• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
İKAZ: SOYGUNA SAHTE BELGE TANZİMİ DEMEK

GASPA SAHTE BELGE TANZİMİ, RÜŞVETE EŞANTİYON DENİLEN SEKTÖR

Basında güncel bir haber:

“...  Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri dün sabah erken saatlerde düzenlediği eş zamanlı operasyonlarda, 15 doktoru gözaltına aldı. “sahte rapor ve reçete tanzim etmek” iddiaları ile gözaltına alınan doktorların Emniyetteki sorgularının sürdüğü belirtildi. 

Gözaltına alınan doktorların hangi kurumlarda çalıştıkları konusunda ise bilgi verilmedi.”

Daha sonra ise haberin detayında bu doktorların serbest bırakıldıkları ifade ediliyor. Yani tutuksuz yargılanacaklar!

İsnat edilen suçlar: “Sahte reçete ve rapor tanzim etmek…”

Buradaki ifade, sanki birilerince masa üzerine konulan sahte reçeteleri ve raporları doktorlar dalgınlıkla yanlış şekilde istiflemişler gibi hafifletici bir izlenim veriyor. Oysa zikredilen ve ilgili doktorlara atfedilen davranış suç içinde suç barındıran, mahkemece delillerin yeterli görülmesi halinde en ağır şekilde cezalandırılması gereken eylemlerdir. O sebeple buradaki suç isnadı sahte belge tanzimi olarak değil; düpedüz dolandırıcılık, gasp ve hırsızlık olarak tanımlanmalıdır. Çünkü buradaki sahte belge tanzimi iki gün fazla izin almak için yahut hastaneye yatışı pazartesi değil de salı göstermek için değil; devleti dolandırmak için, yani gasp ve hırsızlık için yapılmıştır. Sahte rapor ve reçete işi öyle bedavadan yapılacak şeyler değildir; ayrıca ucunda birilerinin haksız kazancına yol açmak vardır.

İlaç firmalarının verdiği hediyeye bile rüşvet yerine eşantiyon denilen bu alanda gasplar ve dolandırıcılıklar da ne yazıktır ki sahte belge tanzim etmek şeklinde takdim ediliyor! Bu yaklaşım, suçun ağır niteliğine ilişkin algıları bozuyor, bozulan algılar da caydırıcılık noktasında daha zayıf işlev görüyor!

İSPAT EDİLMESİ HALİNDE

Birincisi, bu eylemin içinde sağlık ve hekimlik gibi çok hayati bir mesleği kötüye kullanmak var.

Hasta sağlığını bile bile, göz göre göre tehlikeye atmak var sonra!

Haksız kazanç elde etmek veya buna teşebbüs var! Yoksa niçin sahte reçete ve rapor tanzim edilsin ki!

Hırsızlık var! Bu yüz kızartıcı bir suçtur; memurlar için vazifeye son verilmeyi gerektirir!

Devlet bütçesini zarara uğratmak, yani soygun ve gasp var!

Dolandırıcılık var (sahte belge düzenlemek)

Etik ihlali var (en hafifi gibi görünse de söz konusu hekimlik olunca aslında en ağırı budur)

Aklıma gelenler bunlar. Var da var yani…

Suç içinde suç… Tabi ki mahkemece emniyetin ortaya koyduğu, ayrıca soruşturma ile ortaya çıkarılacak deliller yeterli gelirse! Ancak hemen belirtmek gerekir ki suçu mahkemece ispat edilene dek herkes masumdur! Henüz mahkeme neticelenmediği için söz konusu kişileri tenzih ediyorum!

YETKİ VE SORUMLULUK (YAPTIRIM GÖRME RİSKİ) ORANTILI OLMALIDIR

Şimdiden kimseyi suçlamıyoruz! Sonuç mahkeme süreci neticesinde netleşecek elbette. Bu yazımda asıl değinmek istediğim husus şu:

Yetki arttıkça sorumluluk (yaptırım görme riski) da artmalıdır! Ülkemizde maalesef ki yetki ile sorumluluk arasında doğrusal ilişki zayıftır. Öyle ki çoğumuz sorumluluğu yaptırım fazlalılığı riski olarak değil; bir tür ek yetki gibi  (bu iş sadece benim uhdemde meselesi olarak) algılar haldeyizdir. Bu sebeple, eğer ispat edilirse bunca suça rağmen korkarım ki bu kişiler yine mesleklerine kaldıkları yerden devam edebilecekler! Daha önce yaşanmış benzer örnekler bunu gösteriyor çünkü!

Oysa sağlık ve hekimlik gibi insan yaşamı üzerinde ciddi söz sahibi olan, kendimizi gözü kapalı olarak emanet ettiğimiz bir meslekteki en ufak etik ihlali ve suistimal (hata ayrıdır, kasıt ayrıdır. Suistimal ve etik ihlali hatayı aşan bir davranıştır; direkt kasıttır) en ağır yaptırımlarla karşılık bulmalıdır!

Söz konusu orman ise kıvılcıma yangına yaklaşır gibi yaklaşılmalıdır. Çünkü orman söz konusu olunca kıvılcım ile yangın arasında fazlaca bir fark yoktur. Orman alanı için ateş ne ise sağlık sektörü için de etik ihlali ve kasıt odur! Nöbette uyumak askerlik, hele hele savaş ortamı için nasıl ki en ağır suç ise hayati sağlık meselesi üzerindeki kasti yanlışlar da odur! Daha doğrusu böyle olmalıdır!

Aksi halde hem sağlığımız, hem ülke bütçemiz, hem geleceğimiz, hem hekimlik mesleği, velhasıl aynı anda çok şey kan kaybeder. Birkaç çürük elma yüzünden tüm hekimlik camiasının imajı zedelenir; saygınlığı ve itibarı erozyona uğrar. Bu gelişme hekime yönelik şiddeti bile artırıcı yönde işlev görür.

O sebeple işini namusu bilen her hekim bu tür suçlara öyle böyle değil; şiddetle karşı çıkmalıdır. Bu suça tavır almak hastalığa tavır almaktan çok daha hayatidir.

Çünkü burası dikkat edilmediği, hakkıyla cevap verilmediği takdirde adalet, sağlık, güven, gelecek gibi hayati pek çok şey için etin de kokabileceği, beraberinde her şeyi dibe götürebilecek noktadır.

Psikolog

İzzet Güllü 

  
2408 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın