"ALLAH" DİYENLERİN KARŞISINA "ATATÜRK" DİYEREK ÇIKMAK

Site Bilgi Panosu

“Eğer bir şey öğrenebileceksem en kötü düşmanımı dinlemek için yirmi mil yürürüm.” Gottfried Leibniz

Önerilen Linkler

Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net

"ALLAH" DİYENLERİN KARŞISINA "ATATÜRK" DİYEREK ÇIKMAK

30/06/2016

İnsanlar Kur'andan uzak, büyük ölçüde geleneksel olan kaynaklarla dindarlaştıkları ölçüde hem ruhbanlaşıyor hem de bağnazlaşıyor. Bağnazlaşan insan sayısı arttığında içlerinden radikallerin çıkma olasılığı da artıyor haliyle! Radikalizmi besleyen bağnazlıktır çünkü! Dinsel bağnazlığı besleyen en büyük faktör Kur'an dışı zan kaynaklarının din edinilmesidir!

Genelleyemem lakin inanan insanların pek çoğu geleneksel kaynaklar ekseninde dindarlaştıkca sistemle sorunlu, demokrasiyle kavgalı hale geliyor. Kimisi bunu en azından kendi aralarında açıktan dillendiriyor kimisi de sesini şimdilik çıkarmıyor, mevcut sistemi daha uygun koşullar oluşana dek kabullenmiş görünüyor!

Velhasıl insanlar bu konuda derin bir ikilem yaşıyor! Çünkü bu konu ruhbanlarca açık bir yüreklilikle netliğe kavuşturulmuyor! Bu konuda onlarda derin bir sessizlik var! Böylece gizli olarak "Sistem dinimizce uygun değil ama ne yaparsın ki bir kere böyle kurulmuş, uygun koşullar oluşana dek mecburen uyacağız" mesajı veriliyor.

Bir kesim Allah'ın istemediğini zannettikleri bir sistemi sırf Atatürk'ü ve özgürlükleri sevdikleri için, büyük bir günah işliyorlarmış duygusuyla mecburen sahipleniyor; diğer bir kesim de mevcut rejimi benimser görünürse maazallah küfre gireceğini zannederek sevmese de zoraki uymayı yeğliyor. ("Demokrasi eski Yünandan alındı" diye beyin yıkıyorlar! Sanki bindikleri mercedesi, ellerinden pek düşürmedikleri akıllı - akılsız tüm cep telefonlarını vs müslüman kardeşleri icat etti! Bir şey Yünandan alındı diye kötü olabilir mi? İlim -yani faydalı olan her ne ise- Çin'de bile olsa gidin alın dediği söylenen peygamberimiz değil mi?)

Bu sistemi savunanlar karşılarına dini argümanlarla çıkanların önüne hemen Atatürk'ü, şu zamanda olur mu, bu zamanda olmaz argümanlarını vs koyuyorlar! Bu ise dindar kesimde "Demek bu sistemin dini dayanağı yok, sadece Atatürk'e olan bağlılıkla ayakta duruyor" algısı ve duygusu oluşturuyor.

Mevcut rejimi savunanların kahır ekserisinin modern yaşam tarzını benimsemiş olması ve çoğunun klasik manada dindar diyebileceğimiz bir yaşam tarzını tercih etmekten uzak görünmesi de dindar kesimin rejimle ilgili üstü kapalı hoşnutsuzluğunu besliyor.

Oysa demokrasiyi savunanların ellerinde müthiş Kur'ani deliller var! Lakin onların da çoğunun kitaptan haberi yok! Klasik dindar kesime duydukları tepki onları da maalesef Kur'andan uzaklaştırmış!

Böylece rejimi Atatürk ile, "Şu zamanda, bu devirde" gibi klişe bir iki argümanla savunmak zorunda kalmaya mecbur oluyorlar. Ancak bu mütedeyyin kesimin önemli bir bölümünde büyük ölçüde ikna edici olmuyor. Öyle ya, Allah'ın bir rejimi varsa bu Atatürk öyle istedi diye niye tercih edilmesin ki! Bu ister istemez, "Yarın bizi kıyamette Atatürk mü kurtaracak Allah mı" düşüncesini doğuruyor, çoğu kişide sonucu büyük ölçüde belli zoraki bir seçime mecbur bırakıyor! İnsanlar dindarlaştıkça bu seçimde mutlaka safını belli ediyor!

Dini delil getirenlerin karşısına Atatürk aşkıyla çıkmak rejime karşı günden güne büyüyen karşıtlığı ne yazık ki önleyemiyor, onu söylemeye çabalıyorum!

Rejimle kavgalı olanlar "Allah hükmüne kimseyi ortak etmez" ve "İndirilenle hükmetmeyenler zalimdir, kafirdir" ayetlerini delil getiriyorlar! Birçok insanı bu iki ayetle etkiliyorlar!

Demokrasiyi tercih eden kesim bu ayetlerle yapılan çarpıtmayı bilmiyor çünkü dedim ya, Kur'anla fazla içli dışlı değil çoğu! Sanıyorlar ki Kur'anla yakın olurlarsa çekindikleri kişilere benzeyecekler, en azından onların bir kesimi gibi birer "bağnaz" olup çıkacaklar!

Oysa Allah "İnsanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmedin" diyor başka bir ayette! ("İlahi sistem" diyenler bu ayeti hep gizler) Dolayısıyla "Hüküm sadece dinde Allah'ındır, dünya işlerinde adalet şartıyla bakın insanlar da hükmedebiliyor" diyemiyorlar!

Yine "İlahi denilen rejimlerde çoğu yasa ulemanın görüşlerinden oluşur. Ulemanın görüşleri indirilen midir? Peki ulema nasıl hükme ortak oluyor?" gibi pratik, basit soruları da soramıyorlar!

"Kulun işleteceği her sistem yığınla hata ve kusurla dolu olur! Allah'ın sisteminde kusur olur mu?" gibi soruları da pek dile getiremiyorlar haliyle!

Örneğin, "Allah 100 celde derken recm demektir indirilenle hükmetmemek!" "İhtiyaçtan artanı verin" derken indirilen, kırkta bir yapmaktır kitapla hükmetmemek! Böyle esas indirilenle hükmetmeyenlerin, asıl hükme ortak olanların kimler olduğuna dair onlarca delil var ellerinde!

"Dinde zorlama yoktur" yani özgürlük vardır mesajı veren ayetler, asrı saadet denilen devirdeki meşveret kurumu demokrasinin, cumhuriyetin diğer güçlü delilleridir yine! Ancak onların ellerinde bu tarz somut, böylesine kitabın tam ortasından argümanları olduğundan haberleri bile yoktur!

Oysa Kur'an bunları onlara fazlasıyla veriyor! Dedim ya, Kur'anı bilmiyorlar! Çekindikleri kesim karşılarına büyük ölçüde rivayetlerle çıkarken karşılarına Kur'anla dikilmek yerine "Beğenmiyorsanız siz Arabistan'a gidin" diyerek çıkmaya mecbur kalıyorlar bu yüzden!

Böylece çok güçlü delillerden mahrum kalıyor, "Ama şu zamanda, dediğim gibi, öyleyse siz Arabistan'a gidin, Atatürk düşmanları" deyip duruyorlar! Bu cılız argümanlar kendilerini değil, Allah'ın rejimi diyenleri, Allah'ın adıyla hareket ediyor görünenleri besliyor haliyle! Allah diyerek yola çıkanları Atatürk diyerek ne kadar etkileyebilirsiniz ki! Allah'ın karşısına Atatürk ile çıkılır mı! Allah diyerek aldatanların karşısına Kur'anla çıkacaksınız! Çünkü Kur'an demokrasiden, cumhuriyetten, hoşgörüden, evrensel değerlerden yana! Kur'an esasında demokrasiyle sorunu olmayanlardan yana!

Bu konuları iyi bilen ruhbanlar da bu konularda hep sessizdir. Onlar da üstü kapalı olarak halka "Bu rejim dinen sorunlu, dini değil, ama biz bu koşullarda konuşamayız, henüz ortam uygun değil" demiş oluyorlar. Böylece iki tarafın ilgili husustaki kafa karışıklığını beslemiş oluyorlar!

Yorum Yaz

1121 kez okundu. Yazarlar