Hala şekere, tansiyona, kansere yani adam gibi hastalık olan gerçek sorunlara kesin bir çare bulabilmiş değil... O çare bulamadığı sorunlara "kronik hastalık" diyerek kabahati hastalıkların üzerine yıkmaya hala devam ediyor. Oysa kronik hastalık yoktur, sadece senin tedavi edemediğin, aciz kaldığın hastalık vardır! Bu algıdaki bir tıp, sorumluluğu kendinde değil de hastalıkta arayan bir tıp ilerleyebilir mi?

Bir performans sitemiyle apandisit ameliyatları vs. aniden patlıyorsa orada tıbbın ilerlemesi için gerekli olan bir etik, deontolojik, zihniyet, bakış açısı vb. süreçler de zaten yoktur!

Tıp daha da geri gidecektir lakin onu bu çukura kaymaktan bir nebze de olsa teknoloji koruyor. Teknoloji üretiyor, havasını tıp atıyor. Teknoloji çalışıyor, tıp onun sermayesini tüketiyor.

Hep söylüyorum:

Kimyagerler etkin maddeyi üretiyor, mühendisliğin mamulü olan cihazlar teşhisi koyuyor, sağaltıcı ajanları eczaneler satıyor, ancak tüm bunların havasını tıp atıyor. Bunların toplamının bir sonucu olan sağaltım sadece tıp sektörüne mal ediliyor.

Yani teknoloji üretiyor, geriye giden tıp onun prestijiyle nemalanmayı sürdürüyor.

Ünlü bir tıp profesörünün dediği gibi, "İnsanlar aslında her devirde aynı sayıda ölmeye devam ediyor" (belki de)...

Kimbilir!