DİN NE DEDİ TELAKKİ NASIL ANLADI

Site Bilgi Panosu

“Eğer bir şey öğrenebileceksem en kötü düşmanımı dinlemek için yirmi mil yürürüm.” Gottfried Leibniz

Önerilen Linkler

Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net

DİN NE DEDİ TELAKKİ NASIL ANLADI

27/08/2014

Şayet bir sorun varsa bu dinin kendisinde değildir; olsa olsa geleneksel din telakkisindedir. Bu telakkiye karşı çıkmak, onun üzerinde düşünüp tefekkür etmek, hatta onu eleştirmek din gerçeğine karşı çıkmak demek değildir. Çünkü telakki (algı) ile gerçek aynı şey değildir. Bir telakkiye karşı çıkmayı dinin kendisine karşı çıkmak olarak sunanlar şayet cahil değiller ise art niyetli ve maksatlı kişilerdir.

DİN AKIL EDİP DÜŞÜNMEYİ ÖĞÜTLEMİŞ; GELENEKSEL DİN ALGISI İSE BUNU SÜREKLİ NEHYEDİP DIŞLAMIŞTIR

Allah yüce kitabında sık sık akıl etmeyi ve düşünmeyi hatırlatır, bunu över, bunu yapmayanları eleştirir. Hal böyleyken din alanında akıl edip düşünmek asırlar boyunca adeta günah gibi yansıtılmış, bu mühim iş bu alandan büyük ölçüde dışlanmıştır. Yine Allah, "Bu kitap Allah katından inmeseydi onda bir çok tutarsızlık olurdu" derken çelişki ve tutarsızlıkların önemine dikkatleri çekiyor, bu çelişkilerin / tutarsızlıkların temel bir ölçü olarak göz önünde bulundurulması gerektiğini beyan ediyor.

GERÇEK DİN HADİ ÇELİŞKİ ARAYIN DİYOR, MEYDAN OKUYOR; GELENEKSEL DİN TELAKKİSİ İSE BU İŞE YA KÜFÜR YA DA ZINDIKLIK DİYOR

Gerçek din bundan korkmuyor, çünkü gerçek din kendisine güveniyor. "Hadi gelin, çelişki ve tutarsızlık arayın" diyor, meydan okuyor. Bundan sadece geleneksel din telakkisi çekiniyor.

Öyleyse din alanında Allah'a isnat edilen sözlerin (hadislerin, içtihat ve görüşlerin vs) gerçekten kaynak olarak Allah'a dayanıp dayanmadığını yani ilahi hükümler olup olmadığını tespit etmek amacıyla çelişki ve tutarsızlıklarını ortaya koymak ve ona göre bir tutum belirlemek dinen bir yanlış ya da günah değil; bilakis tavsiye ve teşvik edilen çok mühim bir husustur.

Velhasıl din bir sözün gerçekte Allah'tan olup olmadığını anlamak için çok mühim bir ipucu vermiş, çelişki ve tutarsızlık arayın demiş, bu hususa dikkatleri çekmiştir.

Geleneksel din telakkisi ise bu işi zındıklık ve mürtetlik olarak yansıtmıştır.

Geleneksel telakki din üzerinde akıl edip düşünmeyi, çelişkiler ve tutarsızlıklar aramayı bu şekilde ilan ederek sadece Allah'ın emrine karşı çıkmış olmakla kalmamış; bu kavramları kendi yanlışlarını sabit kılmak için bir araç olarak kullanmıştır.

Geleneksel dindarlık anlayışında şeytan daha ziyade dindar olmayan yahut dini zayıf olan kişilerle uğraşır, daha çok onları saptırır. Peki gerçek nasıl?

Kur'an: "İblis dedi ki: Öyle ise beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım"

Şeytan saptırmak için hangi yola pusu kuracakmış?

...

Geleneksel din telakkisinde Kur'andaki apaçık ayetlerin manası "orada kast edilen o değil" denilmek suretiyle saptırılarak tahrif edilir.

1. Orada kastedilenin o olmadığını nereden biliyorsun?

2. Orada açık olan anlamın değil de senin anladığın mananın kast edildiğini nereden biliyorsun?

"Onların çoğu zanna uyar" (Kur'an-ı Kerim)