• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
GELENEKSEL HADİS ALGISININ YARATTIĞI TAHRİBAT
18/08/2014
Mevcut kültürümüzde isteniyor ki kadınlar -mümkünse- peçenin altında saklı olsun! Niye? Aksi çok büyük bir günah diye telakki ediliyor da ondan... Oysa bu sadece bir algı! Algı olgunun önüne geçmiş...

Erkekler niye peçeye girmiyor peki? Bilakis molla dahi olsa saçlarını badem yağıyla ışıl ışıl yapıyor, tarıyor, sakalını tarıyor, kokular sürüyor vs. Daha yakışıklı, daha etkileyici olmanın bin bir yolu deneniyor... Sadece kadın peçeye girecek çünkü fitne sebebi olarak sadece kadın görülüyor.

Tarihi asırları, geçmiş dönemleri düşünün... Cariyeleri olursa, üç - dört tane kadın alırsa onları peçenin arkasına sokmadan nasıl muhafaza edecek! Bu durum elbette ki insani bir kaygı yaratıyor... Bu kaygı ve endişe ile örtünmeyi adeta dinin en temel emri ve en kuvvetli farzı yahut en çetin, en lanetli haramı gibi lanse ediyor...

Oysa Allah sadece, "Örtülerini göğüslerinin üzerine bıraksınlar" diyor, bir tavsiyede bulunuyor, kutsal kitabında. Akabinde de namazda vs. olduğu üzere en ufak bir yaptırımdan, cezadan bahsetmiyor. Haşa Allah unutmuş yahut bu hususu atlamış olabilir mi! Tıpkı birleşin, dağılıp ayrılmayın demesi gibi... Ancak örtünme tavsiyesinden kesin farz manası, aksi için de haram anlamı çıkaranlar birleşmek hususunda farz, fırkalara ayrılmak mevzusundan da haram sonucunu çıkarmıyor, çıkarmamışlar. Bilakis ümmetin ayrılığında rahmet vardır diyerek ayetin verdiği mesajın (öğüdün) tam zıddını kutsamışlar...

Bu arada erkek fitne sebebi değil midir? Bir kadın için birbirine yahut günaha düşen erkek var da erkek için tartışan, kavga eden hatta dövüşen, hem birbirine hem de günaha düşen kız ya da kadın yok mudur hiç? Hz. Yusuf kıssası neden anlatılır kitapta?

Bu tür yüzlerce çarpıklık ve gariplik vardır! Bunlar çoğu kişide imansızlığa ve inanç zayıflığına yol açıyor. Bu mahvedici süreci hadislerin kutsal kabul edilmesi, dinin en temel kaynağı olarak kabul görülmesi hatası besliyor.

Hadis kutsal ve dinin asli kaynağı olarak görülünce haliyle karşı da çıkılamıyor... Bu yapılamayınca akıl susmuyor, aklın almadığı saçmalıklar içten içe imanı kemirmeye başlıyor bu sefer de. Böylece ortaya dili ile belki inkar edemeyen lakin kalbi bir türlü teskin olmayan zayıf imanlı hatta müşrik ve münafık karakterli yığınlar çıkıyor. Bu yanlış algı ve kabul imanın, dinin ve dindarlığın genetiğini bozuyor.

Çoğu kişi bilmez. Çünkü hiç bahsedilmez, hep saklanır. Hadisler peygamberimizden ortalama 200 - 250 yıl sonra derlenip yazıya geçirilmiştir. Madem hadisler dinin -tıpkı Kur'an gibi- çok önemli bir kaynağıdır, öyleyse peygamberimiz neden hadisleri bizzat kendi eliyle (doğal olarak da en emin şekilde) toplatmıyor, kendi gözetiminde yazdırmıyor, hatta buna izin vermiyor?

Buna "ayetlerle karıştırılmaması için" deniliyor. Hadisler de ayetler gibi dinin kutsal bir kaynağı ise karıştırılmasından neden sakınılsın ki? Demek ki ikisi aynı şey değil... Demek ki hadisler yani peygamberimizin sözleri kutsal değil, ayet gibi kabul görmemeli, öyle algılanmamalı. O sebeple de peygamberimiz bu yola açılacak bir kapıya hayatında izin vermiyor. Çünkü peygamberimiz kendi sözlerinin Allah'ın sözleri gibi görülmesini ve öyle algılanmasını istemiyor... Bunu çok sakıncalı bulmuş olmalı ki yasaklıyor... Bu kapı sonradan, 250 sene sonra açılıyor...

Hatta o yüce insan kabri zamanla Kabe gibi değer görmesin diye naaşının ta Medine'ye gömülmesini istiyor. Kabe'nin yanında olmsını (muhtemelen de çok arzuladığı halde... Bunu kim arzulamaz ki) uygun bulmuyor.. O hatalı algının ne denli yıkıcı olduğunu biliyor, bu yolu açmamak için son derece hassas davranıyor. Sahabe de yapmamış bunu! Taaa 250 sene sonra bunlar kulaktan kulağa yoluyla toplanmış ve yazıya geçirilmiş... Zamanla dinin ve dinimizce sadece Allah'a ait olması gereken hükmün ortak bir kaynağı haline getirilmiş...

Haliyle Kur'an gibi Allah tarafından korunacağı garantisi verilmeyen bu sözlerin içine bir yığın saçmalıklar da girmiş... (Bu rivayetleri dini içerden bozmak isteyen Yahudiler vs. de kullanmış, bilerek maniple etmiş de olabilirler... -Bkz. İsrailiyat-). Hatta bunların çoğu en güvenilir denilen hadis kitaplarında bile yer almış... Bu konudaki çoğu hadisler okuyanın imanına zarar verecek türden... Bu durumda imanınızı korumanın tek yolu ya bunları hiç okumamanızdır yahut inkar etmenizdir... Bu bağlamda hadisleri reddedenler zındık değil; tam tersine hem akıllarına hem de imanlarına sahip çıkmak isteyen, Allah'ın emrettiği üzere aklını kullanan / düşünen kişilerdir. 

Hadis inkarını dini inkar gibi yansıtan gelenekçi yobaz anlayışı iyi tanımasanız ve cesaretiniz de yoksa ne hadisi inkar edebilirsiniz ne de samimi olarak inançlı kalabilirsiniz. Tarihi süreç içinde milyonlarca insanın hayatını mahveden bu içsel nitelikli imani çatışmanın tek sebebi efendimizden 250 sene sonra toplanıp yazılan, efendimiz devrinde sakıncasından ötürü yazıya geçirilmesine müsade edilmeyen, çünkü dinin ilahi bir kaynağı olarak görülmeyen ve (muhtemelen de) bu şekilde görülmesi istenilmeyen, zamanla, yıllar sonra dinin asli kaynağı haline getilerek kutsallık izafe edilen, inkarının dinden çıkaracağı söylenen geleneksel hadis algısıdır.

SONUÇ

Bizi İsrail değil, İsrailiyat mahvediyor. 

Şeytanın en büyük oyunlarından birisi de bir sürü haramlar oluşturmak suretiyle dini alabildiğinde zorlaştırmak, böylece onu yaşanılamayacak derecede ağırlaştırmaktır. Bu amacına da; korunacağı beyan edilen Kur'anda aleni tahrifatlar yaparak değil; te'vil, tefsir, yorum, içtihat vb. adlarla ayet ve hadis algımızı bozarak ulaşmıştır.



1126 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
7 Milyarı Kesip Doğrayacak Mıyız? - 16/01/2023
T.C. Teheccüde Kalkmıyor - 16/01/2023
Dini Olan Devlet Tağutlaşır
 Devamı