TEN VE KİŞİLİK UYUŞMASI EFSANESİ

Site Bilgi Panosu

“Eğer bir şey öğrenebileceksem en kötü düşmanımı dinlemek için yirmi mil yürürüm.” Gottfried Leibniz

Önerilen Linkler

Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net

TEN VE KİŞİLİK UYUŞMASI EFSANESİ

05/04/2015

TEN VE KİŞİLİK UYUŞMASI EFSANESİ

Önce bazı kavramlar üretiliyor, sonra da bu sorgusuzca dilimize dolanıyor. Bir kavram dilimize dolandığında kısa bir süre sonra ruhumuza da dolanması ve bizi etkiler hale dönüşmesi kaçınılmaz oluyor.

Bunlardan birisi ten uyumu, diğeri de kişiliğimiz uyuştu - uyuşmadı meselesidir.

Ten uyumu...

Son yılların popüler söylemi! İçinde yığınla gizil mesaj dolu! Bir ifadenin gizli mesajını da bilinçaltımız alır, kopyalar. Sonra da o yönde kodlanır.

"Ten uyumu önemli" demek senin ilişkini ten belirleyecek demektir. Duyguları, düşünce dünyaları, beklentileri, arzuları olan iki insanın ilişkisini ten yani vücudumuzun dışındaki doku tabakası belirleyebilir mi? Bu ne kadar işi basite almaktır, öyle değil mi?

Biz kasap mıyız? Bu aynı zamanda ten yaklaşmanın da uzaklaşmanın da yegane belirleyicisi olacak anlamına gelir. Sadece tene bakarak yakınlaşmak, sadece teni önemseyerek uzaklaşmak ne de kadar doğrudur? Ten uyumu önemli dediğinizde bunu önemser hale gelirsiniz ve sizin ilişkinizi artık ten belirlemeye başlar. Tenim uyuştu yaklaş, uyuşmadı uzaklaş anlayışı insani olabilir mi!

Kaldı ki bu bir bahanedir. Ten, tendir. Sanki yüz çeşit ten varmış gibi yapılması son derece yalandır, yanlıştır. Bu algı en başta sorunlarımızın gerçek nedenlerini görmemizi önler. Ten uyuşmadı deniyorsa aslında daha başka sorunlar var demektir. Ten sadece işin bahanesidir. Gönül isterse uzaktakini bile sever, ister. Bakın sadece ten ve uyumu değil; kişinin kendisi bile yok ortada!

Suçu tene atmak işin kolayıdır. Bu mesaj aynı zamanda "İnsanı, aşkı, sevgiyi vs. ancak teniyle anlarsın, o halde bir sürü deneme yanılma yapmalısın" gizil mesajını da barındırır bünyesinde! Yani bu çaktırmadan "Hemen karar verme, hele bir yakınlaşın, tenleriniz birbirine değsin, o zaman belli olur, olmazsa başka arayışlara devam edersin" demektir. Bu ise insanların sürekli yakın ilişkiler denemesi ve buna teşvik edilmesi anlamına gelir.

Yine kişilik uyumu iddiası da böyledir. Oysa anlaşabilmek için uyum gerekmez. Tam tersine en mükemmel uyumlar kişilik farklılıklarından doğar. Aslında benzemek değil farklı olmak çeker. Çünkü kişi bilmediğini merak eder, arar, ister. Farklılık çeker aslında! Önemli olan uyumsuzlukları sorun haline getirmemek, uyumsuzlukla ahenkli bir iletişim ve bütünlük kurabilmektir.

Bu "Uyum ve benzerlik çoksa anlaşılabilir" örtülü mesajı da sinsi, çok tehlikeli bir bilinçaltı kodlamadır. Zaten bu inançtır, farklılığı sorun haline getiren! Mutlu olmak, anlaşmak, sorun yaşamamak için kişilik uyumu (benzerliği) asla şart değildir. Hatta bu sıkıcıdır çünkü bir çatı altında iki aynı insan demektir. Oysa evlilik iki farklı insanın bir bütünü tamamlaması hadisesidir. Aynısından bir taneye daha değil; iki farklı kişiliğin birbirini tamamlamasına ihtiyaç vardır.

Kişiliğin uyumu demek kişilikler birbirine ne kadar benzerse o oranda sorunsuz bir ilişki olur demektir ki bu koca bir yalandır. Farklı, uyumsuz, benzeşmeyen bir kişilikte olmak değildir sorunların nedeni! Bu farklılığı kabullenememek, kendimize benzetmeye çalışmak (neden bunu yaparız? Çünkü benzersek sorun olmaz diye inanırız) bunu sorun sebebi bir faktör gibi görmek, farklılığı ahenkli hale getirememektir. Bu beceriksizlimize mazeret aramaktır.

Cinsel mutluluğu tene, karı koca ilişkisinin ahengini kişilik uyumuna indirgemek gerçek sorunlarımızı, yığınla hata ve yanlışlarımızı görmemize engel oluyor. Suçu bu iki şeye yüklememize, böylece kendimizi aklayarak bir kenara çıkıvermemize yol açıyor

Yorum Yaz

1209 kez okundu. Yazarlar