• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
BİR KIŞ GÜNÜ KÖYDE SICAK SAĞLIK MUHABBETLERİ
09/12/2013

Hafta sonu uzun zamandır gidemediğim köyümdeydim. Köyümde çocukluk yıllarımda dinlediğim ve en ala uzman konuşmalarına taş çıkartan, "Sadece lise ve üniversite değil; hayat da öğretiyor, hayat okulu da çok şey kazandırıyor" dediğim muhabbetleri özlemişim! Şunu fark ettim ki herkes aslında her şeyin farkında! Ve gördüm ki sağlık meselesi ve bu alandaki mevzular köyde - şehirde artık her yerde tartışılıyor! Sadece kelimeler, şiveler vs. değişiyor, o kadar!

Kavramlar birer kıvılcımdır aslında. Koca ormanı bile tek bir kıvılcım tutuşturur! Bu yüzden bu alanda yapılan eleştiriler toplum ormanında nice gönüllerde yangına dönüşmüş! Bu hayırlı bir yangın! Sorgulamak koruyucudur, geliştiricidir, ilerleticidir. Bu alevler Anadolu'da nice gönülde artık yangına dönüşmüş, bunu yakından müşahede ettim!
 
Soğuk bir kış günü akşamı, sıcacık soba başında yapılan keyifli köy muhabbetinde ilk dikkatimi çeken şey yaşı 25 üstü olan hemen herkesin zaman zaman tansiyon sorunu yaşamasıydı! Aşağı yukarı herkeste son model bir tansiyon aleti mevcuttu ve sık sık tansiyonlarını ölçüyorlardı! Çoğu 25 - 45 yaş arasıydı. Üstelik de son derece zayıf, hareketli kişilerdi! Bu çok ilgimi çekti. Aklıma Ahmet Rasim hocamın "Biri Bizi Hasta Ediyor" Kitabı geldi o an! Biri bu toplumu hakikaten hasta ediyordu!
 
Babam söze girdi, "Eskiden bir profesörü kulağımla dinledim, billur tuz yiyin diyordu televizyonda" dedi. Arkasından da, "Şimdi kaya tuzu öneriyor bazıları, üstelik de yaşadığımız yerin tuzu olmalıymış! Hangisi doğru bilmek güç! Kimseye güven kalmamış" sözünü de ekleyerek! Bir zamanlar yumurta yasaklanmıştı sözleri ve bilindik tereyağı - margarin örnekleri ile desteklendi bu mevzu!
 
Babam doktora yönelik tartaklama türü çirkin eylemlere değindi arkasından. Bu çok ayıp ve yanlış, yazık, cezalar ağır olmalı dedi. Sonra da diğer boyutu aklına gelmiş olmalı ki, "Ceza ağır olsa bu sefer de bazı doktorlara güç yetmiyor" dedi. Birinde doktor öbüründe hasta zarar görüyor demeye getirdi özetle. Hastasına çıkışan, azarlayan, tersleyen, yani hastalara ve yakınlarına her fırsatta çıkışarak psikolojik şiddet uygulayanlarla ilgili birkaç örnek verdi. Bendeki muhalefet ruhunun ve bakış açısı şeklinin babamdan geçtiğini o an daha iyi anladım!
 
Sonra enişte söze girdi ve, "Milleti gazete ve televizyonlar hastalık manyağı yaptı. "Şu şikayet varsa aman ihmal etmeyin, bu şikayet varsa hemen doktora koşun" diye diye millet artık hastanelerden çıkmaz oldu. Arada sırada sadece başı ağrıyan, başka en ufak bir şikayeti olmayan birisi durup dururken ölüvermez mi! Alllaahhhh" dedi! Bu tür istisnaların bilinçli bir şekilde yayılan bu algıyı kuvvetlendirdiğine değindi!
 
"Bazı meselelerin özünde istisna durumlar vardır, bunları ne yaparsanız yapın önleyemezsiniz! Sağlık sektörü bazı kaygılarla bunları bilerek abartır" dedim ben de, konuya böyle bir katkı yaptım!
 
Yine pratik zekaya sahip enişte bir kıssa anlattı. Bir vatandaşımız çocuğunu doğar doğmaz soğuk suya sokmuş! Hiç hasta olmamış daha! Bunu gören bir savcı da çocuğunu doğunca soğuk suya sokturmuş! Çivilemeymiş bunun adı! Soğuğa karşı çivileme! Lakin savcı beyin çocuğu kısa sürede hasta olmuş, zatürreye yakalanmış ve ölmüş! Hayretler içinde kalarak, "Filanca kişininkine bir şey olmadı da bizimki niye hasta oldu" dediğinde şu cevabı almış: "Onun anne ve babası da çiviliydi savcı bey!" 
 
İşte genetik mirasa çok güzel bir örnek! Dedim ya herkes artık her şeyi biliyor! Sadece kavramlar ve sözcükler değişiyor! Bir de etiketler ve unvanlar!
 
O an düşündüm ve bunların bize şunu gösterdiğini fark ettim: "Sadece kitaplar ve fakülteler değil; sosyal paylaşımlar, sosyal ortamlar ve sohbet kültürü de çok şey öğretiyor! Belki bu yüzden toplumumuzda kitap okuma oranı düşük! Bizim toplum kitap dışı yol ve yöntemlerle öğreniyor çünkü! Öğrenmeyi sadece kitaplarla sınırlı algılayanlar, öğrenme = kitap ve lise / üniversite zannedenler, en iyi okulun yaşamın kendisi olduğunu göremeyenler bunu anlayamıyor tabi!"
 
Televizyon vs. izlemediğini iyi bildiğim bir başkası konuya dahil oldu, oturduğu köşesinden, "Hastaneler çoğalıyor ama haslıklar azalmıyor" dedi; gülümsedim bir an! Çünkü bu tespiti ilk bu alandaki bazı uzman kişiler yaptı sanıyordum; dedim ya herkes her şeyin farkında artık! Çok kitap okuyan da hayatın içinde yaşamı okuyan da! Fakülte bitiren de hayat okulunu bitiren de!
 
SONUÇ
 
Artık herkes sorguluyor, artık herkes tartışıyor. En çok da sağlık ve bu alandaki işler tartışılıyor! Tam bir teslimiyetle sağlıklarını emanet eden ve bir zamanlar bu konularda akıllarına en ufak bir şek ve şüphe getirmeyen kişiler artık bizleri, beyaz önlüğü, sağlık sektörünü tartışıyor. Bunu biz sağlık camiası el birliğiyle başardık sonunda! 

 



1457 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı