NE ZARARI MI VAR? ÇOK ZARARI VAR!

Site Bilgi Panosu

“Eğer bir şey öğrenebileceksem en kötü düşmanımı dinlemek için yirmi mil yürürüm.” Gottfried Leibniz

Önerilen Linkler

Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net

NE ZARARI MI VAR? ÇOK ZARARI VAR!

01/10/2014

Allah peygamberine sen sadece kulsun ve elçisin diyor... Bu iki sıfatı ve unvanı uygun görüyor... Elçi ne demektir? "Ne artıran, ne eksilten, ne değiştiren... Aldığını aldığı gibi tastamam (hakkıyla) yerine ulaştıran" demektir.

Birileri peygamberimizi en az "yarı ilah" görmeyince yapamıyor. Hristiyanlar da bu anlayışla bozdular dinlerini. Hz. İsa'ya zamanla Tanrı'nın oğlu demeye başladılar. Bu bir çırpıda olmadı tabi. Önce bir kapı açtılar sonra oradan akın akın geçtiler. Surdaki delik meselesi...

Çünkü o haşa "yarı ilah" olmalı ki onun varisi sıfatıyla kendileri de az çok bir makama çıkabilsinler... Peygamber sadece elçiydi dediğinizde "Peygamber o zaman postacıydı" diyerek Allah'ın verdiği "elçilik" rolünü (etiketini, unvanını, sıfatını) postacılık olarak küçük ve hakir görüyorlar... Adeta şirkten gözleri dönmüş... Onlar beşeri putlaştırmayınca yapamıyorlar. Görüldüğü üzere bu uğurda Allah'a saygısızlık hatta hakaret ediyorlar da bunu bile umursamıyorlar... Kendi din telakkilerini ve zanlarını gerçek din sanmaya, Kur'anın deyimiyle "ataların yolu"nu sorgusuzca sürdürmeye, algı ile olguyu aynı görmeye ısrarla devam edip gidiyorlar.

Peygamberimizi haşa "yarı ilah" gibi yansıtarak onun bizlere rehberlik için rol model olmasını da zaafa uğratıyorlar. "Oooo biz peygamber miyiz, onu Allah korumuş" denilmesine sebep oluyor, böylece biz kimiz o kim denilerek örnek alamayacağımız, bize örnek (emsal) olamayacağı anlayışını inşa ediyorlar.

Allah "Ey Muhammed günahların için tövbe et..." dediği halde (açıkça) peygamberler korunmuştur, günahsızdır diye yalan uydurarak onu bize rehber olma konusunda ulaşılmaz ve örnek alınamaz gibi yansıtıyorlar. Adeta yarım ilah gibi sunulan bir peygamberi hangi kul örnek almaya cesaret edebilir ki? Hemen peşinen niyetlerde ve ruhlarda bir yılgınlık ve umutsuzluk, vazgeçme eğilimi yaratıyorlar. Oysa Allah bize örnek olabilsin diye bir insanı, bir kulu peygamber olarak gönderdi. Sureti hak kılığı içerisinde oynanan oyunu görebiliyor musunuz?

DİYELİM Kİ BAZI HADİSLER SAHİH! PEYGAMBERİMİZ SÖYLEMİŞ! (BU ASLA GARANTİ EDİLEMEZ. ÇÜNKÜ BİR KİTABIN ADININ SAHİH OLMASI, BİR HADİSİN SAHİH SIFATI TAŞIMASI ONUN YÜZDE YÜZ SAHİH OLDUĞUNU GÖSTERMİYOR. BUNUN ÇOK ÖRNEĞİ BULUNUYOR). PEYGAMBERİMİZ KUR'ANDAN AYRI BİR DİN ANLATMADIĞINA GÖRE İLLA HADİS DE HADİS DEMENİN, KAYNAĞI - ASLI VARKEN, ORİJİNALİ DURURKEN BUNLARI DİNİN KAYNAĞI SAYMANIN FAYDASI NEDİR?

"ŞU HADİSLERİN NERESİ ZAN Kİ" DENİLİYOR, ÖRNEK OLARAK AŞAĞIDAKİLER VERİLİYOR! BİR HADİSİN MANASININ VE EMSAJININ MAKUL GÖRÜNMESİ ZAN OLAMDIĞINA DELİL DEĞİLDİR. "BUNLAR KUR'ANLA ÇELİŞİYOR MU" DENİLİYOR... "BUNLARI HADİS KABUL ETMENİN NE ZARARI VAR" DİYE SORULUYOR. ÇOK ZARARI VAR. ŞAYET ALLAH'IN BUYURDUĞU GİBİ AKIL VE DÜŞÜNCE ODAKLI BAKILIRSA... O HALDE BİZ DE BUNLARA KISACA YAKINDAN BİR BAKALIM...

"Kendin için istediğini başkası için istemedikçe iyi bir Müslüman olamazsın." (Adam her açıdan dört dörtlüktür ama bu konuda sorunu vardır, kıskançlığını henüz aşamamıştır, olamaz mı? O şimdi iyi bir müslüman değil mi?)

"Sizin en hayırlınız ahlak bakımından en üstün olanınızdır." (Üstünlük hani takvadaydı? Ahlaklıdır ama din vb. hususunda takva olmayabilir bir insan!)

"Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapma." (Oysa dine göre iyilikler sadece Allah için yapılmalıdır, kötülüklerden de Allah kaygısıyla çekinmek gerekir. Kendilik (fayda - zarar) odaklı bir iyilik - kötülük anlayışı inşa ediliyor)

"Müslüman; elinden ve dilinden başkalarının emin olduğu kişidir." (Müslüman olmanın kriteri bu değildi sanki? Elinden ve dilinden emin olunmayan müslüman değil midir? Nefis sahibi hangi varlık kendisinden ve başkasından yüzde yüz emin olabilir? Oysa Kur'an insanoğlunu nankör diye tanımlar? Nankör diye tanımlanan insandan nasıl emin olunabilir?)

"İlim öğrenmek kadın erkek her Müslümana farzdır." (İlim öğrenmek kadın erkek her müslümana nasıl farz olabilir? Bu hayatın olağan akışı içinde mümkün olabilir mi? Kadın ve erkek yani insan olmak ilim öğrenmek için yeterli midir? Devrin, şartların, dönemin, koşulların rolü yok mudur? Eskiden kaç kitap ve ne kadar ilim öğrenme fırsatı (ortamı) vs. vardı ki her kadın ve erkek ilim öğrenebilsin? Herkesin imkan dahilinde olmayan bir husus herkese nasıl farz olabilir? Allah kadın erkek herkes kurban kessin ya da kadın erkek herkes hacca gitsin diyor mu? İmkanı, koşulları uygun olan diyor! Ancak burada ilim öğrenmenin farz olması için müslüman ve kadın ya da erkek olmak yeterli... Öyleyse neden kadınlar asırlar boyu ilim meclislerinden dışlandı, eve kapatılmaya çalışıldı? Hangi (diğer) hadisle?)

"Bir toplumda rüşvet yayılmışsa o toplum iflah etmez."

"Bir anne babanın çocuğuna bırakabileceği en güzel miras güzel ahlaktır." (Güzel ahlak bırakmış ancak iman itikat bırakmamış ise o aile en en güzel mirası mı bırakmıştır?

"Sizin en hayırlınız Kur'an'ı öğrenen ve öğretendir." (Sizin en hayırlınız insanlara en çok faydası dokunandır der bir başka hadiste?)

SONUÇ

Zan aklı bulandırır, din hakkında şüphelere sevk eder. Tabi ki Allah'ın buyurduğu gibi dine akıl gözüyle, akıl ederek ve düşünerek bakmaya çalışanlar için... Dini bazı hususları maskeleyen bazı hususları çarpıtan bazı gerçekleri uzak tutan bir takım ara kişi, yol ve yaklaşımlarla öğrenenler için bu sorun olmayabilir. O yüzden dinde kesinlik esastır. O yüzden zandan sakının denilmiştir.