• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
İNSANLIK: 45 DERECEDEKİ SAMİMİYETLE OLMAZ

İSRAİL ZULMÜ: 45 DERECELİK SAMİMİYET VE ÖLMEYEN ÖLDÜRME MİKROBU

Sorun nihayetinde insanlık sorunudur. Haliyle de sorunu insanlık çözecektir. Şuan eksik olan ve sorunları çözümsüz kılan asıl amil budur!

İnsan ölümünü bile o kadar normalleştirmişiz ki ekranlara çıkıp, “İsrail'in yaptığı yanlış" dendi mi verilmesi gereken tepkiyi bihakkın verdiğimizi zanneder hale gelmişiz. Çünkü benzer olaylarda ölü sessizliklerini daha fazla görmüşüz! Ölümü gördüğümüz için sıtmaya razı olmuşuz! Oysa sıtmaya razı olan ölüme de olmuş demektir.

Günümüz dünyasında insan ölümü karşısındaki en radikal tepki atanmış elçiyi geçici olarak geri çağırmaktır. Ancak hoyratça katledilerek giden canlar geçici olarak, tekrardan dönmek üzere gitmemiştir, bu yalancı ve sahte insanlık dünyasından! Görüyorsunuz, ölüme bile orantısız tepki… Altındaki neden de sinelerdeki çapsız samimiyet duygusu…

Oysa yeryüzünde haksız yere tek bir insan kanı aktı mı yerin yerinden oynaması gerekir. Normal olan budur! Ama oynamıyor. Öyleyse başka yerde aramayalım çözümü; mesele sadece samimiyet meselesi... Bir şey yapamıyoruz, bari adını yanlış koymayalım!

Hele çıkıp da iki dini içerikli “kahrolsun” sloganı atıp birkaç kere de eş ve dosttan dua talep ettik mi değmeyin gitsin keyfimize. Cihattan dönen Medineli ensar kadar huzurluyuzdur artık.

Haksız insan ölümünün karşılığı basına demeç vermek, twitterda da dua talep etmek olduğu sürece, zulüm gibi yeryüzündeki en ağır suçta bile yapılması gerekenleri bu tip sığ ve afaki tepkilere indirgediğimiz müddetçe hiç bir kötülük azalmaz. Azalmayan her kötülük ise artar!

O halde sorunun tahlilini doğru yapmak lazımdır. Tahlil isabetli olursa yapılanlar şifa olur!

İsrail'i de benzer tüm zulümleri de samimiyet durdurur. Yani hepimiz top yekun samimi olur, insanca tepki verir, en basitinden ve ilk adım olarak ülkeye zulmeden hiçbir ülkenin ürünlerini sokmazsak vs… Gerisi laf ola beri gele! Gerisi vicdana çalınan parlatıcı cila! Sofralarımızda bardağa dökülen cola kadar değeri yoksa 2 yaşındaki bir bebeğin başından toprağa akan kan, insanız diye gezememeliyiz ortada!

Sonuç:

İsrail - Gazze arasındaki vb. tüm uluslararası sorunlar ne BM, ne Nato, ne de sanıldığı gibi dış siyaset sorunudur; sadece samimiyet sorunudur! Yani samimiyetin derecesi sorunu!

Su yirmi derecede de ısınır lakin yüz derecede kaynar; sorunları da aynı şekilde yüz dereceye çıkmış samimiyet çözer!

Sıcaklığı yüz dereceye çıkmamış suda mikroplar; bu noktaya erişmemiş samimiyet ortamında da sosyal sorunlar yaşamaya devam eder!

Haydi samimiyet suyumuzu erdem ateşinde yeniden kaynatmaya, haydi daha fazla uzaklaşmadan insanlığa geri dönmeye. İnsan olmayandan din bile kabul edilmez. Çünkü din her canlıya değil; sadece insana yüklenmiş bir yükümlülüktür. İnsanlık kalmazsa hiçbir şey kalmaz diyelim ve haydi, insanlığa geri dönüş seferberliği başlatalım. Biz insanlığa geri dönüğümüz gün yerlerinden sürülmüş Gazzeli yerleşimciler de evlerine geri dönecektir. Yer yüzündeki huzur da...

İzzet Güllü

Psikolog

  
2420 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın