Sorun parasızlıkta değil; parasızlık algınızda!

Sorun fakirlikte değil; fakirlik algınızda! Fakirliği doğru algılayan zenginden bile daha fazla rahattır.

Sorun eşinizde değil; sorun eş algınızda! Sorun eşinizin bazı hatalarında değil; sorun evlilik ve evlilikteki hata algınızda!

Sorun depresyonda değil; depresyon algınızda! Sizi eve hapseden depresyon değildir; depresyon algınızdır. Sizden daha şiddetli hüzünleri vs. olan nice kişi var dışarıda gülümseyerek geziniyor!

Sorun sıkıntılarınızda değil; sıkıntı algınızda!

Sorun kendinizde değil; sorun kendilik algınızda!

Sorun yaptığınız işte değil; iş algınızda!

Sorun çocuklarınızda değil; sorun çocuk algınızda!

Sorun çocuğunuzun yanlışlarında değil; sorun çocuklarınızla ilgili yanlış - doğru algınızda!

Sorun çocuğunuzdaki davranışlar değil; sorun çocuktaki davranış algınızda!

Sorun başınıza gelen dertte değil; dert algınızda! Derdi doğru algılasaydınız o dert değil; nimet olurdu! Algı nimeti dert; derdi nimet yapar. Hem de bir çırpıda!

Sorun iyilik yapmakta değil. Sorun iyilik yapma algınızda! Karşılık bekleyerek iyilik yapıyor, böylece hem iyiliği iyilik olmaktan çıkarıyor hem de olası bir vefasızlığa karşı hassasiyetinizi yani yıkımınızı hazırlıyorsunuz! Sonra da suçu iyiliğe atıyorsunuz!

Sorun alamamanızda değil; alamama algınızda! Alamamayı gerçek dışı bir anlayışla önemsiyor, böylece alamama durumundan etkilenmek için kendinize ruhsal alt yapı hazırlıyorsunuz!

Sorun dinde değil; din algısında!

Sorun müslümanlıkta da değil; müslümanlık algısında!  

Sorun düşüncelerinde değil; düşünce algında! Düşüncelerini olumsuz düşünce, olumlu düşünce diye kategorize ediyorsundur! Ee haliyle zihnine olumsuz dediğin, öyle zannettiğin düşünceler geldiğinde de rahatsız oluyorsundur! Bir düşünce şeklinin olumsuz olduğuna inanırsan ondan nasıl rahatsız olmazsın. Bu algıyı da etiketleri pek anlı - şanlı olan statüko şeyhleri inşa ediyor beyinlerde. Oysa hepsi de birer düşüncedir sadece. Sadece ve sadece düşünce! 

Sorun panik atağında değil! Sorun panik atak algında! Bu algıyı da dertlerden beslenen, tedavi etmeyen hasta eden statüko kurdu beyninde. Böylece merdiven çıkarkenki kalp çarpıntına gülüp geçiyorsun ama mutfakta çarpan kalbinden dolayı adeta deliye dönüyorsun!

Sorun korkularında değil; sorun korku algında. Korkmaktan korkuyorsun mesela! Korktuğun sürece yapamayacağını düşünüyorsun örneğin. Oysa Ziganalı Ali çavuş korka korka sıktı mermileri düşmanın göğsüne! Korku savaşmaya, hatta ölmeye bile engel olmaz; senin iki basit adımına nasıl engel olabilir!

Sorun kaygında değildir; sorun kaygı algındadır. Kaygıyı başarıya engel sanıyorsundur örneğin. Kaygı artınca hafızandaki bilgilerin uçup gittiğini falan düşünüyorsundur; hepsi aynen yerinde durduğu halde!

Sorun hiçbir şeyde değildir aslında. Sorun sadece sorun dediğiniz şeylerle ilgili algılarınızdadır.

Ne sorunlarla uğraş ne ilaç alarak beyin kimyanla... Sen sadece algılarınla savaş!

Hatalı algılarınla...

Yanlı, abartılı, indirgemeci, eksik, kusurlu, tutarsız, işlevselliği olmayan bir yığın hatalı algılarınla...

Algın değişirse belki dünya ve üzerindeki her şey yine yerinde durur lakin senin için her şey değişir. Çünkü senin için gerçek dış dünya değildir; algıladığındır.

Sorun dediğin şeyler yağmurdur; algı dediğimiz şey ise şemsiye...

Seni ıslatan yağmur değildir; şemsiye kullanmamaktır sadece.

Yıllardır seni yağmurun ıslattığını düşünüyordun; değil mi. Tıpkı seni sorunların etkilediğini düşünmen gibi...

Bu da algı sorunu!

Hayatta algı sorunu olmayan kaç sorun vardır ki!

O yüzden tekrar ediyorum:

Çözüm ne size beyinsel hasta muamelesi çeken ruhsal tedavide ne de yaşadıklarınıza psikolojik bozukluk etiketi vuran ruhsal terapide.

Çözüm sadece eğitimde; algı eğitiminde... 

Bu site, www.izzetgullu.net adlı bu özgün ve öncü site hemen hemen tüm konulardaki algı bozukluklarını gidermeye, böylece sizi"sorun" dediğiniz şeylerin esas etkisinden evvela korumaya, sonra da kurtarmaya hizmet ediyor.

Bu siteyi izlemeye devam edin!

Yorumlar