DİNİ AÇIDAN HANGİSİ MASUM Kİ

Site Bilgi Panosu

“Eğer bir şey öğrenebileceksem en kötü düşmanımı dinlemek için yirmi mil yürürüm.” Gottfried Leibniz

Önerilen Linkler

Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net

DİNİ AÇIDAN HANGİSİ MASUM Kİ

27/07/2016

Masumdan kastım kanuni açıdan herhangi bir suç işlemek değil, kula kullar yaratarak robotlaşmış kitleler oluşturmak! Bu manada, yani indirilen din perspektifiyle bakınca hangi cemaat ve tarikat masum ki!

"Peygamberimiz Türkçe olimpiyatlarına geldi" dediğinde yüz binleri bulan kitlesinden tek bir itiraz yoktu, sadece hüngür hüngür ağlamak vardı! Kur'an anlayarak okunsaydı peygamberin öldüğü bilinirdi, kula koşulsuz itaat yasaklandığı için de bu paralel ilaha itiraz edilebilirdi! Hiç olmazsa kafalarda bir soru işareti oluşabilir, bu da her dediğini tanrısal bir emir gibi telakki etme motivasyonunu birazcık olsun zayıflatabilirdi. Bu da herkesin hayrına olurdu!

"Rüyada gördüm, peygamberimiz Türkiye'de işleri bize bıraktı" dediğinde rüyayı ve kerameti sorgulayabilecek bir zihinleri olsaydı, "Senin rüyan sana kalsın" diyebilselerdi, bunun için de kulu yüceltmeselerdi her şey farklı olabilirdi! Bunun için de gerekli olan şey Kur'anın akletmeye, sorgulamaya, din adamlarını ilah edinmeyin vs diyerek kula kul olmamaya davet eden sayısız emrini kulun kitaplarından daha çok okumak lazımdır! Söz gelimi Kırık Testi'yi Kur'anın önüne koyduğunuzda başta hayalen olmak üzere hemen her açıdan kırılmaya mahkum oluyorsunuz!

Kula kul olup robotlaşmak ve Allah katındaki yerini sadece Allah'ın bilebileceği kişilere gözü kapalı itaat eder hale gelmek, birilerine kulun üstünde, Allah'ın altında yani iki arada / aracı roller vermek sadece bu yapıya ait bir sorun mudur? Yoksa bu tüm cemaat ve tarikatların ortak bir sorunu mudur? Bu sorunun cevabı kuvvetli bir "evet"tir.

"Evliyaullahın huzurunda bir an durmak Allah'ın huzurunda 150 yıl ihlasla namaz kılmaktan daha evladır" demiyor mu bir diğer dini grubun önde gelenleri? Bu bir - iki kişi ile ilgili münferit bir sorun mudur? Öyle olsa kitlesinden buna itiraz eden, hoca tövbe et diyen çıkmaz mıydı?

Kabir azabından koruyan kefen satanlara, peygamber sidiğini ateşten koruyucu görenlere itiraz edemeyen kalabalıklara ne diyeceğiz? Tarikat ve cemaatlerin var olan düşünme, akletme yetisini öldürdüğünü, kişi ve kesimleri kula koşulsuz itaat eden mekanik robotlara çevirdiğini görmek için daha kaç örnek gerekiyor?

"Biz istersek ahırı meleklere bile temizletiriz" Bu da başka bir dini gurubun zihin arka planının dışa vurumu! İşin ilginci Kur'ana tamamen zıt olan bu tür sözlerin ve söylemlerin en ufak bir şüphe uyandırmaması, mutlak dini hakikatler olarak kabul edilmesidir. Sorgulamaya dair en ufak bir kapı açmamasıdır asıl sorun! Zihinlerin bu denli efsunlanmasıdır yani!

Bu düzeyde kula ve kul ürünü olan sapkın sözlere bile yüksek düzeyde iman etmiş sorgusuz kitlelerin ortaya çıkmasıdır esas sorun! Asıl sorun buradadır.

"Birisi size 500 ayeti bile delil verse şayet o mesele selefte yoksa itibar edilmemelidir" diyenden tutun "Ayeti keçi yedi" diyenin ehli sünnet alimi görülmesine kadar daha nice sapkın dini telakkinin olması ve bunların geniş kitlelerce kabul görmesi!

Yaşadığımız dinin ne kadarı indirilen din ne kadarı uydurulan dindir?

Maalasef ki sapla saman birbirine girmiştir!

Teşbihte hata olmaz derler: Hoca, efendi, zat, veli, gavs, şeyh kalabalığı/enflasyonu içinde at izi it izine karışmıştır!

"Aranızdaki ihtilaflarda size Kur'an yeter demiştir" peygamberimiz!

Öyleyse tüm aracılardan kurtularak "Düşünüp öğüt almanız için indirdik" denilen kitabın anlamıyla direkt buluşmaya, Kur'anı önümüze almaya, hemen her itikadımızı sıfırdan bu ölçüye vurmaya yani Allah'ın "Size yeter" dediği, ondan soracağım dediği, kendisinden başka hakem aramayın diye emrettiği Kur'anı tek hakem tayin etmeye mecburuz!

Allah'ın açıkça "Dini parça parça etmeyin, dinde gurup gurup olmayın" dediği bir dinde fırka fırka ortaya çıkan ve adı mezhep, cemaat yahut tarikat olan tüm hizipçi oluşumları ve yol açtıkları itikatları artık Kur'anın hakemliğinde mutlaka sorgulamalıyız! Allah, din, iman diyenler bu apaçık ayete rağmen dinde fırkalaşmaya nasıl sıcak bakabilir, nasıl bir gurubun üyesi, bir kulun kölesi haline gelebilir!

Zihinleri besleyen, itikatlar, inanışlar ortaya çıkaran geleneksel dini ve paralel dini yapılara yol açan paralel dini kaynakları sorgulamadığımız sürece ne din görünümlü sömürüler ve suistimaller bitecektir ne kula kul olarak köleleşmeler ne de niyetini / kalbini asla bilemeyeceğimiz kişi ve kesimlerce tek bir düğmeye basılması sonucu anında harekete geçecek şekilde robotlaşmalar!

Cemaat ve tarikat türü kapalı dini oluşumlar iki temel sebeple haramdır, iki temel Kur'ani nedenle yasaktır kanaatindeyim!

1) Dinde gurup gurup olmanın açıkça yasaklanması nedeniyle,

2) Bu yapıların gavs, kutup, şeyh gibi unvanlara sahip imtiyazlı bir din önderine itaati esas almaları sonucu akletmeyi, düşünmeyi yok etmeleri, Allah'ın en çok istediği bu zihinsel yetileri ve fonksiyonları arka plana itmeleri dolayısıyla!

Velhasıl sorgulamalıyız artık!

Veli denilen birinin deli çıktığını görmek, karınca ezmez denenlerin canlı canlı insan ezdiğini bilmek, sırada kaç FETÖ'nun uykuda olduğuna şahit olmak için daha ne kadar bedel ödememiz gerekecek?

Yorum Yaz

1046 kez okundu. Yazarlar