AMİNE HATUN MUHAMMED ANESİ

Site Bilgi Panosu

“Eğer bir şey öğrenebileceksem en kötü düşmanımı dinlemek için yirmi mil yürürüm.” Gottfried Leibniz

Önerilen Linkler

Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net

AMİNE HATUN MUHAMMED ANESİ

12/06/2017

Dün bir akrabamızın mevlidli iftarına davetliydik! Allah inşaAllah kabul eder.

Tek tek saydım! Meydanda tam 20 masa vardı. Ve her bir masada 10 kişi oturuyordu. Kabaca bir hesapla toplam 200 kişi ediyor. Bir kişilik menü asgari 25 lira olsa tam 5000 TL tutuyor. Hısım akraba olduğu için az çok herkesi biliyorum! İçimizde muhtaç tek bir kimse bile yoktu. Bu 200 kişi hep birlikte 5000 lirayı bir öğünde mideye indirdik! Bu rakam tek bir iftarda, tek bir mevlidde mideye inen yani havaya uçan rakam! Bu rakam toku bir öğün daha doyurmak için harcanan rakam!

İftar vermek kötü mü, mevlid için bir araya toplanmak neden kötü olsun denebilir. Ülkemiz Kanada, Norveç, Kuveyt, Katar vs olsa belki bu konuda haklı olunabilir. Ancak burası kişi başı geliri 10.000 doların altında olan, milyonlarca kişinin asgari ücretle geçindiği, geçim derdi ile boğuşan yüzbinlerin bulunduğu bir memleket. Bu sebeple biz kaynaklarımızı verimli ve yerinde kullanmak zorundayız.

İsraf bir nimeti yerli yerinde değil de ölçüsüzce kullanmak demektir. Bu uygulamalar israf değil ise israf nedir? Allah israf edenleri sevmediğini söylüyor. Bizler dini bir merasim yapıyoruz adı ve görüntüsü altında israf ettiğimizin, Allah'ın sevmediği kişiler haline geldiğimizin farkına ne zaman varacağız?

Oysa bu rakamlarla neler yapılmaz ki! En basitinden 5000 liraya 10 kuzu alınabilir, 20 aileye taksim edilebilir. 20 ailenin çoluk çocukla 2,3 ay karnının doyması sağlanabilir. Yahut her biri 200 liradan 25 gıda paketi hazırlanabilir, tam 25 aileye takdim edilebilir. Bizim bu din zannettiğimiz müsrif geleneğimiz ve bid'at tutkumuz yüzünden kaç insan yokluk çekiyor, biliyor muyuz?

Fakir, yoksul, muhtaç deyince çöplükten ekmek toplayan bir kaç kişi canlanıyor gözümüzde. Bu hatalı zihinsel çağrışım yüzden toplumda pek muhtaç olmadığını düşünüyoruz. Geçen gün yolda dik bir yokuşu yürüyerek tırmanan 80'lik bir amca el kaldırdı. Arabaya aldım. Hemen hikayesini anlattı. Burada uzun uzun anlatmayacağım. Bir yıldır ağzına et değmediğini söyledi, bu kadarını anlatmakla yetineyim.

Hoca Kur'an okudu. Bu okumaksa tabi. Kimse bir şey anlamadı. Yani dini bir törende alemlerin rabbinin bizleri uyarmak için yolladığı ilahi mesajı bizlerden gizledi. Evet evet, bunu hoca yaptı! Allah bilir bu "müthiş sevaplı" ameli için yüklü bir miktarda para da aldı. Görmedim, Allah bilir. Genelde alınıyor çünkü! Bu paraya haram diyen var mı? Varsa bile bu ne kadar güçlü dillendiriliyor?

Süleyman Çelebi'den bir kaç dize okudu. Amine Hatun Muhammed anesi vs diyerek. İyi tamam da ne verdi millete? Amine Hatun Muhammed anesi, iyi tamam da, bu oradaki bizlere ne verdi? Amine Hatunun peygamberin anesi olduğunu bilmeyen mi kaldı memlekette? Kimse de dinlemiyor zaten. Müthiş uğultudan, herkesin daldığı derin ve keyifli sohbetten bu açıkça belli oluyor. Hoca hala okuyor. Hala... Ne sevgiyi geliştiriyor, ne samimiyeti pekiştiriyor. Yemeğini bitiren kalkıp gidiyor. Geriye sadece kavurmanın damaklarımızda bıraktığı bir iki saatlik tad kalıyor. Pardon, bir de "Geçen günki mevlidde verilen kavurma sanki daha mı tazeydi ne" türü dedikodular.

Diyaloglar da şöyle:

Nasılsınız?

İyiyim sağolun!

Allah iyilik versin!

Adam zaten iyiyim diyor, ona hala iyilik talep ediyoruz. Yani demem o ki temennilerimiz bile gerçeklikten uzak! Herkes görüyor, duyuyor, iyiyim dendiğini, yine de herkes sıra ile tekrar soruyor. Samimiyetsizlik değil mi bu? Duyduk işte, adam iyiymiş! Yok olur mu, herkes birer defa soracak! Kötüyüm diyeni görmedim. Dense oradaki onlarca kişi sanki hemen imdada mı koşacak! Allah yardımcın olsun diyecekler, yardım işini de hemen Allah'a havale ediverecekler. Allah'ın bizden beklediği yardımı Allah'tan bekleyen bizler! Bu ritüeller sadece israfı, gösterişi vs değil, samimiyetsizliklerimizi falan pekiştiriyor.

Vatandaş bir nebze mazur. Fakat din adamları bu törenlerle heba edilen kaynakların hesabını asla veremeyeceklerdir. Hele bu işten bir kuruş ücret alanların yatacak yeri bile olmayacak, onları yarın toprak bile kabul etmeyecektir! Ben bundan daha iğrenç bir kazanç düşünemiyorum! Yo düşünüyorum, bu onlardan daha aşağı kalır değil, onu demek istiyorum!

Allah'n bir kaç ayetini bile Allah rızası için okumayan, bunu bile kazanç kapısı yapandan, işi gücü olduğu halde bir kaç ayeti bile bedava okumayandan, bunun için bir de ekstra ücret alandan daha zalim kim olabilir ki!

Peki açıp yüzünden iki üç ayet okumaktan aciz, bu şarlatanları hoca diyerek davet eden bizlere ne demeli? Onu da siz söyleyin!

Yorum Yaz

962 kez okundu. Yazarlar