ÖNERİLER: SAĞLIKLI VE MUTLU BİR YAŞAM İÇİN
SAĞLIKLI BİR YAŞAM İÇİN ÖNERİLER
Hergün "Düzenli Egzersiz" Yapın Ki Ruhunuz Kanatlansın! Düzenli egzersiz ile doku ve organların stres, gerilim ve gerginlik bağlayan bütün gözenekleri açılır. Böylece, ruhumuzdaki enerji akışkanlığı yeniden düzene girer.
Kitap Her gün "düzenli" kitap okuyun. Böylece beyne sürekli ve yeni bilgi girdisi yollayın ki ruh bu taze gıdalarla beslenebilsin. Aksi takdirde eski - bayat gıdaları kullana kullana sonunda zehirlenecektir. Hem böylece kafamızın içini en doğru şeyle doldurmuş da oluruz. Çünkü, “Boş bırakılan bir kafa, şeytanın çalışma odasıdır” derler. İçinde şeytanın yirmi dört saat mesai yaptığı kafadan dışarıya pek hayırlı davranışlar sadır olmaz! (Olumsuz fiil ve davranışlar ise sahibinin ruhunu zehirler.)
Doğa Sık sık doğa ile başbaşa kalın. Ruhunuzu dinleyin, dinlenin... İnsan bedeni topraktan olduğu için ana ocağına hasret çeker. Onu sık sık buluşturmak, stres vs. ile dışa vuran bu özlemi gidermek lazımdır.
Yorulmak İçinizi sıkıntı ve huzursuzluk kapladığında kalkın ve yorulun.
Meşguliyet Mutlaka sizi aktif kılacak bir meşguliyet edinin!
Tebessüm Mesleki statünüze, sosyal veya ekonomik konumunuza ya da kişisel triplerinize esir düşerek neredeyse günün yirmi dört saati üzerinizde taşıdığınız anlamsız kasıntıları, asabi jest, mimik ve tavırları bırakın. Mütebessim olun! Bu esnada yüzünüzde oluşacak gevşeme, görceksiniz, ruhunuzu da gevşetecektir. Gördüğünüz her insana “sen varsın ve önemlisin” anlamı taşıyan bir selamı çok görmeyin. Tanıdıklarınızı sık sık ziyaret edin. Hediyeleşin, ikramlarda bulunun. İnsanları ilgi ile, sabırla dinleyin. İhtiyacı olan kişilere “bana ne” demeyin, yardım edin. En azından bunun gayretini vermeye çalışın. Siz birilerine adeta bir eşya muamelesi çektikçe, bütün varlıklarına rağmen onları görmezden geldikçe, emin olun, aradığınız ve aslında çok uzak olmayan bir kuytuda uzanmış, tutum ve davranışlarınızı izleyen huzur duygusu da sizi görmezden gelecektir. Günlük hayatın olağan akışıyla paralel olarak seyreden duygusal nitelikli iniş - çıkışlara hemen yoğunlaşma, böylece ruhunuzu bir noktaya kilitleme alışkanlığınızdan vazgeçin. Hayatınızı, içinizdeki bu doğal süreçten bağımsız ve ona takılıp kalmadan dışınızda, dış dünyanın somut gerçekliği içersinde yaşayın. Sobadaki ateşin sesini dinlemeyin, siz mutfakta işinize gücünüze devam edin! Böyle yaparak altına ikide bir odun atmadığın her dert, sorun ve de sıkıntı ateşi eninde sonunda sönecektir. Yapmaktan rahatsız olduğunuz her iş ve eylemi terketmeye bakın! Bu davranışların her birisi adeta bir sivrisinek gibi ruhunuzu sürekli ısırıp dururken psikolojinin sütliman olmasını bekleme! Zor, sıkıntılı anlarınızda gidin, güvendiğiniz bir kişiyle konuşun. Söylemeniz gerekenleri söyleyin, duymanız gerekenleri duyun... Farketmeniz icap edenleri de böylece farkedin... Bu dönemde bunlara daha çok ihtiyacınız var, unutmayın... Sonunda, içinizde adeta serseri bir mayın gibi dolaşan ve sizi sıkıştıran, boğan zehirli duygusal atığı damla damla dışarı akıttığınızı göreceksiniz Çevrenize ve insanlara karşı sıcak, duyarlı, özenli ve ilgili olun! Her birisi eşsiz bir sanat eseri olan insanlara bütün hata, eksik ve de kusurlarına karşın sıradan, bayağı ve basit birer yaratıkmış gibi davranmayın! Bakışlarınızdaki gereksiz soğukluk ve katılıkla, dilinizdeki sorumsuz, umursamaz ve baştan savıcı sözlerinizle onları yaralamayın. Unutmayın: Yaralarsanız, yaralanırsınız! Bu şekilde zedelediğiniz her bir kalple birlikte kalbinize siyah küçük bir leke düştüğünü, sonunda bütün ruh dünyanızın zifiri bir karanlığa büründüğünü / bürüneceğini unutmayın!! Psikolog İzzet Güllü |
4966 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |