YAŞAMAK MUTLU OLMA SANATI DEĞİL; AZAT OLMA SAVAŞIDIR

Site Bilgi Panosu

“Eğer bir şey öğrenebileceksem en kötü düşmanımı dinlemek için yirmi mil yürürüm.” Gottfried Leibniz

Önerilen Linkler

Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net

YAŞAMAK MUTLU OLMA SANATI DEĞİL; AZAT OLMA SAVAŞIDIR

15/05/2014

< Saf din süt kadar temizdir. İnsan eli değdi mi bozulur >

Küresel güçlerin beyinleri uyuşturma yöntemlerinden olan kişisel gelişim ekolleriyle vs. yaşamayı bize hep mutlu olma sanatı diye yutturdular! Oysa mutluluk bir sanat değildir; sadece cahillere, delilere ve çocuklara mahsus basit bir keyfiyettir! Dikkat edin en mutlu kişiler bunlardır. Özellikle de çocuklar. Onlar bu sanatı birilerinden öğrenmiş değillerdir. Akıllı insan şuurludur. Şuurlu insan dertlidir. Dertli insan ise asla mutlu olamaz! En azından dünyada tek bir mutsuz insan kaldığı sürece! Cehaletin en büyük işareti duyarsızlıktır!

***

Modern prangalar:

Kapitalizm
Din sınıfının elindeki (insan eli değmiş) din
Psikiyatri
Psikoloji
Kişisel Gelişim Ekolleri
Medya
Televizyon
Futbol
Siyaset
Moda ve
Eğitim Denilen Kasıtlı Cehalet

***

İnsanların yediklerini - içtiklerini satılık uzmanlarla,
Algılarını psikoloji, psikiyatri ve kişisel gelişim ekolleriyle,
Giyim kuşamlarını moda ile,
Vicdanlarını siyasetle,
Hislerini insan eli değmiş bir din ve diyanetle,
Duygularını pohpohladıkları aşkla,
Boş zamanlarını inşa ettikleri saçma sapan bir eğlence kültürüyle,
Gençlik yıllarını eğitim denilen öğütüm sistemiyle,

Ömürlerini başarı da başarı diye diye yücelttikleri iş yaşamıyla esir alırlar.

Yaşamak bunlardan özgürleşme ve azat olma çabasıdır.

***

Bu katliamın baş sorumlusu firma sahibini cinayetten tutuklayacak bir mahkeme kalmadı mı bu memlekette?

***

Klasik kadercilik anlayışı inkarcı zihinler ve sorumsuz bireyler üreten derin bir bataklıktır! O yüzden Mustafa İslamoğlu'na hak vermemek mümkün değil!

***

Allah size ne kötülük gelirse bunlar hep yapıp ettikleriniz nedeniyledir diyor. Dünyada aşağı yukarı tüm acıların müslüman aleminin üzerinde dönmesi bu açıdan bakınca çok anlamlıdır!

Elin ineğe tapan Hindusuna ve güneşe secde eden Japonuna bile gelmeyen musibetler neden hep biz müslümanların tepesinde dolaşıyor! Düşünce, tavır, tutum ve davranışlarımızdaki bozukluk yani yapıp ettiklerimiz için olmasın! Buna da Allah müslümanların derecesini yükseltiyor der, buna da bir kılıf bulurlar gerçi!

Oysa Allah bizi biraz açlıkla, biraz mallardan eksiltmekle vs imtihan edeceğini söylüyor! Göçükle, patlayan trafo ile yahut 5 şiddetinde bile Yyıkılan binalarla değil! İkisi aynı şey değil!

Bu mühim noktayı kimse bu şekilde izah ederek netliğe kavuşturmaz. Çünkü öyle olursa din birilerinin uyanması önünde bir narkoz olarak kullanılamaz!

Sükut altındır, hareket fitnedir, bir şey yapma sen sadece ahrete bırak! Çok istiyorsan oturup dua et... Bize dayatılan ve reflekslerimizi körelten din anlayışı bu! Bu dinin gerçek dinle en ufak bir bağı yok!

Harfleri gırtlaktan iyi çıkar, anlamını bilmeden mırıldandığın zikrini üç bine, hatmini de en geç cuma gecesine tamamla... Sen anlamını okuma, sen sevap almak için oku sadece, içinde ne yazdığını merak etme, edersen de gel bize sor, biz sana söyleriz... Başka türlü prestijli bir din sınıfı nasıl doğacak ki!

Bu arada aklımız hala SOMA'da! Trafodan bahsediliyor. Önce trafoya kedi girmişti malum! Bu sefer de trafo patlamış galiba! Trafo patladı denilince sorumlu trafo mu olmuş oluyor? Bu ülkede evet... Çünkü başka ülkede patlamayan trafo bizim ülkemizde patlıyorsa sorumlu trafo değildir diye soracak kimse yok!

Modern denilen şu hayatta her şey zihinleri, algıları ve tepkileri köleleştirme üzerine kuruludur. Saf halinden uzaklaştırılan ve birilerinin elinde tepkileri körelten, vicdanları uyuşturan ve algıları karartan din de öyle! Dini kaynağından değil de ara şahıs, yol ve yöntemlerle öğrenmeye devam ettiğimiz sürece bu böyle sürüp gidecek ne yazık ki! Din esasında uyarmak ve uyandırmak için gelmiştir lakin din din sınıfının elinde ne acıdır ki uyutan, bayıltan bir narkoza dönüştürülmüştür!

Bu durumda gerçek dine hiçbir zaman kavuşamayacağız! Başımızdan da musibetler hiç eksik olmayacak!

Hep elin Hindu'suna, Taylandlısına imrenerek yaşamak kaderimiz olacak!

Yaşamak bize biçilen kölelikten azat olma savaşıdır dedim! Köle insan sömürülmeye hazırdır. O yüzden her sistem sorgulamayan, düşünmeyen, eyleme geçmeyen köle bireyleri sever! Dizilerin de sporun da okuma değil test çözme üzerine kurulu olan eğitimin de esas gayesi buna hizmet etmektir. Günümüzde yaşamak mutlu olma değil; bu kölelikten azat olma savaşıdır. Bu savaşı kazanan şu hayatta gerçekten yaşamış demektir.

***

Ne zaman nerede toplumsal bir dert, sosyal bir yara oluşsa orada hemen arazi olan üç sınıf insan var! Din adamları, üniversite hocaları ve herhangi bir siyasi, sosyal yahut dini hizbe zihnini ipotek etmiş taraftarlar...