DAR ALANDA KISA PASLAŞMAYA BAĞLI

Site Bilgi Panosu

“Eğer bir şey öğrenebileceksem en kötü düşmanımı dinlemek için yirmi mil yürürüm.” Gottfried Leibniz

Önerilen Linkler

Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net

MUTLULUK DAR ALANDA KISA PASLAŞMAYA BAĞLI

10/03/2014

İmkanlarınız, olanaklarınız ne kadar genişlerse genişlesin. Şartlarınız ne oranda değişirse değişsin! Mutluluk hep aynı yerde durur!

Çoğu kişinin en büyük yanılgısı işte burada başlar. İmkanları çoğladıkça mutluluk koşullarının değiştiğini, kendisini mutlu edecek şeylerin de çoğaldığını ve diğerlerinden farklılaştığını zanneder. Bu yüzden elindeki eski şeyleri kendi eliyle iter! Açılmaya, koşmaya, başka şeylerde onu aramaya koyulur.

Oysa o hep aynı yerde duruyordur. Üstelik de o herkese aynı yakınlık derecesinde. Ve yine o herkese aynı uzak noktada! Çünkü o bazılarına yakın bazılarına da uzak olan bir ayrıcalık ve lüks değildir.

Hayatınız ne kadar zenginleşirse zenginleşsin, siz kendi hayatınızı bu genişlemeye inat daraltamadıysanız mutlu olamazsınız! Sadece olacağınızı zannedersiniz. Yaşam alanınız genişledikçe sahip olduğunuz her şey dağılır ve sığlaşır. Yaşam sahanız daraldıkça bunlar büyür, pekişir ve serpilir.

Mutluluk durumunuz, koşullarınız her ne olursa olsun üç - beş samimi dosttadır. Tıpkı yan mahalledeki Hıdır dayınınki gibi!

Mutluluk kafa dengi sohbette, her yapılan üç - beç çift samimi ve güven dolu muhabbettedir.

Mutluluk güvenmekte, güvenilmekte, birlikte yemekte, birlikte içmekte, birlikte balığa gitmektedir.

Mutluluk kaprissizce gülebilmekte, verilen selamı gocunmadan alabilmekte, bir bakkala girdiğinizde ayaküstü yaptığınız sıcak bir muhabbettedir.

Mutluluk ve huzur rahmetli Sakıp ağa gibi zengin olup olup köydeki Fazıl dayı gibi yaşayabilmektedir.

Velhasıl hayatınız ne kadar zenginleşirse zenginleşsin mutluluk eski fakir, dar ve sınırlı yerindedir.

Çoğu kişi zamanla bunu unutur, mutluluğu eski yerinde değil; yeni ve daha görkemli yerlerde arar. Sevgiyi bırakır, bu uğurda dostluğu öteler, samimiyeti buz gibi bir eğreti maskeye kurban seçer. Hızlı hızlı gidip gelmelere, bir arabadan inerken öbürüne binmelere, yüzünde soğuk ve ciddi bir ifade taşımaya, havalı havalı gezip tozmaya başlar.

Oysa mutluluk bu yerlere, bu yol ve yaklaşımlara, bu pozisyonlara çok uzaktır. O hala eski yerindedir. Sadece kişi eski yerinde değildir. Bu sebeple onunla artık kolay kolay buluşamaz!

Tabiki bu görkemin büyüsü ile yanıldığını anlayamaz öyle kolay kolay! Maddi olarak her şeyi sağlayan güç onu da temin etmelidir. Böyle düşünür. Bu kuruntuyla avunur. Yıllar geçer. Yıllar sonra anlar mutluluğun eski basit, fakir ve daracık yerde durduğunu! Onun zenginlikten, görkemden ve ihtişamdan kaçtığını yıllar sonra fark eder.

Sonra oraya göç başlar. Önce şehrin en uzak noktasından bir mütevazi ev alınır. Tavuk, horoz yetiştirmeye başlanır. Toprak sulanır, yoldan geçerken kolay gelsin diyen kişi en büyük sevinç kaynağı olur. Yandaki iki, üç komşu davet edilir. Onlara gidip gelmeler başlar. Torun sevilir, mütebessim bir çehre ile köpeğin başı okşanır, damat beklenir, akşam yemeği için pasta börek yapılır. Mutluluk buradadır, mutluluk bu kadar basit şeylerdedir aslında, artık anlaşılmıştır.

Mutluluk bedavadır! Sorun onu da bir madde gibi para ile satın almaya kalkmadadır.

Yine aynı noktaya dönülür. İlk başta bulunulan yere. Çünkü mutluluk ve huzur oradadır. O eski fakir, dar, ufacık yerinde!

Hayatınızda genişleyen tüm imkanlarınıza rağmen kendi yaşam alanınızı ne kadar daraltabailir, o daracık alanda ne kadar sık ve yoğun paslaşabilirseniz o oranda mutlu olursunuz bu yaşam maçında!

Saha büyüdükçe paslaştığınız alanı da büyütürseniz maçı ıskalar ve kaybedersiniz. Sahanız büyüyebilir ama bu paslaştığınız alanın da aynı oranda büyümesini gerektirmiyor.

Yaşam sahanız büyüyüsün ama siz paslaştığınız alanı oldukça dar ve küçük tutun. Çünkü yaşamdan lezzetli bir skor almak buna bağlı!

Velhasıl yükseldiğiniz ölçüde alçalamazsanız, zenginleştiğiniz ölçüde kendi yaşam alanınızda fakirleşemezseniz, imkanlarınız genişlediği ölçüde paylaşım alanınızı daraltamazsanız siz de görkemin büyüsüne aldanır, çoğu kişi gibi akıntıya kapılıp giderseniz. Bu durumda asla mutlu ve huzurlu olamazsınız! Ya da çok geç kalırsınız!

Yorum Yaz

2267 kez okundu. Yazarlar