• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
ŞEYTANIN AVUKATI OLMAMAK İÇİN OKU
16/02/2013
"Kimilerine sağdan kimilerine soldan yaklaşacağım.
Kimilerine önden kimilerine arkalarından sokulacağım.
Senin yoluna oturacak, kullarını yoldan çıkaracağım"

Aynen böyle konuşmuş şeytan. Allah'a giden yolun ortasına oturacağını, buraya yönelmiş kulları çoğu zaman sağdan yaklaşarak yoldan çıkaracağını söylemiş...

Şeytanın sadece soldan değil; sağdan da yaklaşma sinsi kurnazlığını ve özellikle de Allah yoluna oturarak sapıtma gerçeğini fark etmek...

Ve bu iki nokta üzerinde ciddiyetle durmak çok hayati bir öneme sahiptir.

Şeytan günümüzde sureti haktan kılığına girerek veya bazı kişilerin cüssesine bürünerek yahut şeytanın güzel yüzlü avukatları marifetiyle bizlere şu şeytani hileleri telkin ediyor:

Sinsi Şeytan: Kimseye güvenmeyeceksin!

Gerçek: Hayır... Herkese güvenin, sadece tedbirinizi alın. Yoksa yalnızlığa mahkum olursunuz ki bu şeytanın en sevdiği, en kestirmeden yoldan çıkardığı sosyal pozisyondur!

Sinsi Şeytan: Kimseye iyilik etmeyeceksin; yoksa gelir seni sırtından vurur.

Gerçek: Herkese alabildiğince verin, bir şey beklemeyin sadece. Sorun vermekte değil, beklemekte... Aksi halde insanlıktan çıkarsınız!

Sinsi Şeytan: Hak edene değer vereceksin sadece.

Gerçek: Hayır. Herkese değer vereceksin. Değer vermek koşula bağlı olmamalıdır. Koşulsuz değer vermek değer vermektir. Öbürü ticarettir. Yoksa sizin güvenmediğinize güvenen, vermediğinize bir verecek olan çıkar da ona hiç bir şey olmaz. Olan senin ruhuna ve insanlığına olur. Ruhun kevgire, insanlığın yamalı bohçaya ya da ucubeye döner sonra. Bu yamalı yerlerden tüm değerlerin ve mutluluğun dökülür; oluşan ucube gelir sonra, psikolojini boğar.

Sinsi Şeytan: Kimseye hak ettiğinden fazla kıymet vermeyeceksin.

Gerçek: Hayır. Hak ettiğinden daha fazla değer vereceksin. Böylece her fırsatta suçluluk yaşatacak, bu fazla değerin yüksek ateşi altında ruhları pişirerek olgunlaştıracaksın. Aksi halde herkes çocuk ruhlu kalır böyle...Bak etrafına, ne demek istediğimi anla!

Sinsi Şeytan: Yüreğinizin sesini dinleyin. (Yürekler onun en rahat çalıştığı, sesini en çok dinletebildiği yapıdır)

Gerçek: Hayır. Aklınızın ve vicdanınızınkini dinleyin. Yüreğinizin götüreceği yerde profesyoneller ve klinikler sizi bekliyor olacak çünkü.

Sinsi Şeytan: Millet nankör olmuş!

Gerçek: İyi ki nankörlük var. Nankörlük acılı tuzdur. Evet, nankörlük eti kokmaktan koruyan tuza benzer. Gerçek ve samimi iyi ile tüccar tıynetli yapay iyiler arasındaki farkı belirler. Her parlayan şeyin altın olmaması gerçeğinin ürünüdür, ayıklar... İyi ki nankörlük var o yüzden. Yoksa kul hatırı için verip Allah için verdik havasıyla ortalıkta gezinir, hem kendimizi hem de (haşa) Allah'ı kandırdığımızı sanıp dururduk. Uyuşurduk. Daha da asla ayıkamazdık. Kayar giderdik... Allah hayrımızı koruyor nankörlükle! Buna rağmen yap ki boşa gitmesin iyiliğin, gerçek iyilik vasfı kazansın diyor bize nankörlük. Her şerde bir hayır vardır lafı boş mu sanıyorsun sen!

VELHASIL

Hiç kimse tarafsız olamaz. Susmak bile taraf olmaktır.

Şeytanın safında durmaktır; susmak...

Hele hele umursamamak, özen göstermemek fazlasıyla böyledir!

Kavramlara dikkat edin. Kavramlar zihninizi inşa ediyor. Zihniniz ise size öyle bir ruh dünyası örüyor ki orası bazen cennet bazen de zindan olabiliyor.

"İyilik ettim bilmedi. Demek iyilik etmeyeceksin kimseye" demeyeceksin artık.

Bu şekilde sen iyilik etmemişsin ki, ticaret yapmışsın sadece! Kar edememişsin, ona bozulmuşsun! Bunu bileceksin...

Yine, "Kimseye fazla değer vermeyeceksin" de demeyeceksin bundan sonra!

Değerleri alma - verme metası olarak görme materyalist anlayışını bırakacaksın...

Bilakis inadına, koşulsuz, sınırsızca değer vereceksin... Alabildiğine...

Değer verdiğimiz kişi bunu hak ettiği için değil; bunu biz hak ettiğimiz için yapacağız.

Değer verme işi başkasının hak etmesi sorunu değildir...

Bizim bunu hak edip hak etmediğimiz meselesidir sadece.

En ufak bir kırgınlıkta ilk aklımıza gelen şey değer vermekten vazgeçiş oluyor. Çünkü vermeyi düşündüğümüz değeri aslında biz hak etmiyoruz.

Gül vereceğiz.

Başkası bilsin diye değil; elimizde gül kokusu kalsın diye...



2711 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı