NELERİ DOĞRU VE KİTABA UYGUN Kİ

Site Bilgi Panosu

“Eğer bir şey öğrenebileceksem en kötü düşmanımı dinlemek için yirmi mil yürürüm.” Gottfried Leibniz

Önerilen Linkler

Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net

NELERİ DOĞRU VE KİTABA UYGUN Kİ

13/10/2014

Kendi meslek sahamda bizi fena halde aldattıklarını tespit ve deşifre ettikten sonra oluşan derin şüphecilikle inandığımız din sahasını araştırmaya koyuldum. Uzun zamandır bu alana yoğunlaşmış durumdayım. Şunu fark ettim:

Bizi bu alanda da fena halde kandırmışlar!

Allah bizi Kur'anda "Aldatan sizi Allah ile aldatmasın" diye uyardığı halde tam da uyarıldığımız gibi Allah ile aldatmışlar. Bir çok yazıyla ve hazırladığım görsel iletilerle bir süreden beri bunları size anlatmaya çabalıyorum.

Unuttuklarımı yahut yeni fark ettiklerimi böyle ara ara sizlerle buluşturmaya devam edeceğim.

Malum, zanna uyan hurafeci gelenek insanın içindeki nefsi elinden gelse kurutmaya çalışır. O yüzden nefsi ya terbiye etmeye ya da öldürmeye çabalar. Öyleki bu uygulama tarikatların en temel umdesi durumundadır.

Allah tarafından Kur'anda peygamberimize -kadınlar kastedilerek- "Güzellikleri hoşuna gitse de..." denilmiştir, bilirsiniz! ( "Bundan sonra sana (başka) kadınlar ve zevcelerinden birini, güzelliği hoşuna gitse bile (başka bir hanımla) değiştirmen helâl değildir. Elinin (altında) sahip oldukların (cariyeler) hariç. Ve Allah, herşeyi murakebe edendir." (Ahzap 52) )

Bu ayetle peygamberimiz (mealen) "Evet beğendin ama artık sana evlenmeyi haram kılıyoruz" denilerek uyarılmıştır.

"Niye güzellikleri hoşuna gitti, koskoca peygambersin, hala güzellikleri hoşuna gidiyor, günaha girdin" denilmemiştir. Zanna uyan hurafeci geleneğe göre kadınlara (namahreme) bakmak, hele hele onları beğenmek zinaya eş değer bir haramdır. Allah öyle demiyor oysa, "Beğendin ama artık evlenmen yasak" diyor sadece! Ne kadar olgun, fıtrata uygun bir ilahi yaklaşım!

Ayrıca bu ayetten kadınların yüzünün - gözünün açık olduğunu ve haremlik - selamlık diye bir uygulamanın bulunmadığını da anlıyoruz.

Çünkü İslam fıtrata savaş açmıyor. İslam nefse zulmetmiyor. Bunu hurafeci gelenek böyle yapmaya çabalıyor sadece. Nefsi ya terbiye etmeye ya öldürmeye çalışıyor. "Nefis sürekli kötülüğü emreder" ayeti onların umurlarında bile değildir. Allah bu ayetle "Nefsin doğası budur, o sürekli kötülüğü emredecektir" diyor, onlar ise bu nefsi öldürmeye çalışıyor. Sürekli kötülüğü emreder denilen bir nefis öldürülebilir mi? Bir nefsin sürekli kötülüğü -buyrulduğu üzere- emredebilmesi için yaşaması ve terbiye edilememesi lazımdır. Bunlar imtihan dünyasında bu ayetle çelişmek pahasına ölü bir nefisle kolayca cennete gitmeye çalışır. Oysa cennet ucuz değildir.

Yine zanna uyan bu hurafeci geleneğe göre başa gelen her şey kaderimizde yazılı olduğu içindir. Oysa Allah böyle demiyor: "Ve biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık" diyor. Hurafeci geleneğe göre ise başa gelen her şey kaderde yazıldığı için başla gelmektedir.

Yine bu geleneğe göre hayır da şer de Allah'tan gelir. Bir külli bir de cüz'i irade vardır. Yani iradeye Allah ile kulu ortaktır. Oysa ayet şöyle der: "Başınıza gelen her musibet kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir." (Şura 30)

BU ARADA

Bu arada bazıları;

"Kur'an bize yeter..."

"Tek kaynak Kur'andır" diyor.

"Biz Kur'anla çelişmeyen hadisleri alıyoruz, çelişenleri almıyoruz" diyorlar...

Öyleyse bunlar için tek kaynak Kur'an olmamış oluyor. Öyleyse bunlara Kur'an yetmiyor!

Bu bir çelişki değil mi?

Haksız mıyım?

Yorum Yaz

1280 kez okundu. Yazarlar