KEKEMELİĞE 14 GÜNDE SON! PEKİ YA SAĞLIKTA ŞARLATANLIĞA NE ZAMAN SON?
Kekemelik temelde nefes düzensizliğiyle alakalı, daha çok konuşmada tutuklukla karakterize olan bir konuşma bozukluğu türüdür. Bu bozuklukta kişi genellikle kelime ve cümle başlarında, orta ve ağır vakalarda ise konuşmanın her aşamasında tutukluklar yaşar.
KEKEMELİĞİN TEDAVİSİNDEKİ DOĞRULAR VE YANLIŞLAR
Kekemeliğin tedavisi ülkemizde psikiyatri ve KBB kliniklerinde yapılır. Daha çok psikiyatri kliniğinde yoğunlaşan bu yardım talebinde hastalara kekemeliğin spesifik bir ilacı olmadığından antidepresan ilaçlarla yaklaşılır. Pek tabi ki kekemelikte gerek tetikleyici - besleyici bir rol oynaması dolayısı ile gerekse ortaya çıkan komplikasyonlar açısından duygu durumsal belirtilerin belli bir önemi vardır ancak bunların antidepresanlarla giderilmesinin söz konusu sorunun asıl bel kemiğini oluşturan konuşma bozukluğunda fazla bir işe yaramadığı gözlenmektedir. Yani tek tek arkasına takılmış olan vagonları sökmek öndeki temel araç olan lokomotifi belki rahatlatmakta ancak yine de raylarda ilerlemesine fazla bir etki etmeyebilmektedir. Bunun için vagonlara değil lokomotife müdahale şarttır ve bu da ancak terapiyle mümkün olabilmektedir.
KEKEMELİKTE DOĞRU TEDAVİ KONUŞMA TERAPİSİDİR
Kekemelikte yaygın olarak kullanılan ve çok etkili olduğu bilinen en doğru tedavi yaklaşımı okuma egzersizlerinin başı çektiği psikoterapi modelleridir. Ancak ülkemizde psikiyatri uzmanlarının daha çok devlet hastaneleri bünyesinde bulunması, onların çoğunun da ilaç merkezli çalışması ve bu tarz zaman isteyen terapi yaklaşımlarına ayıracak vakitlerinin olmaması gibi nedenlerle söz konusu hastaların ya il dışına sevk edildikleri ya özel eğitime yönlendirildikleri ya da özel çalışan ve bir yere bağlı bulunmadıkları için denetlenemeyen, hangi uzmanın nasıl ve ne maksatla iş yaptığı bilinmeyen, daha önce bazı suistimallerin de yaşandığı bazı özel merkezlere gitmek zorunda bırakıldıkları görülmektedir.
DÜKKAN MANTIĞINDA İŞLEYEN ÖZEL KEKEMELİK MERKEZLERİ
Ülkemizde akademik düzeyli fakülte eğitimi almış psikologlarca açılan danışmanlık merkezleri tek tek kapatılmakta ancak kimin ne amaçla ve hangi sıfatla açtığı bilinmeyen, bazı illerin en işlek caddelerine tabela asmış (ilimizde de vardır), kişilerden orta halli bir devlet memuru aylığına denk ücretlerin talep edildiği kekemelik merkezleri ne acıdır ki halen işletilebilmektedir.
Evet, bu konuda açılmış özel merkezler bulunmaktadır ancak buraların çoğu ne sağlık müdürlüklerince ne de başka bir merci tarafından denetlenmeyen, sadece vergi vermek suretiyle herhangi bir dükkan mantığında işletilen yerlerdir. Yine bu yerlerde bir meslek odasınca belirlenmiş belli bir fiyat tarifesi ve standardı da yoktur. Genellikle de ücretleri, kısa yoldan köşeyi dönme arzusu tarafından belirlendiği için çok fahiştir. Zaten bu ücretlerin kişilere ve durumlarına göre pazarlık usulüyle belirlenmesi gerçeği de işin ne
kadar ticari bir mantıkla yürütüldüğünü göstermektedir.
HA GÖMLEK 9,99 TL HA 14 GÜNDE KEKEMELİĞE SON
Ağır konuşuyorum, çünkü halk sağlığıyla oynayanlar bunu fazlasıyla hak ediyorlar. En hayati sağlık işinde bu sloganla tanıtım yapmak düpedüz maskaralıktır. Ancak ülkemizde taşlar bağlı ama köpekler özgürdür. Akademik unvanla iş yapmak yasak lakin tüccar zihniyetiyle ortalıkta maskaralık yapmak maalesef ki serbesttir.
Birincisi, sağlık işinde reklam olmaz.
İkincisi, hiç bir sorunda genelleme yaparak, istisnaları yok sayarak iyileşmek için garanti verilemez. Çünkü hastaların olası bir iyileşememe durumundaki yıkımları, mesela intihar eğilimlerindeki artış olasılıkları vs. düşünülür.
Üçüncüsü de hastalıkların sağaltımındaki doğal zaman faktörü yok sayılarak küsuratlı süreler verilemez. Hele hele vitrinlerdeki elbise fiyatları mantığında, yani 14 günde kekemeliğe son şeklinde (dikkat edin 15 bile değil; 14), tıpkı vitrinlerdeki pantolon 9.99 TL etiketleri şeklinde ilan ve duyuru yapılamaz. (Not: Doğulu olmaktan iyice uzaklaşmış ancak henüz Batılı da olamamış ülkemiz hariç tabi ki)
DOĞRU ADRES BU İŞİ BİLEN DENEYİMLİ PSİKOLOGLARDIR
Yoğun ve ani nitelikli korku duygusu ve anksiyete gibi gerek sorunu ortaya çıkarıcı ve sürdürücü nedenlerin gerekse bu sorunun depresif nitelikli tipik sonuçlarının (içe kapanma, öz güven düşüklüğü, dalgınlık, mutsuzluk, anksiyete vb.) psikolojik nitelik taşıması nedeniyle, ayrıca terapi prosedürleriyle düzelebilen bir sorun doğasında olması sebebiyle bu problemde baş vurulabilecek en doğru uzman özellikle hastanelerde psikiyatristlerle ekip işbirliği içersinde çalışan ve gerektiğinde bu uzmanların da desteğini alabilen psikologlardır.
Psikoloğun olmadığı, sadece hekimlerle yürütülen bir yardımda bu sorun sanki depresyon durumuymuş gibi salt antidepresan ilaçlarla ele alınabilmekte, alanın tamamen dışındaki kişiler de bu soruna nedenlerinden ve sonuçlarından soyutlayarak salt bir - iki tekniği uygulama işiymiş gibi eksik ve sığ yaklaşma hatasına düşebilmektedirler. İşin uzmanı olmayan kişilerce verilen ve sorunu nedenlerinden ve bir dizi psikolojik komplikasyonlarından soyutlayan, meseleyi sırf adı dolayısı ile sadece "konuşma problemi" olarak ele alan yaklaşımlar eksik ve son derece yanlış sağaltım biçimidir. Bu durum sağaltımın başarısını düşürerek kişilerin iyileşmeye olan
inancını iyice yok etmek gibi kaş yapayım derken göz çıkarmak kabilinden bazı olumsuz sonuçlara yol açabilmektedir.
Psikolog
İzzetGüllü