• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
ALMANYA'DA ÇOCUK YETİŞTİRME İŞİ NASIL
02/02/2015
ALMANYA'DA ÇOCUK YETİŞTİRME İŞİ
 
Çocuk yetiştirme üzerine bir kitap yazdım. Orada deneyimlerimi, bu konudaki düşünce ve önerilerimi paylaştım. Özgün, benzerlerinden farklı muhtevası ve yaklaşımı olan özel bir çalışma oldu. Bizde bu işin çok sıkıntılı ve yanlış olduğunu, her sorunu konuşarak halledin demekten öte bir yaklaşım sunmayan çoğu uzmanın bu konuda büyük bir yanılgı içinde bulunduğunu, bu işin lafla (konuşmakla), çocukla arkadaş gibi olmakla, manevi eğitimle vs. olmayacağını, olmadığını belirttim.
 
Bu düşünce ve tespitlerimin Almanya'daki çocuk yetiştirme yaklaşımıyla birebir örtüştüğünü gördüm! Bir okurdan, "Almanya'da çocuk yetiştirme işi nasıl oluyor, temel parametreleri neler, benimle paylaşır mısın" ricam üzerine gelen bilgileri buradan sizlerle paylaşmak istiyorum!
 
"Slm hocam
 
Nerden başlayacağımı bilmiyorum da elimden geldiği kadar yazayım.
 
Almanların eğitim tarzı kurallarla ödül ve cezaya dayanıyor.
 
Bebeklikten başlıyorlar desem.
 
Bazılarına vicdansız gibi görünse de bence en güzeli
Nereden nasıl başlayacağımı bilemiyorum tam olarak
Küçük yaşta evde onların bir görevleri vardır.
 
Okulda ve kreşte de ceza var.
 
Kreşte düşünmek için bir kenara yalnız bırakırlar
Okulda kurallara uymadıklarında kuralları yazdırırlar boş bir odada.
 
Burada öğretmenlerin işi çok zor bizim Türk aileleri hep öğretmende buluyor hatayı.
 
Çocukların her istediğini yapmak doğru değil mesela ama benim çevremden bahsedeyim yeter ki sussun anneyi rahat bıraksın diye her istediklerini yapıyorlar.
 
Almanlarım hediye günleri bellidir büyük isteklerinde ya doğum gününü veya Noeli beklerler.
 
Başarılarında ödüllendirme var ama ufak şeylerle.
Harçlık konusu da çok doğru bulduğum bir eğitim
5 yaşındaki çocuk kendi parası yani harçlığı vardır.
 
(Hocam siz sorun isterseniz ben biraz toparlamakta zorlandım.
 
Harçlık konusu bence çok mühim.
 
Kendi isteklerini kendileri almaları yönünden.
 
Parayı idare etmesini öğreniyorlar ve büýük istekleri olunca birikim yapmayı...
 
Öyle şeker de - çikolatada vs. kendi cep harçlıklarına göre ödüyorlar. Eğer kasada harçlığı yetmezse onu geri koymak zorundalar. "Üstünü ben tamamlayıvereyim, yazık" yok, yani faydasını ben kızımda gördüm cep harlığının. Etrafımda komşulardan görüyorum, kocaman adam denilecek yaştalar paralarını idare edemiyorlar ve anneden alıyorlar bitince.
 
Ben yanlış buluyorum
 
Her istediğini almak çocuğa iyilik değil sorası için.
 
Çocuğa evde bir iş gösteriyorlar, karşılık olarak para kazanmasını öğretiyorlar mesela. Çocukları yemek yaparken sofra hazırlarken toparlarken onlarla beraber erkek olsun kız olsun patates soyma vb. bir görevi üstlendirmek gibi... Tabaklarını kaldırma bulaşık makinasına boşaltma gibi...
 
Sabah okul günleri tv yi açmak yasak. Kahvaltıya yesin yemesin ailecek oturmak gerekiyor.
 
Akşam dışarıda alman çocuğu göremezsiniz. Yaş kış 19.00 dan itibaren.
 
Uyku saatlerimiz düzenli...
 
SONUÇ
 
Benim Annem Organik kitabımın içeriği bu modelle ne kadar da örtüşüyor. Evvela bunu fark ettim. Bu kitabım bu açıdan ülkemiz için bence çok hayati. "Çocuğunuzla arkadaş gibi olun ve her sorunu konuşarak halledin" yani lafla peynir gemisi yürütün diyen, böylece çocukla ebeveynini sürekli polemiğe sokan, yüzgöz hale getiren, hem çocuğu hem anneyi tüketen, ebeveynin çocuk nazarındaki saygınlığını ve otoritesini de aşındıran uzmanlarımızın ve Anadolu Pedagojisi adındaki kerameti kendinden menkul bir yaklaşımla ceza olmaz, ufacık çocukları dini - manevi eğitimle büyütün diyenlerin bu konuda şapkalarını önüne alıp düşünmeleri gerekiyor. Orası Almanya, burası Türkiye gibi içi boş ve afaki hamasetine sığınmadan! Çocuk her yerde çocuktur. Doğru her yerde doğrudur. Prensipli, kişilikli, hırslı, gayretli, dürüst, çalışkan, soğukkanlı, dirayetli tipik Alman karakteri nasıl ortaya çıkarılıyor, görsünler.

Not: Süper Dadı programını eleştiren bir makalem var. Buradaki ödül - ceza uygulamasının ciddi bir dozaj sorunu içerdiğini düşünüyor ve çok sakıncalı buluyorum. Burada kısa sürede sonuç alma odaklı bir gaye mevcut. Oysa mesele kısa sürede sonuç almak değildir, alınması gereken sonucu makul zaman sürecine yayarak en az zararlı bir metotla almaktır. Bazıları fayda gördük demektedir. Fayda ölçü değildir. Bir çocuğu silahla korkutarak da sonuç alırsınız. Sırf kısa sürede sonuç verdi diye bir metot doğru bir metot demek değildir. Bu programda bir haftada değişimin gözlenmesi hedeflenmekte ve bu başarı kriteri sayılmaktadır. Ceza ilaca benzer, dozajı iyi ayarlanmadığında ve prospektusu sağlıklı olmadığında fayda yerine zarar verir. Antibiyotiği ağır verirseniz enfeksiyonu daha çabuk giderir ama böbreği mahveder. Süper Dadı programındaki model popülist, kısa sürede sonuç almaya dönük, travmatik, cezanın son derece yanlış bir sistemle işletildiği psikopatça bir yaklaşımdır.
 
(Bu çalışmayı bana ileten Sayın Emine ÜNAL hanıma teşekkürlerimi arz ediyorum)
 
Psikolog İzzet GÜLLÜ


2872 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
T.C. Teheccüde Kalkmıyor - 16/01/2023
Dini Olan Devlet Tağutlaşır
7 Milyarı Kesip Doğrayacak Mıyız? - 16/01/2023
 Devamı