BANA BU SABAH NAZİL OLAN AYET NEYİ GÖSTERİYOR

Site Bilgi Panosu

“Eğer bir şey öğrenebileceksem en kötü düşmanımı dinlemek için yirmi mil yürürüm.” Gottfried Leibniz

Önerilen Linkler

Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net

BANA BU SABAH NAZİL OLAN AYET NEYİ GÖSTERİYOR

24/09/2014

"Sana Kitab'ı indiren O'dur. Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri muhkemdir ki, bunlar Kitab'ın esasıdır. Diğerleri de müteşâbihtir. Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler. Halbuki Onun tevilini ancak Allah bilir. İlimde yüksek pâyeye erişenler ise: Ona inandık; hepsi Rabbimiz tarafındandır, derler. (Bu inceliği) ancak aklıselim sahipleri düşünüp anlar." (Al-i İmran 7)

Bugün benim gerçek doğum günüm! Şairin dediği gibi hem mutluyum hem de yastayım! Yastayım çünkü bu kadar derin, bu oranda maksatlı bir aldatışa kalben iyice kani olmanın şaşkınlığı, üzüntüsü, ızdırabı içindeyim. Mutluyum çünkü okuduğum ve bana bunları yaşatan ayet benim dünyama henüz bu sabah nazil oldu! Bu ayet bana henüz bu sabah nazil oldu evet! Buna şaşırdınız biliyorum! Hoca ve alim dediğimiz kişilere bile senelerdir nazil olmayan bir ayetin benim gibi ilgili konuda çok eksiği bulunan birisine daha bu sabah nazil olması çok da şaşırtıcı olmasa gerektir.

Bu sebeple hemen, "Kitapta yazılı olan böyle bir ayet nasıl sana daha şimdi nazil oldu" diyebilirsiniz! Oysa söz konusu Kur'an olduğunda kitapta olması ayrı, nazil olması çok ayrı! Öyle olmasaydı zaten bu ayete rağmen insanların neredeyse tamamı bu ayetle ilgili bir nazil sorunu yaşar da bundan bu kadar bihaber kalabilirler miydi!

Söylenecek çok şey olsa da lafı uzatmayayım, bu ayet vesilesiyle bu sabah itibariyle zihnimin ön sırasına gelenleri hemen belirteyim:

Allah'ım sen çok büyüksün!

Senin kitabın gerçekten de bir mucize!

Neresinden bakarsan bak, yemin ederim ki tam bir mucize!

Allah'ım, senin her sözün sahiden de gerçek ve hak! Dediğin gibi ne kadar aleni olursa olsun muhtevası, senin kitabını buyurduğun üzere sadece "temiz akıl sahipleri" anlayabiliyor gerçekten de! Bize hep anlatıldığı gibi hocalar, alimler, derin ilim ehli değil! Kriter ilim değil, kriter akıl! Hem de her akıl da değil, temiz akıl! Hurafeyle, zanla, kibirle, rivayetle vs. kirlenmemiş bir akıl yani! Bu ayetle ortaya çıkan ve bana daha bu sabah nazil olan gerçeklerin başka türlü izahı mümkün mü!

Tam bu noktada yazımın başında verdiğim ayeti bir kez daha okuyun, üzerinde dikkatlice düşünün! Ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır! Tabi ki ilgili ayetin size de nazil olabilmesi için gereken nüzul vakti gelmiş ise!

Şu işe bakın!

Allah açıkça iki tür ayet var benim kitabımda diyor. Birisi manası kesin olan muhkem ayetler ki bu kitabın aslıdır diyor. Demek ki kitabın bir aslı var bir de detayı! Böyle dediğinizde hemen "olur mu, hepsi aynıdır, hepsi de aslıdır" deniyordu yıllardır! Hem de derin ilim ehillerince!

"Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler." Diyor ayette! İlmi eksik olanlar ve cahiller denilmiyor dikkat edin, kalplerinde eğrilik olanlar deniliyor. Tevil etmek yeriliyor, bu eleştiriliyor ayette! "Hemen müteşabihlere sarılırlar, onları tevil etme işi peşine düşerler" deniliyor. Gerçekten de te'vil, tefsir gibi işlerde "ama, fakat, lakin" denilerek bu ayetleri muhkem kılma niyeti ve çabası vardır.

Yıllardır az ilimli lakin temiz olduğunu düşündüğüm samimi ve objektif bakmaya çalışan aklımla hep, "Allah müteşabih bırakmışsa sen de öyle bırak, haşa Allah kendisini ifade edemedi de sen mi açıklık getiriyorsun bu işe, bu haddi aşmaktır, bunun bir hikmeti vardır de ve buna öylece inan" derdim! Bu ayet şükürler olsun ki beni teyit etti! Görülüyor ki ilim söz konusu Kur'an olduğunda nasıl da alenen çuvallıyor. Çünkü bu iş Allah'ın buyurduğu üzere ilim işi değil; temiz akıl işi! İlim dediklerimizin tamamı yüzde yüz gerçekler olmadığı, hele hele din sahasında asırlardır icra edilen ilmin büyük çoğunluğu geleneğe, te'vile, yoruma, rivayete ve zanna dayalı olduğu için aklı kirletiyor ve temiz akıldan yoksun bırakıyor besbelli ki!

"Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler. Halbuki Onun tevilini ancak Allah bilir..." diyor ayet, devamında! Muhkemi yetersiz görüp müteşabihleri te'vile kalkarlar yani! Oysa rabbimiz, "Onun te'vilini sadece Allah bilir" diyor! Sadece Allah bilir! Peygamber dahi istisna tutulmuyor! Sadece Allah bilir te'vilini! Yani bu ayetlerde ne kast edildi, bu sizin işiniz değil, bunu sadece BEN bilirim diyor Allah!

Bu aleni gerçeğe rağmen asırlardır Allah'a ait olan bu yetki kutsallık izafe edilen sureti hak kılıklı anlayışlarla sürekli gasp ediliyor! Belki de bu son derece aleni gerçekleri anlamayalım diye meal olmaz denildi bizlere, kim bilir! Muhtemelen bu sebeple Kur'an Arapçasından okunan bir sevap kazanma kitabına dönüştürüldü. Bu yüzden, "Siz anlamazsınız, sadece hocalar ve derin ilim ehli alimler anlar" denildi halka! Bu yüzden yetersiz olduğumuza inandırıldık! Belki de bu yüzden en aleni ayeti bile okusak, "Muhtemelen bu manaya gelmiyordur, bunu biz bilemeyiz, alimler bilir" deme anlayışına müptela kılındık! Bu yüzden en çok öğütlenen akıl etme, aklı kullanma işi din sahasından kovuldu, "Bu iş akılla olmaz" denildi, bu mesele sadece ilim meselesi gibi gösterildi! Her statüko bu tür algı oyunlarıyla sistemin sömürü, suistimal ve çarpıklıklarını koruyabilir zaten!

Kitabın aslından olmadığı ifade edilen ancak İslam aleminde muhkem ayetlerden daha fazla üzerinde mesai yapılan / kıyametler koparılan / ahkamlar kesilen müteşabih ayetlerin te'vilini Allah sadece BEN yaparım diyor lakin bu işi asırlardır hocalar, alimler yapıyor. Ahhh ahh! Söylenecek o kadar çok şey var ki! En iyisi mi ben bir zatın dediği gibi, "Zalimler için yaşasın Cehennem" demekle iktifa edeyim! Kur'anın tabiriyle gerçeği örtenden daha zalim kim olabilir!

Ayetin sonu da şöyle:

"İlimde yüksek pâyeye erişenler ise: Ona inandık; hepsi Rabbimiz tarafındandır, derler. (Bu inceliği) ancak aklıselim sahipleri düşünüp anlar." (Al-i İmran 7)

Demek ki ilimde yüksek payeye erişenlere düşen (halihazırda ve asırlardır olduğu gibi) artık tevil etme, tefsir etme liyakatine sahip olmak, artık bu ehliyete sahip olmak değil; olanı olduğu gibi kabul etmek, "Bu ayetlerin muradını Allah bilir" demek ve buna bu şekilde iman etmek!

Son cümle de müthiş!

Bu inceliği ancak aklıselim kişiler yani temiz akıl sahipleri anlar deniliyor!

"Burada bir incelik var" deniliyor.

Bu inceliği ilim sahibi olanlar değil; aklı selim olanlar, akıllarını zanla, rivayetle, hurafeyle, gelenekle kirletmeyenler anlayabilir mesajı veriliyor yani...

Dini sadece ilim işi zannedenlerin inşa ettiği din telakkisi ve pratiği görülüyor ki bizi bu son derece aleni ayette dahi çuvallamaya götürmüş! Bu en açık ayeti bile doğru anlamayanlar neyi doğru anlamış olabilir ki! Daha da doğrusu bu bir anlama - anlamama olayı da değil; olsa olsa bir kasıt olayı! Velhasılıkelam aslında biz dinimiz hakkında büyük bir aldatılışa maruz bırakıldık! Maalesef bizler Allah'ın uyardığı yerden, Allah'ın ikaz ettiği şekilde kandırıldık:

"Aldatan sizi Allah ile aldatmasın" (Kur'an-ı Kerim)

Yorum Yaz

1170 kez okundu. Yazarlar