• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
BİZİM EHLİ KİTAPTAN FARKIMIZ NEDİR
10/02/2017
Müşrik denince sadece 1400 yıl öncesini, Mekke devrinde yaşamış Kureyşlileri anlıyoruz! Şirk denince zihnimizde çağrışan sadece taştan heykeller ve onlara secde eden Araplar! Hatta "Helvadan put yapmışlar, acıkınca yemişler" dendi mi keyiften ağızlarımız kulaklarımıza varıyor. "Ne kadar saçma" diyoruz! Haliyle peşinden "Biz böyle değiliz" duygusu kaplıyor ruhumuzu, hemen ferahlanıveriyoruz! Çünkü kendimizi bunlardan müstağni görüyoruz! İşte bu sebeple şirk karşısında savunmasızız! Çünkü şirki tanımıyoruz! İnsan tanımadığı bir şeye karşı tedbir alabilir mi? Oysa biz şirkten ne kadar beriyiz? Bizim yaygın itikadımız onlarınkinden ne kadar mantıklı?

Yine "Allah'tan başka ilah yoktur" diyoruz sürekli! Bunu çoğumuz "Allah'tan başka Allah yoktur" şeklinde anlıyoruz! Kim Allah'tan başka Allah var diye inanır ki? Biz de böyle inanmıyoruz haliyle! Böylece bunu tek ilah edinmek zannediyoruz! Yine burada da kendimizi paralel ilahlar edinme işinden müstağni görüyoruz! Yine buradaki hakikati ve mesajı, espriyi üzerimize alınmıyoruz! Böylece ilah, rab olgularını tanımıyor, Allah'tan başka bir yaratıcıya/Allah'a inanmıyorsak bunu tek ilah edinmek için yeterli zannediyor, bu hatalı algıdan hasıl olan hidayet duygusuyla yaşayıp gidiyoruz!

Tanımıyoruz! Çünkü tanıtmadılar! Şirki, ilah ve rab kavramlarını, tevhidi yeterince anlatmadılar. Bunlar dini geleneğin gündelik yaşamında ve sohbetlerinde bırakılan sakalın boyu, açıkta kalan saçın teli ve yılbaşı kutlaması kadar yer işgal etmedi! Böylece ümmet tanıyamadığı şeylere karşı da ne tedbir alabildi ne kendisini zinde ve uyanık tutabildi ne de çözüm üretebildi!

Şirki bile küçük şirk - büyük şirk diye kategorilere ayırdılar. Allah'ın tek affetmeyeceğim şey dediği şirkin bir kısmını küçük görerek tevhit surlarındaki ilk şirk gediğini böyle açtılar.

Azı sarhoşluk verenin çoğunu da günah saydılar ama sıra Allah'ın tek affetmeyeceğini ve bütün amelleri geçersiz kılacağını söylediği şirke gelince kategorilere ayırdılar, büyük şirk - küçük şirk dediler, araya fark koydular. İçkinin azı da çoğu da haram ise şirkin küçüğü ile büyüğü arasında bir fark olabilir miydi? Arada hüküm bakımından, haram helal oluş bakımından bir fark yoksa bir kısmına küçük büyük denebilir miydi?

Evet bir kısım şirke küçük şirk dediler, böylece bir kısım şirke karşı bizleri daha korunmasız ve gevşek kıldılar! Bir şey küçük ise, öyle tanımlanıyorsa bilinçaltı bunu nispeten daha önemsiz bir şey diye algılar. Bu otomatik bilinçaltı programı devreye soktular. Küçük şirk o delikten girdi, arkadan dolandı ve kısa sürede ümmeti esir aldı! Damlaya damlaya göl olur derler. Önce şirk damladı, sonra birikti sinelerimizde ve göl oldu! Her küçük günah büyük günaha götürür derler! Her küçük şirk dedikleri şirk de büyüğüne götürdü haliyle! Böylece tüm itikadı, bütün ameli ifsad edip geçersiz kılan bir şirkten domuz eti, hatta olası domuz katkılı madde kadar sakınmayan bir müslüman tipi yarattılar.

Şirki; sözünü ettiğim bu büyük - küçük şirk kategorileştirmesiyle değersizleştirerek gizlemediler sadece! Sadece bu şekilde bir algı oyunuyla sokmadılar sinelere! Bu deliği "Allah'ın affetmeyeceği tek günah kul hakkıdır" diyerek iyice görünmez kıldılar. Böylece bu delik günden güne büyüdü! Onu kimse göremedi! Küçüktü çünkü! Gizlemişlerdi! Derken gözlerden uzakta büyüdü ve sineleri esir aldı!

Şeytan Allah'a kafa tuttu ve "(Madem öyle) ben de senin hak yolun üzerine pusu kuracağım, bunu beni azdırmana karşılık yapacağım, kullarını o yoldan çevireceğim" dedi! Şirk şeytanın Allah'a kafa tutmadaki zirvesidir. Şeytan şirk yoluyla Allah'ı kendince etkisizleştirir! "Tek sen değilsin, bak ortakların da var" der! Biz bile birisine kızınca "Havan kime, tek sen mi varsın, kendini ne sanıyorsun" demez miyiz? Şeytan bunu demek istedi! Çünkü o Allah'a kafa tuttu! Buna söz verdi! Bu sebeple onun en istediği şeydir, şirke düşürmek! Günaha sokmakla yetinmez o! Bu onun için sadece bir kapıdır. O kapıyı açar ama asıl götürmek istediği yer şirktir. O bu noktaya götürmeden asla rahat etmez! Zaten bu yüzden Allah'ın asla affetmeyeceği şeydir şirk! Şeytan bunu bilir ve Allah'a işte en çok buradan kafa tutar, Allah'ın en istemediği şeyi yaptırarak emelini taçlandırmaya çalışır. "Bak sadece günaha sokmadım onları, üstelik senin en istemediğin şeyi onlara yaptırdım" demek için!

Allah belki Ehli kitabı kastederek ama onların üzerinden tüm insanlığa mesaj vererek "Onlar peygamberleri, din adamlarını rab edindiler" der. Bu ayet üzerinde nedense hiç durulmaz! Oysa bu ayette Allah'ın rab ve ilah algısının temel kodları yatar. Allah'ın rab ve ilah algısı ile bizlerdeki rab ve ilah algısı aynı değildir. Oysa önemli olan Allah'ın nasıl algıladığıdır. Çünkü O bizi, bizim algımız üzerinden değil, kendi rab ve ilah algısı üzerinden hesaba çekecektir. Biz istediğimiz kadar "Başka ilah edinmedik" diyelim! Allah neyi nasıl görüyor, bu önemlidir! Bir ayette kıyamet günü insanların "Biz şirk koşanlardan değildik" diyecekleri, bunu kabul etmeyecekleri anlatılır. Zaten şirk koştuklarını düşünselerdi kim buna bile bile devam etmek isterdi ki? Kur'an geldiyse, onunla hak ve batıl birbirinden kesin çizgilerle ayrıldıysa bilmemek, bilmiyorduk demek bir mazeret olarak değer görebilir mi? Allah "Yaşadığınız dönemde çevrenizde bin çeşit İslam anlayışı vardı! Hepsi de kendilerini hak yolda görüyordu! Niye akledip de "Bir sorun var! En iyisi korunmuş ve tek ilahi kitap olan Kur'anın hakemliğine gideyim, demek birileri yanılıyor, bu neden ben olmayayım" demediniz diye sormaz mı?

Tekrar ehli kitapla ilgili ayete ve bahsi edilen meseleye dönelim ve soralım! Peki öyleyse onlar peygamberlerini, din adamlarını nasıl rab edinmişlerdi? Onlar "Bizi peygamberimiz ve din adamları birlikte yarattı mı" demişlerdi? Elbette hayır! Onlar şizofren değillerdi! Onlar kendilerini yaratanın sadece Allah olduğunu en az bizler kadar iyi biliyorlardı! Kur'anda bu konuda "Onlara yağmuru kim indiriyor deseniz Allah derler" denir. Onlar Allah'ı inkar etmiyorlardı! Sadece Allah'ı yeterli görmüyor, yanına başka ilave ilahlar da koyuyorlardı! Onlar Allah'ın yanında başka rabler de ediniyorlardı!

Bu nasıl oluyordu? Onlar peygamberlerini ve din adamlarını Allah'ın dinine ortak edinmişlerdi! Peygamberlerine ve din adamlarına da dinde Allah gibi söz söyleme, hüküm verme yetkisi vermişlerdi! Peygamberlerini ve din adamlarını da dinde otorite görmüş, yani peygamberlerini ve din adamlarını da yüceltmişler, zamanla Allah'a uluhiyet sıfatında ortaklar haline getirmişlerdi. Oysa Kur'anda "Allah hükmün tek sahibidir" denilir. Bir başka ayette ise "O hükmüne kimseyi ortak etmez" buyrulur. "Kimseyi" ifadesi bu işin asla bir istisnası olmadığını belirtir.

Ehli kitap zamanla dinde Allah'ı tek otorite olmaktan çıkarmış, Allah'ı tek sahibi olduğu bildirilen dininin üç hissedarından birine çevirmişlerdi. "Dinimiz sadece Allah'ın buyruklarından değil, Allah'ın + peygamberin (daha doğrusu bu konudaki iddiaların yani zan ve tahminlerin) + din adamlarımızın söz ve buyruklarının toplamından oluşur" demişlerdi. Böylece bir tevhid dinini 3 (kurucu) ortaklı şirk/et dinine çevirmişlerdi! Peygamberi ve din adamlarını hükme, hüküm yetkisine ortaklar haline getirmişlerdi. "Şirk" zaten "şirket" ile aynı kökten gelir. Şirk... Şirk/et... Kısaca ortaklık demektir. Böylece onlar peygamberlerini ve din adamlarını yücelterek Allah'ın hüküm yetkisine, dolayısıyla da bir hükümler menzumesi olduğu için dine, sonuç olarak da Allah'a ortaklar edinmişlerdi!

Şimdi soruyorum:

Bizdeki durum ehli kitaptan çok mu farklıdır?

Bizim dinimizde tek söz ve hüküm sahibi Allah mıdır? Bizim dinimiz sadece Allah'ın sözlerinden ve buyruklarından mı oluşmuştur?

Söz gelimi kırkta bir zekat, 61 gün kefaret vb. hükümleri Allah mı vermiştir? Kur'an "Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler kafirlerin ta kendisidir" demez mi? Bu hükümler indirilen hükümler midir?

Allah peygamber için "O sadece beşer bir elçidir" demiyor mu? Bizim geleneksel itikadımızda peygamberimiz sadece beşer bir elçi midir?

Kur'anda "O kendi kafasından konuşmaz. Onun konuşması ancak bildirilen vahiyledir" (Necm 3-4) denmiyor mu? Öyleyse bildirilmeyen, dolayısıyla da Kur'anda yer almayan yani vahiy olmayan sözler, beşerden sadır olan görüşler (zan ve tahminler) nasıl din oldu? Din ilahi değil miydi? Dinde vahiy haricinde ilahi olan ne vardır?

Ehli kitabı bu vb ayetlerle uyaran, peygamberi ve din adamlarını dine ortak etmeyi şirk olarak gören Allah sıra bizlere gelince yarın aferin mi diyecektir?

 

"Onların çoğu zandan başka bir şeyin ardınca gitmiyor. Doğrusu da şu ki zan, gerçek namına bir şey ifade etmez" Yunus 36
"Onların çoğu şirk koşarak inanır" Yusuf 106
"Hakkı batılla karıştırmayın, bile bile gerçeği gizlemeyin" 
Bakara 42
"Andolsun, biz bu Kur'an'da insanlara her türlü misali verdik"
Rum 58
"Biz kitapta her şeyi etraflıca açıkladık" Nahl 89
"Benden Kuran dışında hiçbir şey yazmayın. Kim benden Kuran dışında bir şey yazmışsa imha etsin." (Müslim, Sahihi Müslim Kitab-ı Zühd, Hanbel, Müsned 3/12, 21, 33)
"Allah elçisinden sözlerini yazmak için izin istedik, bize izin vermedi." 
(Tirmizi, es-Sünen, K. İlm, sayfa 11)
"Biz hadis yazarken Hz. Peygamber yanımıza geldi ve "Yazdığınız şey nedir?" dedi. "Senden işittiğimiz hadisler" dedik. Hz. Peygamber dedi ki: "Allah'ın kitabından başka kitap mı istiyorsunuz? Sizden evvelki milletler Allah'ın kitabı yanında başka kitaplar yazdıkları için yoldan çıktılar." (Hadis)
"Kuran`dan başka hidayet kaynağı arayan sapıtmıştır" (Tirmizi 2906)
"Allah'ın kitabında helal kıldığı helal, haram kıldığı haramdır. Hakkında sustuğu ise serbesttir. Allah'ın serbest bıraktıklarını kabul edin ve bilin ki Allah hiçbir şeyi unutucu değildir" (Ebu Davud, Tırmizi)

 

SON SÖZ

Eksikliklerden münezzeh olan Allah eksik kitap/din yollamaz!

"Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık" (En'am 38)



835 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
T.C. Teheccüde Kalkmıyor - 16/01/2023
Dini Olan Devlet Tağutlaşır
7 Milyarı Kesip Doğrayacak Mıyız? - 16/01/2023
 Devamı