• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
PSİKİYATRİ VE BONZAİ İLİŞKİSİ
26/08/2014
Psikiyatri ve onun güdümündeki düşük özgüvenli yaveri psikoloji kitlelere zarar veriyor.
 
Bu zarar hem uygulamadaki "yapısal yanlışlar" yoluyla oluyor hem de verdikleri ve algı oluşturan sureti hak görünümlü "zehirli mesajlar" marifetiyle...
 
Malum modern psikiyatride (en azından pratik uygulamada) sıkıntı / hüzün / keder / üzüntü türü duyguların normal bir duygu türü olduğunu reddetme, bunların ilaçla halledilmesi gereken bir hastalık olduğu mesajını verme şeklinde yerleşik bir hata mevcuttur! İş lafa gelince kerhen "duygu başka hastalık başka" deseler de pratikte hemen her duygusal sürece hastalık olarak yaklaşmakta, böylece hatalı bir pratiğin, algının ve anlayışın doğmasına yol açmaktadırlar. Bonzaiye vs. yöneliş biraz da bu algıdaki bozulmanın bir neticesidir. 
 
Böylesi bir yaklaşım ve mesajla oluşturulan bu hatalı algı sonucu insanlar sıkıntı, üzüntü, keder, hüzün gibi insani duygulara karşı aşırı hassas ve duyarlı hale geliyorlar. Hassasiyet ve duyarlılık arttığında etkilenme de otomatikman artmış oluyor. Çünkü en temel psikoloji gerçeğidir; bir şeye hassasiyet arttığında o şeyden etkilenme de doğal olarak artar. Derken kitleler bunların bizatihi ortaya çıkmasını bir sorun, dahası tedavi gerektiren bir hastalık olarak kabul etmeye, bu şekilde inanmaya / içselleştirmeye başlıyorlar.
 
Psikiyatrinin kitlelere attığı en büyük kazık işte tam da burasıyla ilgilidir. Toplumun duygularıyla (ve düşünceleriyle) ilgili fıtri algısal eğilimini bozmuş, zihinleri en insani duygusal süreçlere yoğunlaştırmış / kilitlemiş, kişilerde hastayım algısı, kaygısı ve arayışı başlatmıştır.
 
Böylece sıkıntıdan korkan, üzüntüsüyle boğuşan, hüznüyle başa çıkmak için ilaç dahil her türlü yolu arayan / deneyen insanların çoğalmasına yol açmıştır. En insani süreçleri sorun gibi algılayan, bu nedenle de "Çare" diyerek arayışa geçen insan sayısı arttığında bunların bir kısımının da bonzai türü maddelere yönelmesi kaçınılmazdır. 
 
Ayrıca psikiyatri ilacı kullanmanın; oluşturduğu yapay rahatlık duygusu nedeniyle sürekli rahatlama peşinde koşulmasına yol açabildiğini, her sıkıntıdan anında rahatlayarak çıkma yönünde hemen bir arayışa / yönelime girmeye sebep olabildiğini, böylece uyuşturucu, esrar türü rahataltıcı olduğu düşünülen maddelere daha çabuk yönelttiğini ifade eden bilimsel araştırma sonuçları da mevcuttur.
 
Bu hatalı algıyı; sıkıntı, üzüntü, hüzün gibi duygulara mutlaka halledilmesi gereken bir sorun (çoğunlukla da hastalık) gözüyle yaklaşan, böylece zihinlerde "sıkıntı kötüdür, üzüntü hastalıktır, hüzün varsa hemen rahatlamalısınız" mesajı veren mevcut psikiyatri ve onun özgüveni düşük, psikiyatriye yakın durdukça kendisini daha değerli hisseden yaveri psikoloji birlikte inşa etmiştir.
 
Ruh, sağlık ve psikoloji konusunda otorite kabul edilenler vasıtasıyla böyle bir algı inşa eden kişiler sırf bu sebeple sürekli rahatlama, hemen kurtulma, anında atlatma odaklı bir dizi arayışa ve çabaya girmektedir. Dediğim gibi bu arayış bazen kişileri doktora bazen de (çoğu zaman ve özellikle genç kuşakta) esrar, uyuşturucu gibi maddelere yönelmeye yol açmaktadır.
 
Tekrar ediyorum:
 
Bu algının bir salgın gibi yerleşip yaygınlaşması bonzai türü uyuşturuculara yönelimde ciddi bir eğilim oluşturuyor.
 
Sıkılan, hüzünlenen, üzüntü duygusu yaşayan gençler bu duygusal süreçleri hemen atlatmaları, en azından bastırıp zihinlerinden uzaklaştırmaları gereken anormal bir sorun gibi algılıyor, bunların içinden psikiyatri kliniklerine gitmek istemeyen (deli doktoru algısı ve diğer nedenlerle) çoğunluk hem ulaşımı daha kolay olan hem de daha kesin çözüm sunduğu düşünülen bu maddelere yönelebilmektedirler.
 
Gerek sorunların gerekse uyuşturucu, bonzai vb. madde kullanımının psikiyatrinin yaygınlaşmasıyla ve popülerliğinin artmasıyla paralel seyretmesi tesadüf olarak görülemez. Çünkü kainatta tesadüfe tesadüf edilemez.
 
Psikiyatrideki trajik hatalar sürdükçe ve bu branşın popülaritesi arttıkça uyuşturucuya yönelim de aynı hızda ve oranda artmaya devam edecektir.
 
Bu sorunun çaresi psikologların daha aktif ve işlevsel hale getirilmesidir. Lakin bu saatten sonra bunun da bir çare olması çok zor görünmektedir. Çünkü yıllarca psikiyatrinin dizi dibinde kalan / gölgesinde çalışan psikologların çoğunun bu sorunlara bakışı psikiyatriyle aynı bozuk çizgiye çoktan kaymış durumdadır. Bu kayışın esas itici unsuru, "Bunlar sorundur, hatta hastalıktır, öyleyse mutlaka tedavi edilmelidir" algısının sağladığı ciddi maddi rant ve mesleki menfaattir. 
 
Çare; sıkıntı, üzüntü, hüzün gibi duygulara tekrar (eskiden olduğu gibi) normal insani süreçler olarak bakılmasının sağlanması, şiddeti her ne olursa olsun bu gerçeğin değişmeyeceğinin öğrenilmesi ve öğretilmesi, bir duygunun şiddeti arttığında niteliğinin başkalaşmayacağı gerçeğinin kabul edilmesi, örneğin sevginin azının da çoğunun da sevgi duygusu olması misali sıkıntının da aynı şekilde azının da çoğunun da bir duygu türü olduğunun idrak edilmesi yönünde yeni bir algı inşa edilmesi, evet kitlelerde sıkıntıların doğasına, tıpkı Mevlana'nın dediği gibi, "Ey neşe, gönlümde gam var. Şimdi gelme! Misafir üstüne misafir olmaz" şeklinde yaklaşan son derece fıtri yeni bir algı inşa edilmesi, bu yönde insanların zihninde yeni bir ikna savaşı başlatılmasıdır. 
 
Ancak bu; ruh sağlığı uygulamalarının psikiyatri tekeline mahkum edildiği, onun da arkasında küresel ilaç lobileri durduğu, bakanlığın da yıllardır olduğu üzere bunu sadece seyrettiği sürece imkansız görünmektedir. 


1945 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
7 Milyarı Kesip Doğrayacak Mıyız? - 16/01/2023
T.C. Teheccüde Kalkmıyor - 16/01/2023
Dini Olan Devlet Tağutlaşır
 Devamı